GÜNDEM

Seçim2023 I SOL Parti: Saray iktidarını tarihin çöplüğüne göndereceğiz

Abone Ol

HABER: FATOŞ ERDOĞAN

SOL Parti, "Felaket iktidarını gönderelim! SOL'da örgütleyelim. Sen de sesimize ses ver" çağrısıyla Haliç Kongre Merkezi’nde halk buluşması gerçekleştirdi, seçim bildirgesini açıkladı.

"Kadınlar, gençler, emekçiler, ezilenler haklarımız ve geleceğimiz için örgütlenelim. Haklarımız ve geleceğimiz için örgütlenelim. Eşitlik, özgürlük, laiklik ve bağımsızlık için SOL var" pankartlarının açıldığı halk buluşmasına Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, Pınar Selek’in babası Av. Alp Selek, CHP İstanbul İl Yöneticisi Saniye Yurdakul, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Sanatçı Erdal Güney, TİP, HDP yöneticileri ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı.

SOL Parti, 14 Mayıs genel seçimleri öncesi gerçekleştirdiği buluşma ile seçim bildirgesini açıkladı. Açılış konuşmasını yapan SOL Parti İstanbul il Başkanı Deniz Demirdöğen, 20 yıllık felaket iktidarının yaptıklarına karşı öfkeli olduklarını ancak 20 yıllık felaket iktidarına karşı kazanmaya en yakın olduklarını söyledi.

Demirdöğen, şunları ifade etti:

"20 yıllık felaket iktidarının yaptıklarına karşı öfkeliyiz. İnşa ettikleri rejimin suretini en acı şekilde depremde kaybettiğimiz binlerce yurttaşımızın acısıyla bir kez daha hissettik. Ne mutlu ki tüm bu kötülüğe inat dayanışmayı unutmayanlar var.  Arama kurtarma için bölgeye koşan madenciler var. Haftalardır bölgede dayanışmayı örgütleyen gönüllüler var. Sosyalistler, devrimciler, muhalefetin tüm özneleri ile birlikte yıkılan kentlerde yeni bir hayatı filizlendirdik. Depremde hep birlikte bu kötülüğe karşı nasıl dayanışma seferberliği içerisinde olduysak, bu Talibancı ittifakın kökünü kazımak için de tüm muhalefet güçleriyle hep birlikte mücadele seferberliğinde olacağız. 20 yıldır hayatlarımıza çöken bu Saray iktidarı ile hesaplaşmaya tam 5 hafta kaldı. Bu felaket iktidarını tarihin çöplüğüne göndermeye ve işledikleri tüm suçların hesabını sormaya tam 5 hafta var. Şunu aklımızdan çıkartmayalım ki; bu iktidarın kendi kudreti ile kazanma şansı kalmamıştır. Ancak ve ancak muhalefet olarak bizler hata yaparsak bu seçimleri kaybederiz. Şimdi, 20 yıllık felaket iktidarına karşı kazanmaya en yakın olduğumuz andayız. Bizler, SOL Parti olarak 3 yıl önce yollara düşerek bir yürüyüş başlattık. Halkın sağlık, eğitim ve barınma hakkı için mücadele ettik. Köy köy, mahalle mahalle, birim birim örgütlenerek halkın içinde güçlendik. Halkın sözünü ve eylemini meydanlara taşıdık. Trabzon’dan, İzmir’e, oradan İstanbul’a Kartal Meydanı’na umudu taşıdık. Fatsa’da fındık, Uşak’ta üzüm, tütün ve buğday üreticileriyle meydanlarda buluştuk. Memleketin dört bir yanında yürüyüşler ve buluşmalar gerçekleştirdik. Şimdi, bu yürüyüşümüzün en kritik eşiğindeyiz. 15 Mayıs sabahında yeni bir başlangıç yapmak için bu kritik etabı adım adım örgütlemeliyiz. En başta, muhalefet olarak elimize geçen moral üstünlüğü halkla buluşturmalıyız. Çarşıda, pazarda, sokakta, mahallede hayatın aktığı her yerde kazanma iradesini halkla buluşturmalıyız.”

“KANIYLA CANIYLA MÜCADELE EDEN DEVRİMCİLER VAR”

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, yaptığı konuşmada "Sol parti nasıl bir mücadele ortaya koyacak. Biz yarın bütün emekçilerin taleplerini örgütlemek için mücadele edeceğiz" dedi

“Eğer ülkenin kaderine bir kez daha hileyle el konulmaya çalışırlarsa, bilsinler ki bu ülkenin kanıyla canıyla mücadele eden devrimcileri var “vurgusu yapan İşleyen, konuşmasında şunları söyledi:

"Bir söz var, devrimcilik bitmeyen bir umut yolculuğudur. İşte o devrimciler ülkenin yıkıntısı içerisinde canlarından can olmaya, umut yaratmaya gitti. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine yaklaşıyor. 5 hafta sonra bir pazar akşamı bu ülke görüp görebileceği en büyük felaketten kurtulacak. Birlikte başaracağız. Birlikte göndereceğiz. Bu kritik dönemde bizim için önemli dersler var. 20 yılda bu hareketin tutumu neydi deseniz sorumluydu, tutarlıydı, devrimciydi. Henüz 2007’nin içerisinde kalbin Türkiye’de bir darbe tehdidi var dediğinde biz bu ülkede siyasal islam tehlikesi var dedik. 2010 referandumunda bu ülkenin bugüne gelmesinde en büyük karılma olan referandumda anlatmaya çalıştık. Bunun gerici, faşist ellere teslim edileceğiniz söyledik. Sokaktaydık, birlikte mücadele ettik. Evet önüne geçemedik. Ülke böylesi bir karanlığa teslim oldu ama mücadeleyi bırakmadık. Şimdi görev bu iktidarı yıkmak göndermektedir. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda 3 yıldır bu bir seçim değil referandumdur diye seçimin karakterini ortaya koymaya çalıştık. Bugün bir domuz bağıyla birbirine bağlanmış gerici ittifakı yenmenin kadınlar, emekçiler, çocuklar için önemini anlattık. Bu faşist rejim en çok emekçilerin düşmanıdır. Eğer faşizm varsa yapılması gereken ona karşı tek yumruk olup onu yenmektir. Bugün de tüm muhalefetin tek yumruk olduğu biçimde bir seçim sürecine geldik. Bu faşist iktidarın ülkemizde bir saniye daha fazla kalmaması için, çadır çalan iktidarı yollamak için, Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğimizi açıkladık. Bizim görevimiz sadece oy vermek değil, aynı zamanda onu korumak. Ama eğer ülkenin kaderine bir kez daha hileyle el konulmaya çalışırlarsa, bilsinler ki bu ülkenin kanıyla canıyla mücadele eden devrimcileri var.”

“21 YILLIK REJİM VARLIĞINI 3 FAİL ÜZERİNE KURDU”

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Feray Aytekin Aydoğan konuşmasında şunları söyledi:

“Çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, binlerce canı kaybettik biz. Tuttuğunuz defterlerle mi korkutacaksınız bizi? Sorumlu kim, katil kim? Katil, deprem değil katil memleketi beşli, onlu çetelerin ellerine bırakan o binalara, rezidanslara izin veren, kentsel dönüşüm adı altında kentleri toplu mezarlığa dönüştüren, her binanın onayının altında imzası olanlardır. Katil, halk için değil rant için yapılan, depremde yıkılan o yollar, köprüler, havaalanları ile memleketi bir avuç sömürücünün ellerine teslim edenlerdir. Katil, bir afette ilk dakikalardan itibaren orada olması gereken tüm kamu kurumlarını kapatan, özelleştiren, tasfiye edenlerdir. Katil, Diyanet İşleri Başkanlık Müşaviri’ni AFAD Başkan Yardımcısı olarak atayanlar, battaniyeyi, ekmeği, suyu yıkıntılardan yaşamlarını kurtaranlara ulaştırmayıp mobil mescit gönderenler, kamu kurumlarını kadrolaşmayla kuşatanlardır. Katil, sağlığı, hastaneleri satılığa çıkardıkları, özelleştirdikleri için yıkıntılardan çıkabilen insanlara tedavi olacak hastaneler bırakmayanlardır. Katil bağışladığımız kanları, halka ait olan çadırları daha fazla para, daha fazla rant uğruna satılığa çıkaranlardır.

21 yıllık rejim varlığını 3 fail üzerine kurdu. Birinci fail kamucu tüm perspektifi, Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını yıkan, eğitimden, sağlığa, barınmadan ulaşıma her şeyi satılığa çıkaran neoliberal politikalardı. İkinci fail siyasal İslamcılıktı. Depremden kaynaklı doğal olmayan ölümlere kader diyen, yağmurun altında yardım çığlıkları atan insanlar için ezan okutan bu kötülükler imparatorluğuydu. Bilimi reddeden, bilim insanlarını hedef gösteren bu karanlık kaybedilen her hayatın faili. Üçüncü fail ırkçılık, milliyetçilikti. Şırnak’tan Edirne’ye herkes, düşman ilan ettikleri Ermenistan’dan, Yunanistan’a onlarca ülke arama kurtarma için en temel ihtiyaçlar için oradaydı. Bu üç failin, tek adam rejiminin yarattığı bu karanlığı en can acıtıcı haliyle herkes gördü. 20 yıldır yaşatılan karanlığın her anı, her günü için artık yeter. Bu memleketin aydınları, emekçileri, gençleri, kadınları, ilericileri, sosyalistleri, devrimcileri 20 yıldır birlikte kesintisiz mücadele edenleri olarak bu felaketler iktidarını birlikte gönderelim haklarımız ve geleceğimiz için örgütlenelim, memleketi yeniden kuralımın çağrısıdır bugünkü buluşmamız.”