Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Kasım ayı ile mevsimsel grip salgınının başlayacağına dikkat çekerek, "Covid-19 vakalarını o zamana kadar azaltmalıyız" uyarısında bulundu.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Kasım ayından itibaren mevsimsel grip dönemine girileceğinin belirterek, iki hastalığın bir arada görülmesinin sağlık sistemini çok olumsuz etkileyeceğini aktardı. DHA'nın sorularını yanıtlayan Öztürk, koronavirüs (Covid-19) salgınından korunmanın bu açıdan da çok önemli olduğunu belirterek, "Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarda grip de ölümcül olabiliyor. Covid vakalarını o zamana kadar anlamlı şekilde azaltmalıyız ki, sağlık sistemimiz hastalarımıza bugün olduğu gibi nitelikli ve yığılma olmadan kaliteli bir hizmet verebilsin" ifadelerini kullandı.

"RİSK GRUBUNDAKİ KİŞİLER GRİP AŞILARINI YAPTIRMALILAR"

Koronavirüsle gribin birbirine benzeyen iki öldürücü hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti: "İkisi de birbirine benzeyen öldürücü iki hastalık. Astımlılar var, solunum yolu rahatsızlığı olanlar var, bunların hastalıkları Kasım sonu alevlenmeye başlıyor ve Aralık-Ocak-Şubat-Mart ve Nisan dönemlerinde bu tip hastaların hastaneye başvurularında yoğun bir artış yaşanıyor. Sağlık sistemi bunlara nitelikli bir hizmet verebilecek kapasitede, ama bunun üzerine Covid de eklenirse, o zaman bugüne kadar görmediğimiz yığılmalar, Batı ülkelerinden şahit olduğumuz hastaların hastane koridorlarında yatmak zorunda kaldığı sahneler, yoğun bakım imkanlarının yetersiz hale gelmesi gibi riskler bizim için de geçerli olur. Sağlık personeli de fedakârca aylardır çalışıyor, evlerine aylarca gitmeyenler var. Maske kullanmamayı bir özgürlükler alanı olarak göremeyiz o nedenle. Hastalanmayarak ve başkasına hastalığı bulaştırmayarak vatandaşlık görevimizi yapmamız gerekiyor. Aksi taktirde en gelişmiş ülkelerin sağlık sistemleri bile bu yükü kaldıramaz. Erişkin aşılama da bu konuda çok çok önemli. Bu yığılmaları önlemek açısından Pnömokok aşılarını olmalı risk grubu kişiler. Onun mevsimi yok. Ekim ayının ilk haftalarında da grip aşılarını yaptırmalılar."

"KURALLARA UYULSAYDI VAKA SAYISI 500’ÜN ALTINA İNECEKTİ"

Tedbirlerin uygulanmaması halinde riskin artırıldığını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, şöyle konuştu: "Doğrusu hastalığının ciddiyetini pek çok kişi kavramıştı. Ama dünyada da vakalar biraz azalınca, yeni normale geçilmesini de biz yanlış anladık ve gördük ki fiziki mesafenin, kişisel korunmanın ihlal edilmesiyle beraber bu hemen yansıdı sayılara. Günlük vaka sayısında yüzde 50'lik artışla 1600'lü rakamlara ulaştık tekrar. Eğer hiç ara vermeden yeni normale geçiş sürecinde de kurallara tam olarak uysaydık bugün rakamlar çok daha aşağılarda olacaktı muhtemelen. Projeksiyonlar 500'ün altına ineceğimizi gösteriyordu. Toplumda bir yanlış beklenti var, virüs mutasyon geçirecek ve ortadan kalkacak. Mutasyon, olumsuz yönde de olabilir ve çok daha ağır, ciddi hastalık yapma gücüne de kavuşabilir. Şu anda virüsle ilgili böyle bir bilgi henüz yok. Hastalık biraz daha hafif seyrediyor çünkü bir şekilde daha çok korunuyoruz. Bir kişinin bile maskeli olması bulaşma riskini azaltıyor. Hele karşılıklı iki kişi de maskeli ise el temasıyla bulaş olmadığı takdirde, risk çok daha azalıyor."

"SEL YA DA SİVRİSİNEKLE HASTALIK BULAŞMAZ"

Virüsün bulaşma yolunun solunum yolları ile olduğunu ve damlacık yoluyla gerçekleştiğini hatırlatan Öztürk, sel felaketleri veya sivrisinekler yoluyla Covid-19 bulaşmayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sellerin böyle bir riski yok. Ancak bu zor durumu yaşayan aileler maske ve sosyal mesafe konusunda yeterince dikkatli davranmayabilir o zaman bulaştırma riski artar. Yoksa sel ya da çamur sularından Covid-19 yayılımının artması söz konusu değil. Sivrisineklerle bu hastalığın bulaşması mümkün değil. Çünkü bu havadan bulaşan bir virüs. Vektörün sokması ya da ısırmasıyla bir bulaş söz konusu değil şu an."