Yıllar önce Cumhuriyet Gazetesi, “tehlikenin farkında mısınız?” cümlesini, Arapça’ya benzeyen fontlarla ve tersten yazarak bir kampanya yapmıştı. Ülkede yükselen Siyasal İslam’a vurgu yapıyor ve farkındalık yaratmaya çalışıyordu.
Sanırım bugün de aynı soruyu sormamız gerekiyor. Üstelik, Cumhuriyet Gazetesi’nin yaptığı gibi uzak bir gelecek somut olmayan durumlar için değil. Çok daha somut, en fazla sekiz ay sonra yaşayabileceğimiz seçimlerde karşımıza çıkacak bir tehlikeden söz ediyorum.
Uzun zamandır ülkede seçim güvenliği tartışılıyor. Adalete ilişkin bütün kurumların güvenirliliği dibe vurmuşken, seçimlere hangi koşullarda gidileceğinden tutun da, oyların sayımına ilişkin bir dizi kaygı dile getiriliyor.
Bu kaygıların haklı olduğunu, Antalya’da 1 Ekim’den bugüne yaşanan ATSO seçim sürecinde birebir gördük. ATSO seçimlerinden bağımsız olarak bu sürecin dikkatlice incelenmesi gerekiyor.
Şimdi, adım adım sürece bir göz atalım.
-
Yapılan meclis ve komite seçimlerinin ardından oluşan yeni ATSO Meclisi başkan, yönetim kurulu, TOBB delegeliği, denetim kurulu ve disiplin kurulu için seçimlerini gerçekleştiriyor. Bu seçimlerde başkan ve yönetim kurulu üyeliği de dahil olmak üzere kırmızı liste kazanıyor.
-
Bu seçim sonrasında, Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu’na, oy pusulalarında işaretleme yapıldığı gerekçesi ile itiraz yapılıyor. Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu, bu itirazı kabul ederek kırmızı listenin aldığı 59 oyun 56’sını iptal ediyor.
-
Bu sefer, Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu’nun iptal ettiği 56 oy için Antalya İl Seçim Kurulu’na itiraz ediliyor. Antalya İl Seçim Kurulu, oy birliği ile itirazı haklı buluyor ve Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu kararını kaldırıyor. Bu kararla, ATSO seçimlerinde hukuki itiraz süreci kesin olarak tamamlanıyor ve kazanan listeye mazbatası verilerek göreve başlatılıyor.
-
Bu sefer, YSK’ya ‘tam kanunsuzluk’ nedeni ile başvuru yapılıyor ve gerekçe olarak Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Organ Seçimleri Hakkında Yönetmeliğin 20. Maddesinin (b) fıkrası gerekçe gösteriliyor. YSK bu başvuruyu kabul ediyor ve Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu’nun kararını geçerli hale getiriyor. Bu karar ile mecliste yapılan yönetim kurulu seçimlerinde kazanan liste değil, diğer liste ATSO yönetimine geliyor.
Biliyorum, biraz karışık oldu. Örneklerle sadeleştireyim. Örneğin 2. Maddede anlattığım, 59 oyun 56’sının iptal edilmesi. Biz bunu 2017 referandumundan hatırlıyoruz. O referandumda, seçmen iradesi sandığa yansıdığı gerekçesi ile mühürsüz oylar iptal edilmemişti ve geçerli sayılmıştı. O zaman şu soru gündeme geliyor. ‘Burada iptal edilen 56 oy seçmen iradesi değil miydi?’
Bir diğer örnek. Onu da çok iyi hatırlayacaksınız. Oda ve borsa seçimlerinde YSK’ya tek bir gerekçe ile başvurulabilir. O da, ‘tam kanunsuzluk’. Tam kanunsuzluğu nereden hatırlıyoruz, meşhur 30 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde İstanbul’dan. AKP, aynı iddia ile YSK’ya başvurmuş, “hiç birşey olmadıysa da, kesin bir şey oldu” demişti. Bugün de YSK, ATSO seçimleri için ‘hiç birşey olmadıysa da, kesin birşey oldu’ demiş olmuyor mu? Bu konu ile ilgili bir diğer önemli nokta, YSK, İstanbul seçimlerinde seçimin yenilenmesi kararı alırken, burada ilçe seçim kurulunun kararını onuyor. Hiçbir şey olmasa da, kesin birşey olduysa, bu seçimin yenilenmesi gerekmez mi?
Bir örnek daha. Antalya Barosu, 2020 yılı Ekim ayı içerisinde kanunen yapmak zorunda olduğu genel kurulunu toplamak için dört defa Muratpaşa İlçe Seçim Kurulu’na başvurmuştu. Zira Avukatlık Kanunu’nun emredici hükmüne rağmen İlçe Seçim Kurulu her defasında bu başvuruyu reddetmiş, konu YSK’ya ‘tam kanunsuzluk’ gerekçesi ile gitmişti. O zaman YSK ne yapmıştı? Antalya Barosu’nun başvurularını reddetmiş, genel kurulu toplatmamıştı.
Kararlara bir de niceliksel olarak bakalım.
Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu’nda 56 oyun iptal kararını, bir hakim tek başına alıyor. Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu kararını kaldıran Antalya İl Seçim Kurulu kararı oy birliği ile yani 3 – 0 alınıyor. İl Seçim Kurulu kararını kaldırlııp, Kepez 3. İlçe Seçim Kurulu kararının onandığı YSK’da ise karar 6 – 5 çıkıyor.
Sonuç olarak, Antalya ölçeğinde, genel seçimin bir provasını yaşadık. Bu koşullar altında genel seçimlere gidiyoruz.
Tehlikenin farkında mıyız?