Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Namık Tan, Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvuruş ile ilgili X hesabından açıklamada bulundu.

BRICS üyeliği ile ilgili gelişmeleri S-400 döneminde yaşanan sürece benzeten Tan şunları şunları söyledi:

1. “Bir deli kuyuya taş atmış…” diye söze gireceğiz, onu bile yapamıyoruz. Zira kuyuya gerçekten bir taş atıldı mı, atıldıysa taşı kuyuya kim attı, kuyuya taşı atan deli mi yoksa deli taklidi mi yapıyor? Bunların hiçbirini doğru dürüst ve zamanında öğrenemiyoruz

2. Türkiye sözde BRICS’e başvuru yapmış. Başlıktaki gibi; söylentisinin yayılması, gerçekten olmasından daha kötü. Rus tarafından Putin’in sözcüsü Peskov resmi üyelik başvurusundan, güçlü üyelik niyetinden söz ediyor. Kimilerine göre Dışişleri Bakanlığı’mız dahi (eğer yapıldıysa) böyle bir üyelik başvurusundan habersiz

3. Zamanlama olarak, bu başvuru söylentisinin dışişleri bakanı Hakan Fidan’ın 2019 yılından bu yana ilk defa Avrupa Birliğinin yılda iki kez aday ülkeler Dışişleri Bakanlarıyla yaptığı gayrı resmi toplantısına katılmasının ardından çıkmasına dikkat çekiliyor. Herhalde Fidan’ın Brüksel’deki “Gymnich” toplantısında istiskale uğradığı ve üyelik girişiminin veya bu söylentinin yayılmasının buna yanıt olduğu varsayılıyor

4. Nasıl ki, S-400 almanın sonucu F-35 programından atılmak, “Mavi Vatan” diye bir sloganla yola çıkmanın sonucu da ABD’nin NATO içinde Türkiye-Yunanistan dengesinden vazgeçmesi ve Yunanistan-İsrail-Mısır-GKRY’nin hatta belki Fransa’nın da tek bir diplomatik cephede karşımıza dizilmesi olmuştu, BRICS’e üyelik başvurusu yapmanın dış politika ve ulusal güvenlik politikalarımız bakımından nasıl bir parça tesirli saatli bomba etkisi yapacağını varın siz düşünün.

5. Anlaşılmadıysa düz ifade edelim: Eğer doğruysa, Ankara’nın BRICS’e üyelik başvurusu yapması bir diplomatik çılgınlık, bir diplomatik intihar girişimidir. Eğer toplantıya çağrıldı ama dilediği biçimde muhatap alınmadı, sözünü dinletemedi diye dışişleri bakanı Fidan böyle bir adım attırdı yahut böyle bir adım atıldığı, atılabileceği izlenimi vermeyi diplomatik yanıt sandıysa, o daha da vahimdir. MEB Tekin’in Fransız okullarıyla uğraşmasını veya propaganda ve dezenformasyon müdürü Altun’un Haniye başsağlığı mesajı kaldırıldı diye onbinlerce yurttaşımızın geçim kapısı Instagram’ı kapattırmasını çağrıştırır

6. Doğu Akdeniz’e İsrail’i korumak üzere gelmiş ABD deniz görev gücüyle ortak tatbikat yapıp, neredeyse eşzamanlı olarak AKP destekli Hamas liderlerinden Halit Meşal’i İstanbul’a getirip İsrail’e intihar saldırılarını artırma çağrıları yaptırmak, AB gayrıresmi toplantısına beş yıl sonra ilk kez çağrılıp dönüşte BRICS üyeliğini gündemleştirmek gibi şark usulü kurnazlıkları kimse yutmaz

7. Böyle işlere, oyunlar oynamaya kalkışılırsa olan zaten elde pek kalmayan devletlerarası itibara olur. Merkez Bankası’ndaki döviz açığı bile belki belirli bir süre SWAP’larla, palyatif önlemlerle makyajlanıp, taşıma suyla değirmen döndürülebilir. Ancak, tüketilen diplomatik itibar ve güven kredisinin yerine geri konması çok daha güçtür

8. Artık buradan sizlerle paylaşmayı adet edindiğim evyapımı diplomasi mesellerinden devam edersek: İki ata aynı anda binilmez. Kaplanın sırtında da ilanihaye gezilmez. Gideceği limanı bilmeyen yelkenliye hiçbir yelden hayır gelmez. Türkiye’nin organik kimliği ve tarihsel yönelimi bellidir. Tekerleği yeniden keşfe kalkışmanın ve bu beyhude çabayı “diplomatik etkinlik” diye pazarlamanın da gereği yoktur