Türkiye'de Süper Lig hızlı başladı. Tartışmalar ve kavgalar da hızlı başladı. Transfer limitleri nedeniyle kulüpler çok zor günler geçiriyor. Artık eskisi gibi sansasyonel transferler yapılmıyor.
Adana Demirspor ve Trabzonspor dışında. O kulüplerin de nasıl bu transferleri yaptıklarını yönetimlerine baktığınızda biraz anlarsınız. Türkiye'de hiçbir kural herkese eşit değildir. Kurallar kişiler ve görüşlere göre sürekli değişiyor. TFF, daha önceden de yazdığım gibi futboldan anlamayan bir yönetimden oluşuyor. Nihat Özdemir, AKP'nin en yakın dostlarından biri. Son yıllarda verilen ihaleler ve ihalelerin dağıtım biçimlerine baktığınızda çok daha iyi anlarsınız. Böyle bir yönetimle kaliteli bir futbol yönetimi beklemek de ahmakça olur. MHK yapısı liyakatten uzak bir şekilde oluşturulmuş durumda.
Bu sene Türkiye'de futbol camiası içinde en hazır olmayanlar hakemler olarak görülüyor. Son iki haftadır hemen hemen bütün maçları izledim. Bu hakemlerle halı saha maçına bile çıkılmaz. Son derece kalitesiz hakemler. Maçları hakemler değil futbolcular ve yönetimler yönetiyor. Son iki haftadır en az 20 futbocunun ayağına tekme atıldı ama tek bir kırmızı kart bile çıkmadı. Yine penaltı kararları maçlara ve takımların renklerine göre değişiyor.
Saha içerisinde oyun sürekli duruyor. Oyuncular hakemlerin gözlerinin içine baka baka küfürler ediyor ama hakemler arkalarını dönüp gidiyor. Hakemlik camiası Türkiye'de iğrenç bir hale dönüşmüş durumda. Adana Demirspor'dan Belhanda, 4. hakemin bir metre önünde Hikmet Karaman'a İngilizce küfrediyor, ama hakem uyarma gereği bile duymuyor. O lafları sokakta biri söylese kavga çıkardı. Türk takımlarının kalitesizliği Avrupa maçlarına çıkınca kendini çok daha iyi ele veriyor. Milyon dolarlar alıp koşmayan oyuncular, sistemden taktikten anlamayan hocalar, dertleri futbol ve kalite olmayan bir TFF...
Yerli yabancı kuralı tam bir rezalete dönüşmüş durumda. Beşiktaş'ın hocası Sergen Yalçın da isyan etti. TFF'nin varlık sebebi futbol camiasını organize etmek ve daha iyi olmasını sağlamak. Ama futbol camiası içerisinde bu yerli yabancı kuralını kabul eden tek bir kulüp bile yok. O zaman TFF, bu saçma yabancı kuralı ısrarında niye devam ediyor. Bu kural kaliteli yerli oyuncuların çıkmasına hizmet etmez; tam tersine çok kalitesiz yerli oyuncuların piyasasının yükselmesine sebep olur.
Bunların yanında bir de kulüpleri biraz değerlendireyim. Bu sezona en konsantre olarak başlayan takım Fenerbahçe olarak görülüyor. Pereira, saha içerisine çok konsantre. Yeni oluşturduğu 3-4-3 sistemi de defansif olarak iyi gidiyor. Fenerbahçe oynadığı son 3 resmi maçta hiç gol yemedi. 3 resmi maçta 3 galibiyet aldı. Son Antalyaspor maçında da iyi oynayan bir Fenerbahçe vardı. Hakemlerin korkunç hataları oldu bu maçta.
Fenerbahçe'nin net bir golü verilmedi. Antalyaspor'un penaltı beklediği pozisyon da penaltı değil. Hadi penaltı olsa bile ofsayt var. Sosyal medyada yine her sene olduğu gibi Kadıköy'de kara gece diye bir TAG açtılar. Bu tagı açanlar algı oluşturmaya çalışıyor. Bu TAG'ı açanların bir merkezden yönetilen troller olduğunu düşünüyorum. Bu trollerin başında da Erman Toroğlu ve Hıncal Uluç var. Her sene aynı algı ile sezona başlıyoruz ama 8 yıldır şampiyon olamayan bir Fenerbahçe var. Fenerbahçe bu sene bu algı ve trollerle de mücadele edecek. Fenerbahçe'nin transferleri biran önce bitirmesi lazım. Özellikle forvet ve sol açık transferleri şart. Ferdi Kadıoğlu ile Fenerbahçe daha fazla gidemez. Ama genç oyuncuların kadroya dahil edilmesi ve oynatılması da çok önemli. Umarım bu politika devam eder.
Beşiktaş ise kadrosunu iyi isimlerle güçlendirdi. Bu isimler yavaş yavaş sisteme entegre olurlarsa Beşiktaş'ı oyun olarak daha ileriye götürebilir. Beşiktaş'ın Gaziantep maçına baktığımızda ileride rakip defansı açamayan bir ileri hattı olduğunu gördüm. Bu arada çok sıcak bir havada oynandı maç. Beşiktaşlı Nsakala saha içerisine yığılıp kaldı Allah'tan çok ciddi bir şey olmadı. Ama TFF'nin bu sıcaklık durumlarına da dikkat etmesi gerekiyor. Bir tane organizasyonu başarılı yapmayı deneyebilirler. Örneğin, Adana, Gaziantep, Antalya gibi takımların ilk birkaç maçlarını deplasmana alabilirlerdi. Aşırı sıcaklar birkaç hafta sonra zaten sona eriyor. Kışın da çok soğuk olan dönemlerde Sivas, Erzurum gibi takımların maçları deplasmana alınabilir. Böyle bir düzenlemeye eminim hiçbir takım itiraz etmez. Ama TFF'nin bunları düşünemeyecek kadar saçma ve yoğun işleri var. Sporcu sağlıkları her şeyin önünde gelir. İlk olarak bunların düşünülüp hesaplanması gerekir. Beşiktaş'ın şampiyonlar ligi maçlarının başlaması ile birlikte çok yoğun bir maç trafiğine gireceğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu yoğun trafiğe uygun bir transfer politikası olması lazım.
Galatasaray'da ise yeni yönetimle birlikte Fatih Terim'e de çok yoğun bir misyon biçildi. Galatasaray da diğer takımlara göre sezona daha erken başladı. Avrupa karnesi çok da iyi olmayan Galatasaray lige ise galibiyetle başladı. Galatasaray'da da Fenerbahçe'de olduğu gibi transferler daha bitirilmedi. Falcao ve birkaç oyuncu daha önce kadroya alınmadı ama transferler yapılmayınca tekrar kadroya alındılar. Birkaç hafta sonra Galatasaray'ın en hazır takım olacağını düşünüyorum. Çünkü çok erken başladılar ve eksikliklerini en iyi bile takım şuana kadar Galatasaray.
Bu hafta Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve hakemleri biraz değerlendirdim. Haftaya ise 3 büyükler dışındaki takımları detaylı yazacağım.