İYİ Parti tarafından eski Ülkü Ocakları Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin TBMM Başkanlığına verilen Meclis araştırma önergesi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

İYİ Parti söz konusu önergeyi dava dosyasında, “suikastın ardından 9 ay geçmesine rağmen kamu vicdanını rahatlatacak bir ilerleme kaydedilmemiş olması” nedeniyle gerekli önlemlerin alınması amacıyla vermişti.

Önergenin iktidar vekilleri tarafından reddedilmesi üzerine İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu şunları söyledi:

"BOYNU BÜKÜK İKİ GÜNAHSIZ YETİMİN 'BABA' DİYE HAYKIRIŞLARI VAR"

“Sizin hiç oğlunuz acımasızca pusularda katledildi mi? Sizin hiç can parçanız kurşun yağmuruna tutularak sizden koparıldı mı? Siz hiç yaralı yüreğinizin acısıyla bir ömür boyu yaşamaya mahkûm edildiniz mi? Ben Bursa milletvekiliyim ve böyle bir acılı babayı, yüreği yaralı anayı, gözü yaşlı eşi, boynu bükük iki yavruyu çok iyi tanıyorum. Onların asla dinmeyecek acılarını paylaşmaya çalışıyorum. İtiraf edeyim ki kelime dağarcığım onları teskin edecek söz bulmakta zorlanıyor.30 Aralık 2022’de Türkiye’nin vicdanını yaralayan, vatandaşın yüreğini sızlatan acımasız bir suikast yaşandı. Ankara’nın tam ortasında meydana gelen saldırıda genç bir akademisyen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Biliyor musunuz ki yürek yangınındaki acılı baba Musa amcanın bizden, sizden, hepimizden ne beklentisi var? Duyuyor musunuz ki her doğan güne kan ağlayarak uyanan Saniye annenin, Ayşe bacının yüce Meclis’e bir çağrısı var. Görüyor musunuz ki boynu bükük iki günahsız yetimin çaresiz bakışları ‘baba’ diye haykırışları var.

Yaşadıkları tarifsiz travmaya rağmen her görüştüğümüzde er ya da geç Türk adaletine güven duymak istediklerinin tanığı oluyoruz. Sinan Ateş cinayeti Türk milliyetçilerinin Kerbelası’dır. Günümüz teknolojisinde mobeselerin, HTS kayıtlarının, plaka takip sistemlerinin bu derece gelişmiş olmasına rağmen cinayetin tüm ayrıntılarıyla çözülmemiş olması hiçbir biçimde izah edilemez. Teröristlerin ayakkabı numaralarını bildiğini gururla ifade eden irade başkentin ortasında cinayet işleyen şebekeyi tüm unsurlarıyla ortaya çıkarmalıdır, çıkarmak zorundadır.

İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıdan birkaç saat sonra bombacı kadını evde yakalayan bizim devletimizdi. Sultan Ahmet bombacısının Suriye’de hangi aşiretten olduğunu kamuoyuna aktaran bizim devletimizdi. Bir yılbaşı gecesi basılan Reina’daki katliamı birkaç gün içinde çözerek IŞİD’çi katili yakalayan bizim devletimizdi. Daha örnekler çok. Şimdi sayın Adalet Bakanına soruyorum; emniyet ayağında gösterilen başarı, yargı ayağında neden gösterilmiyor? Aradan bir yıla yakın süre geçmesine rağmen henüz bir iddianame dahi neden hazırlanabilmiş değil? Dava dosyası için halen gizlilik kararının bulunmasının sebebi nedir?

Olay anında nöbetçi savcı sıfatıyla adli işlemler başlatılmış sonrasında yerine bir başsavcı vekili ve bir Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmişti. Olaydan yaklaşık 7 ay sonra ise bu iki savcının dosyadaki yetkileri alınmış bu kez yeni bir başsavcı vekili koordinatör olarak atanarak olayın başındaki nöbetçi savcı tekrar dosyada görevlendirilmiştir. Dosyada ki bu denli savcı hareketliliği normal midir? Milletin gönlüne yerleşen Sinan Ateş gerçekten ne zaman ölecektir biliyor musunuz? Adalet tam olarak tecelli ettirilmediğinde ölecektir.

Suikast dosyasına ilişkin manidar gelişmeler ve dosyaya dair tehdit iddiaları adalete inanç ve güveni sarsmaktadır. Konunun bütün boyutlarıyla araştırılıp, soruşturularak incelenmesini yüce Meclis’imizden saygılarımızla arz ediyoruz.”