İzmir'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda çadırlarda kalan yurttaşlar, "Artçı sarsıntılar devam ederken evlerimize korkudan giremiyoruz" dedi.

İzmir'de 30 Ekim'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından kurulan ilk çadır yerleşkesi olan Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda kalan ve depremden etkilenen yurttaşlar, "Artçı sarsıntılar devam ederken evlerimize korkudan giremiyoruz" dedi. 781 çadırdan oluşan, içlerinde seyyar tuvaletler, duş, Wifi ve sarj alanları olan ayrıca birçok belediyenin, STK'nın ve siyasi partilerin depremde etkilenen yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamak için dayanışma masalarının bulunduğu Aşık Veysel Rekreaston Alanı'nda, depremden etkilenen binlerce insan kalıyor. Depremin ardından Bayraklı'da ki evinden ayrılarak burada kalmaya başlayan bir aile, "Bayraklı'da büyük yıkımın olduğu yer önceden çiftlik arazisiydi. Binalar bunun üstüne oturtuldu. Taban ölçümü olmadan kesinlikle ve kesinlikle bina yapılmasını istemiyoruz artık. Bu insanın canıyla oynamak demek, bunun vebali çok ağır olur" dedi.

"11 SANİYE BİZE KABİR AZABI GİBİ GELDİ"

İzmir Kızılay'da oturan ve depremden etkilenen bir başka yurttaş olan Hatice Kaya, "Sağ olsunlar belediyemiz olsun, AFAD olsun, gönüllü arkadaşlarımız olsun her türlü desteği veriyorlar. Ne kıyafetsiz, ne yemeksiz kalıyoruz. Ayrıca çocuklarımıza oyuncak olsun her şeyi getiriyorlar. Hiçbir eksiğimiz yok burada. Geceleri fazlasıyla soğuk oluyor bu yüzden üşüyoruz onun dışında hiçbir sorunumuz yok" dedi. Depreme dördüncü katta yakalanan yurttaş, "Deprem olduğunda kendimi merdivenlerden aşağı nasıl attığımı hatırlamıyorum. O sarsıntıda duvarlardan tutunmama rağmen düşe düşe aşağı indim çünkü duvarlar çok sarsıldı beni bir sağa bir sola savurdu. Merdivenlerden yuvarlanarak aşağı kattaki çocuklarımı aldım. Ben çocuklarımı alıp dışarıya çıktığımda gördüm ki ev yerinden oynuyordu. 11 saniye bize kabir azabı gibi geldi. Mahallede çocuğuna sarılıp ağlayanlar vardı her yerde. Ben 10 yıldır İzmir'deyim hayatımda böyle bir deprem görmedim" ifadelerini kullandı.

"ARTÇILAR BİTENE KADAR ÇADIRDAN AYRILMAYI DÜŞÜNMÜYORUM"

Artçı sarsıntılar nedeniyle evlerine geri dönmekten çekinen Kaya, "Evime gitmeye çok korkuyorum çünkü artçılar devam ediyor ve deprem nedeniyle evimizde oluşan hasarların artçılarla büyümesinden korkuyoruz. O an yıkılmadı ama belki artçılar bir yarık oluşturabilir diye korkuyoruz. Ben depremin ikinci gününde buraya geldim artçılar bitene kadarda buradan gitmeyi düşünmüyorum" diye konuştu.

"EN UFAK ŞEYDEN TEDİRGİN OLUYORUZ"

Depremde büyük bir yıkıma uğrayan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey Apartmanı'nın yan binasında oturan Yıldız ailesinin de binası orta hasarlı. Yıldız ailesinden Ali Yıldız, "İzmir halkına çok teşekkür ediyoruz, çok duyarlı bir halkımız var. Burada bütün ihtiyaçlarımız karşılanıyor ancak binalarımızda hasar olduğu için şu an oturmakta tedirgin oluyoruz. Zaten sarsıntıyı birebir yaşadığımız için en ufak bir şeyde tedirgin oluyoruz ve mecburen dışarı atıyoruz kendimizi. Bu yüzden çadıra kayıt yaptırdık ve psikolojik açıdan daha rahat olabiliriz diyerek çadırda kalmaya başladık. İnşallah evlerimize sağlıklı bir şekilde kavuşabiliriz hasar tespitinden sonra" dedi.

"BİNALAR OYUKLARIN ÜZERİNE OTURTULDU"

Bayraklı'da meydana gelen büyük yıkıma dair de konuşan Ali Yıldız, "Binaların tabanlarının ölçümünü yapmaları lazım çünkü öyle bir bina inşa etmişler ki altı tamamen oynak. Bayraklı'da büyük yıkımın olduğu yer önceden çiftlik arazisiydi. Bundan 40-50 yıl önce sondaj ile sulanıyordu oralar hep. Bu yüzden de oyuklar ve obruklar oldu orada. Binalar bunun üstüne oturtuldu. Ne oluyor bu sefer binalar yan yatıyor. Yani önemli olan ilk önce yapı yapılırken tabanın kontrol edilmesi." [caption id="attachment_94979" align="alignnone" width="1280"] Depremde evi zarar gören Nilüfer Yıldız[/caption]

"TABAN ÖLÇÜMÜ YAPILMADAN BİNA YAPILMASI İNSANIN CANIYLA OYNANMASI DEMEK"

Yıldız sözlerine şöyle devam etti: "Taban ölçümü olmadan kesinlikle ve kesinlikle bina yapılmasını istemiyoruz artık. Yani bu insanın canıyla oynanması demek. 7 katlı bir binada 200 kişi oturuyor bunun vebali çok ağır olur. Bu inşaat sektöründe çalışan insanların bunu yapanların çok dikkat etmesini istiyorum. Çünkü o yıkıkların altından çıkmak anlatılır gibi değil, yaşayan bilir bunları. Bunu yapan müteahhitler ve devlet büyükleri bunu çok iyi incelemesi gerekiyor ondan sonra deprem vergilerini alsınlar."

"EVDE KALMAYI DENEDİM AMA OLMADI"

Ali Yıldız'ın ardından konuşan Nilüfer Yıldız ise, "Sarsıntıyı bire bir yaşayınca o an şoka girdik, ne yapacağımızı bilemedik. O gece sokaklarda sabahladık. Ertesi gün bu çadır kent kuruldu. Evde kalmayı denedim ama evde çatlaklar oluşmuştu, tüm eşyalarımız yerlere dökülmüştü, kırılmıştı. Ayrıca sürekli artçılar oluyordu 'bu travma ile de evde kalamayacağım, mümkün değil' dedim" dedi. [caption id="attachment_94977" align="alignnone" width="1280"] Aşık Veysel Rekreasyon Alanı- Kıyafet Merkezi[/caption]

"BURADA MÜTHİŞ BİR DAYANIŞMA VAR"

Eve sadece duş almak için ve eşyalarını almak için gittiklerini kaydeden Yıldız, "İşimiz bittiğinde koştura koştura çadıra geliyoruz. Evdeyken eşim kazara koltuğu salladı ben ağlayarak 'burada kalamayacağım' dedim. Yani travma içindeyiz. Nasıl atlatacağız bugünleri ne yapacağız onu da bilmiyorum. Ama burada müthiş bir dayanışma var. İnsanlarımız o kadar duyarlı ki sağolsun belediyemiz, yardım ekipleri, yardım kuruluşları. Önümüze geliyor herşey. İnşallah bugünleri sağlıklı bir şekilde atlatırız ve psikolojik sağlığımıza kavuşuruz" dedi.

"200 KM ÖTEDE AYNI DEPREM YAŞANMASINA RAĞMEN BAYRAKLI YIKIMA UĞRADI"

Bayraklı Manavkuyu'da doğduğundan beri yaşayan yüksek lisans öğrencisi Deniz Can Çiftçi, "25 yaşındayım, 25 yıldır Bayraklı Manavkuyu Mahallesi'nde oturuyoruz, Özkanlar olarak da geçen bir bölge. Oturduğumuz ev 2013 ve 2018 yıllarında kentsel dönüşüme uğramıştı ama yine de hasara uğramıştı. Sıvaların döküldüğünü ve duvarların çatladığını çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bunun dışında da bizim aklımızdaki en temel soru tabi yaklaşık 200 km ötede Yunanistan'da da deprem olmasına rağmen sadece bizim mahallemizin bu kadar etkilenmesi ve yıkıma uğraması" diye konuştu.

"GİDECEK BAŞKA YERİMİZ OLMADIĞI İÇİN OTURMAYA DEVAM EDİYORUZ"

"Demekki burasının zemininin sıkıntılı olduğu biliniyormuş" diye konuşan Çiftçi,  "Ama yine de burada insanlar oturmaya devam etti mecburen. Biz de şu anda ailem ile gidecek başka yerimiz olmadığı için aynı evimizde oturmaya devam ediyoruz ancak geceleri hiçbir şekilde rahat uyuyamıyoruz" dedi.

"İNSANLAR GÜVENSİZ BİR ZEMİNDE YAŞAMIŞ"

Bayraklı'ya dair de konuşan Çiftçi, "Hatırladığım kadarıyla ben küçükken Bayraklı mandalina bahçesi, bamya tarlasıydı. Yavaş yavaş yapılaşmaya başladı. İnsanlarda Adliye tarafına taşınmaya başladı. Evlerin fiyatları da başka yerlere göre çok daha fazla pahalıydı. Aslında ortada bir rant varken malesef insanlar güvensiz bir zeminde yaşamış" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

"HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI BİNALARIN DEPREMDEN NE KADAR ETKİLENDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR"

Son olarak Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda bulunan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden Proje Yöneticisi Cenk Işılay, kentte devam eden hasar tespit çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Işılay, "Oldukça fazla sayıda hasarlı, yarı hasarlı ve hafif hasarlı binalarımız var. Bununla ilgili İMO olarak hasar tespit çalışmalarına destek vermekteyiz. Hasar tespit çalışmaları gerçekten zor çalışmalar, kolay çalışmalar değil. Halkımızın beklentisi yoğun onlara karşılık vermek ve doğru şekilde bilgilendirmek durumundayız. Hasar tespit çalışmaları binaların depremden ne kadar etkilendiğini ortaya koyan ama önümüzdeki süreçte binaların deprem dayanımı ile ilgili bir bilgi vermez bize. Ağır ve orta hasarlı yapıları kullanmıyoruz. Hafif hasarlı yapıları da kontrollü bir şekilde kullanıyoruz" dedi.