TİHEK'in kararına göre, İstanbul'da yaşayan A.M.D, deprem bölgesindeki okulların pedagojik formasyon eğitimlerini uzaktan verileceğine ilişkin YÖK kararının ardından, Malatya'daki İnönü Üniversitesine kaydını yaptırdı.

Üniversite yönetimince, hafta içi eğitimin uzaktan, hafta sonu yapılacak pedagojik formasyon eğitimlerinin ise yüz yüze yapılması kararı sonrası A.M.D, durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) bildirdi. Okul yönetimi, CİMER başvurusu kapsamında verdiği cevabında, söz konusu kararı okul senatosunun verdiğini, hafta sonu uzaktan eğitim yapılmayacağını bildirdi.

A.M.D, yaşanan deprem felaketinin ardından Malatya'da barınma imkanlarının kısıtlı hale geldiğini, artçı depremlerin devam ettiğini, yüz yüze eğitim kararı nedeniyle mağdur olan öğrencilere ilişkin haberlerin basında yer aldığını, bu nedenle derslere gidemediğini ve devamsızlık nedeniyle 3 dersten kaldığını belirterek, TİHEK'e başvurdu.

TİHEK, öğrencinin eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

"Bölgedeki diğer üniversiteler uzaktan eğitim verdi"

TİHEK'in kararında, Anayasa'nın 42. maddesinde "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" ifadelerinin yer aldığı anımsatılarak, eğitimin "başlı başına ayrı bir insan hakkı ve hem de diğer insan haklarının gerçekleştirilmesinin ayrılmaz bir parçası" olduğu vurgulandı.

Eğitimin, makul ve uygun coğrafyada verilmesi, bu mümkün olmadığında ise uzaktan eğitim/çevrim içi eğitim ile eğitimin erişilebilir kılınması gerektiğine işaret edilen kararda, üniversitenin pedagojik formasyon eğitimini yüz yüze verme kararı aldığı Eylül 2023 dönemine ilişkin, Malatya'nın barınma olanaklarının ele alınması gerektiği belirtildi.

Başvurucunun, "depremler nedeniyle barınma ihtiyacını karşılayan çoğu mekanın yıkıldığı" ve "birçok otel ve misafirhane hizmetlerinde aksaklık yaşandığı" yönünde açıklamalarda bulunduğuna işaret edilen kararda, İnönü Üniversitesinin bölgedeki diğer eğitim kurumlarının aksine "yüz yüze eğitim" kararı aldığı bildirildi.

"Depremden 7 ay sonra Malatya ilinin şartları göz önüne alındığında, eğitim programının makul ve uygun coğrafi konuma sahip olmadığı, bu nedenle fiziksel erişilebilirlik şartlarını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır." tespitine yer verilen kararda, fiziksel erişilebilirliğin sınırlı olduğu durumlarda, eğitimin uzaktan eğitim gibi modern teknolojilerle erişilebilir kılınması gerektiği kaydedildi.

İnönü Üniversitesinin, bölgedeki diğer üniversitelerin uzaktan eğitim vermesine rağmen bunu uygulamadığı ve mağduriyetlere yol açtığı belirtilen kararda, şunlara yer verildi:

"Uzaktan öğrenme yöntemleri, afet sonrası dönemde öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmeleri ve okulların işlevlerini devam ettirebilmeleri açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu yöntem yalnızca afetlerin ardından değil, pandemi ve benzeri acil durumlarda da kullanılmaktadır. Muhatap (İnönü Üniversitesi) deprem bölgesindeki diğer üniversitelerin aksine, pedagojik formasyon eğitimi için uzaktan eğitim yöntemini kullanmaktan imtina etmiş ve eğitim hakkının korunması için kamu ve bireylerin ihtiyaçları ile kaynakları doğrultusunda, zamana ve mekana göre değişiklik gösterebilecek düzenlemeleri uygulamamıştır. Somut olaya özgü koşullar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yaşanan deprem felaketinin ardından muhatabın yüz yüze eğitim kararı nedeniyle eğitim hakkının özünün zedelendiği ve bu sebeple eğitim hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır."