Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Öztürk, yaz aylarının gelmesiyle birlikte çocuklarda idrar enfeksiyonu rahatsızlıklarının artış gösterdiğini belirterek hastalığın, "basit bir enfeksiyon" olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.
İdrar yolu enfeksiyonuna genellikle bakterilerin nadir olarak da virüslerin yol açtığını kaydeden Öztürk, "Enfeksiyonun belirtileri arasında sistit bulgusu dediğimiz, sık ve azar azar idrar yapma, idrar yaparken yanma, karın ağrısı, ateş, kusma ve ishal gibi şikayetler olabilir. Ancak, bazen hiçbir bulgu ve belirtiye de rastlanmayabilir. İşte, burada çok dikkatli olmalısınız. Rutin kontrollerin önemini iyi kavramamız lazım. Özellikle çocukluk çağlarında tedavi edilmeyen ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları böbrek yetmezliğine neden olabilir." açıklamasında bulundu.
Öztürk, bebeklerin doğumunu izleyen ilk 6 ayda bir, altıncı aydan sonra da 2 ayda bir, on sekizinci aydan sonra ise 3 ayda bir, iki-dört yaş arasında 6 ayda bir, dört yaştan sonra ise yılda bir kontrollere gelmesini istediklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Bu kontrollerde, genel muayenenin yanı sıra kasıklarda büyümüş lenf bezeleri, sık pişik oluşması, iştahsızlık, az kilo alma, huzursuzluk, ara sıra gerçekleşen bulantı ve kusma şikayetleri varlığında bebeğin idrar yolu enfeksiyonu açısından tetkik edilmesi gerekir. Tam idrar tahlili ve idrar kültürü sıklıkla idrar yolu enfeksiyonu tanısı için yeterlidir. İdrar yolu enfeksiyonuna çok farklı bakteriler neden olabildiğinden dolayı idrar kültüründe mikrop ürediyse, mikrobun hangi antibiyotiğe duyarlı olduğunu anlamak için antibiyogram denilen test yapılmalıdır ve tedavi planı buna göre planlanmalıdır."
"Enfeksiyon her yaşta çok ciddidir"
Bazı idrar yolu enfeksiyonlarına infant denilen ve ilk 12 aydaki bebeklerde ateş, kusma ve ishal belirtisi gösterdiğini belirten Öztürk, "Daha büyük çocuklarda, özellikle böbreği tutan enfeksiyonlar, sistit bulgusu yani sık idrar idrarda yanma ve acıma hissi vermeyebilir. Fakat yüksek ateş, ateşle birlikte üşüme, titreme hali, ciddi karın ağrısı, ishal ve kusma gibi sistemik şikayetlere sebep olabilir. Böbreği tutan enfeksiyon ise her yaşta çok ciddidir ve böbreklerde kalıcı hasar bırakabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Öztürk, bazı çocukların idrar yollarının anatomik yapıları gereği ve bağışıklık sistemlerindeki eksiklik nedeniyle sık idrar yolu enfeksiyonu geçirdiklerini vurgulayarak, "Doğuştan böbreklerinde anormallik olanlar, idrar kanallarında çift idrar kanalı ya da idrar kanalında tıkanıklığı olanlar, idrar yaparken mesaneden böbreğe kaçak olanlar, idrar çıkış noktası olan üretra ve anüsün birbirine yakın olması gibi çeşitli nedenler sık idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Sık idrar yolu enfeksiyonu varlığında ebeveynlerin hem rutin kontrolleri aksatmaması hem de doğru alt temizliğine özen göstermeleri önemlidir." açıklamasında bulundu.
İdrar yolu enfeksiyonlarında kontrolün önemli olduğunu anımsatan Öztürk, "Şikayetlerin ve tüm belirtilerin kaybolması enfeksiyonun iyileştiğini göstermeyebilir. Yedi günlük tedavi bittikten sonra idrar testi ve kültürü mutlaka yinelenmelidir. Sonrasında da çocuğun şikayeti olmasa bile 3 ay sonrasında tekrar kontrol edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Öztürk, bezli bebeklerin dışkıları kıvamsız olduğu için, dışkı bez içerisinde her yere yayılabildiğini belirterek, sık yapılan bez değişimi ve doğru yapılan alt temizliği idrar yolu enfeksiyonuna karşı korunmak açısından önemli olduğunu bildirdi.
Dışkı bulaşmış bölgelerin bol ve temiz suyla yıkanması gerektiğini aktaran Öztürk, "Sık karşılaşılan hataların başında ıslak mendil kullanımı gelmektedir. Cildi tahriş edip bütünlüğünü bozarak enfeksiyonlara neden olabilir." bilgisini paylaştı.