GÜNDEM

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kayyım Eleştirisi

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerine sert eleştirilerde bulundu. Sayyiğit, kayyım uygulamalarını ve insan hakları ihlallerini gündeme taşıyarak, “Kentlerin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor,” dedi. Milletvekili, kayyımların demokrasiye aykırı bir yönetim biçimi olduğunu ve Anayasa’nın yerinden yönetim ilkesini ihlal ettiğini belirtti.

Abone Ol

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerine sert eleştirilerde bulundu. Sayyiğit, kayyım uygulamalarını ve insan hakları ihlallerini gündeme taşıyarak, “Kentlerin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor,” dedi. Milletvekili, kayyımların demokrasiye aykırı bir yönetim biçimi olduğunu ve Anayasa’nın yerinden yönetim ilkesini ihlal ettiğini belirtti.

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Van'da kaybolduktan sonra cesedi 20 kilometre ötede bulunan Rojin Kabaiş'in ölümünü hatırlatarak tartışmalı kadın ve çocuk ölümlerine dikkat çekti. Kaçmaz Sayyiğit ayrıca, muhalif belediyelere atanan kayyımlara da tepki gösterdi. "Önemli bir bakanlık olduğu kesin çünkü özgürlükler ilkesini güvenlik adı altında darmadağın eden bir yanı da var bu bakanlığın. Yıllarca 'Hukuk arkasından gelsin' anlayışıyla hareket edildi. Güvenliğin esas amacı özgürlükleri garantiye almak olmalıyken adeta insan hakları, demokrasi ve barışa karşı bir cephe oluşturuldu. Sayın Yerlikaya, siz de göreve geldiğinizde hukuk ve insan haklarına göre hareket etmekten bahsettiniz ama bir buçuk yılda sicilinize birçok hukuksuzluğu ve hak ihlallerini yazdırmayı başardınız.

“Rojin İçin Adalet İstiyoruz”

Sayyiğit konuşmasında, Van’da kaybolduktan sonra cansız bedeni 20 kilometre ötede bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünü hatırlatarak, kadın ve çocuk ölümlerine ilişkin şeffaflık çağrısı yaptı. Süreçlerin kamuoyu vicdanını tatmin etmediğini belirten Sayyiğit, “Çocuklar öldürülüyor, kadınlar ortadan kaybettiriliyor ama olayların ardından gizlilik kararlarıyla gerçeklerin üzeri örtülüyor. Van’daki Rojin Kabaiş vakasında olduğu gibi, olayların ardından dikkatler dağıtılıyor, gerçekler karartılıyor. Kolluğun teknik imkânları olduğu iddia edilirken bu vakadaki şüpheler giderilemiyor. Rojin için adalet istiyoruz, herkes için adalet diyoruz,” ifadelerini kullandı.

Kayyımlar ve Demokrasi Eleştirisi

Muhalif belediyelere kayyım atanmasının sadece bir yönetim tercihi değil, aynı zamanda bir ekonomik gasp olduğunu ifade eden Sayyiğit, "Kayyumlarla Anayasa'da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran İçişleri Bakanı'na da Anayasa hatırlatmasında bulunmamız gerekmiyor mu? AKP'nin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir hazımsızlığı var çünkü karşımızda demokrasiyle sorunlu bir zihniyet var. Bu sebeple, Hakkâri, Batman, Halfeti, Mardin ve Esenyurt Belediyelerine kayyum atamaktan geri durmadınız. O kentte yaşayan insanların emeği çarçur ediliyor, kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor" dedi.

Sayyiğit, seçimlerden sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin kayyımdan alındığında 3,5 milyar lira borçla karşılaştığını, Batman Belediyesi’nin ise 3 milyar 53 milyon lira borçlu olduğunu vurguladı. Bu durumun, kayyımların kentlerdeki kaynakların nasıl çarçur edildiğinin en somut göstergesi olduğunu belirtti.

“Kürtlerin Huzurunu Kaçırarak Bu Ülkede Huzur Sağlanamaz”

İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye genelinde düzenlediği “Türkiye’nin Huzuru” toplantılarına da atıfta bulunan Sayyiğit, bu toplantıların Kürtler için bir anlam ifade etmediğini söyledi: “Kayyumlarla Anayasa'da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran İçişleri Bakanı'na da Anayasa hatırlatmasında bulunmamız gerekmiyor mu? Çünkü AKP iktidarı son 8 yılda ülkenin Kürtlerin yaşadığı parçasında idari yapıyı parçalamış durumda. Kürtçe hizmetler yasaklandı, kadın merkezleri ve çocuk kreşler kapatıldı. Buna rağmen halkımız demokratik mücadeleden vazgeçmedi, belediye eş başkanlarını da ön seçimle kendisi seçti. AKP'nin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir hazımsızlığı var çünkü karşımızda demokrasiyle sorunlu bir zihniyet var Bu sebeple, Hakkâri, Batman, Halfeti, Mardin ve Esenyurt Belediyelerine kayyum atamaktan geri durmadınız. Herhâlde daha oy pusulasındaki mürekkep bile kurumadan bunun planlarını yapıyorsunuz çünkü kayyumlarla belediyelerde ciddi bir rant paylaşım savaşı açığa çıkıyor. Bununla o kentte yaşayan insanların emeği çarçur ediliyor, kentin ekonomik birikimi bizzat kayyumlarınız tarafından yağmalanıyor. Dolayısıyla, kayyumlar sadece irade gasbı değil, aynı zamanda ekonomik bölüşüm araçları olarak karşımıza çıkmakta. Seçimden sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi'ni kayyumdan aldığımızda toplam borcu 3,5 milyar lira; yine, Batman'ın 3 milyar 53 milyon lira borçlu olmasının sebebi de tam olarak budur. Sayın Bakan, il il gezip Türkiye'nin Huzuru toplantıları yapıyorsunuz. Buna Kürtler dâhil mi değil mi, merak ediyoruz çünkü Kürt'ün huzurunu kaçırarak huzur sağlanmaz bu ülkede. Kayyum siyasi darbedir, ekonomik soygundur, milyonların huzursuzluğudur."

Sayyiğit, İçişleri Bakanı’na Anayasa’yı hatırlatmanın artık zorunlu hale geldiğini ve hukukun üstünlüğünün güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.