Türkiye'de sağlıkta şiddet durmuyor. Geçtiğimiz günlerde Kayseri'nin Develi ilçesinde silahlı bir şahıs bir doktora saldırdı. Doktora yapılan saldırı, günlük ortalama 50 civarındaki fiziksel şiddetten biri olarak kayıtlara geçti.

Haber: Selma Kara-Kayseri
Son yıllarda sayısı hızla artan sağlıkta şiddet olaylarından en sonuncusu Develi'de yaşandı. Evvelki akşam yaşanan olayda, Hatice Muammer Kocatürk Devlet Hastanesi'nde görevli Doktor Erdal Kurt, mesai çıkışında sokakta bir kişi tarafından tabancayla bacağından yaralandı. Bu olay, Türk Tabipler Birliği'nin kayıtlarına göre, ülkede günlük ortalama 50 civarında gerçekleşen fiziksel şiddet vakalarından sadece biri olarak kayıtlara geçti.

BUZ DAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ

Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, fiziksel şiddet dışındaki şiddet türlerinin raporlara yansımadığını; Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. İlhan Şahin de, basına yansıyan olayların buz dağının görünen yüzü olduğunu söyledi.

NE OLDU?

Develi'de meydana gelen olayda, Hatice Muammer Kocatürk Devlet Hastanesi'nde görevli doktor 34 yaşındaki Erdal Kurt, mesai çıkışında sokakta bir kişi tarafından tabancayla bacağından yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine Kurt, görev yaptığı hastaneye kaldırıldı. Zanlı M.G, kaçmaya çalışırken polis ekipleri tarafından yakalandı. Kurt, kendisine yapılan ilk müdahalenin ardından Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi.

RAKAMLARA YANSIYANLAR SADECE FİZİKSEL ŞİDDET VAKALARI

Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, Dr. Erdal Kurt'un başına gelen olayın, Türkiye'de günlük ortalama 50 biçiminde kayıtlara geçen sağlıkta şiddet olaylarından yalnızca biri olarak raporlara geçtiğini söyledi. Söz konusu 50 rakamının yalnızca fiziksel şiddet vakalarını içerdiğine dikkat çeken Eroğulları, psikolojik ve sosyal şiddetin görmezden gelindiğini ifade etti. Eroğulları, "Bu rakam sadece raporlanan fiziksel şiddet rakamlarını içeriyor. Psikolojik şiddet, sözlü şiddet, sosyal mecralardan etiketleyerek itibar kaybına neden olunması gibi şiddet türleri ise kayıtlara geçmiyor. Yalnızca beyaz koda yansıyan şiddet olayları raporlanıyor." dedi. [caption id="attachment_135213" align="alignleft" width="690"] Dr. Kazım Doğan Eroğulları[/caption]

2005'TEN BU YANA ŞİDDETE BAĞLI ÖLÜMLER DE ARTTI

Yanı sıra, hekimlerin hayatını kaybettiği olayların da arttığını ifade eden Eroğulları, "Cumhuriyet tarihinden 2005 yılına kadar yalnızca 1 hekim şiddet olaylarından dolayı hayatını kaybetmiş. 2005 yılından bu zamana kadar ise 12 meslektaşımız yaşamını yitirdi. Hem ölüm hem de şiddet vakalarının sayıları arttı. Okulda şiddet, hayvana şiddet, hekime şiddet, bir şiddet sarmalının içindeyiz. Maalesef şiddet toplumu olduk." diye konuştu.

YAPTIRIMLAR YETERSİZ KALIYOR

Sağlıkta şiddet konusundaki yaptırımların yeterli olmadığını savunan Eroğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bununla ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği çatısı altında Sağlıkta Şiddet Çalışma Grubu oluşturduk ve 1 buçuk yıl kadar önce Meclis'te yetkililerle görüşme sağlandı. Bu toplantıda, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yapılacak olan değişikliklere dair, TTB olarak çözüm önerilerimizi dile getirdik. Evet, cezaî yaptırımlar artırıldı ama afakî değişiklikler olmadı. Örneğin, eskiden fail karakoldan bırakılıyordu, şimdi Savcılıklardan bırakılıyor. Ya da diyelim ki bir vatandaş, ALO 182 hattını arayıp, 'Ben şu hekimi öldüreceğim.' deyince bizi arayıp olay mahallinden uzaklaşmamız söyleniyor. Ama bunu söyleyen kişiyi gözaltına alalım diye bir şey yok. Meslektaşlarımız beyaz kod verince bu kamu davasına dönüşüyor ama hekim arkadaşlarımız daha çok yoruluyor. Bu nedenle uğraşmak istemeyenler bile oluyor."

İNTİHARLAR DA ARTTI

Öte yandan, Eroğulları, hekimler ve sağlık çalışanları arasında intihar vakalarının da yaygınlaştığına dikkat çekti. Eroğulları, "Hekimler tükenmişlik duygusu yaşıyor. Son yıllarda şiddet olaylarının yanı sıra intihar olaylarında da ciddi artış yaşandı. Sadece hekim ve sağlık çalışanları değil, tıp fakültesi öğrencilerinde de geleceğe karşı güvensizlik yaşıyor" ifadelerine yer verdi.