Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, "Kişisel kanaatim ise yüz yüze eğitimin okuma-yazma aşamasındaki çocuklarla sınırlı kalabileceği yönündedir" dedi.

Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “Son dönemde vaka sayısındaki artışın en yüksek olduğu il, ne yazık ki Ankara oldu. Kontrollü sosyal hayat döneminde Ankara’da yaşayanlar her zamanki kontrollü tavırlarının dışına çıktı. Sadece Ankara’da değil, yurdumuzun genelinde de salgın öncesindeki yaşantımıza hızlı bir dönüş oldu” dedi.

“BİR SÜRE ALINAN ÖNLEMLER İZLENECEK”

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ye konuşan Kayıpmaz, “Öncelikle virüsün yayılım merkezi haline gelen mahalle arası sokak düğünleri, sünnet, nişan, kına gecesi gibi etkinlikler yasaklandı. Düğünler, cenazeler ve taziyeler kısıtlandı. Asker uğurlamalarıyla ilgili kararlar zaten önceden ülkemiz genelinde alınmıştı. Ayrıca esnek çalışma yöntemlerinin önü açıldı. Bir süre bu alınan önlemlerin etkileri izlenecektir. Yeterli olmadığı takdirde yeni önlemlere yönelik olarak da bilimsel danışma kurulunun tavsiyeleri bulunmaktadır” diye konuştu.

“ÜLKE GENELİNDE TEDBİRLER MASAYA YATIRILABİLİR”

Kayıpmaz, “Lüzumu halinde il bazında önlemler alındığı gibi, ülke genelinde de tedbirler masaya yatırılabilir. Kurulumuzda da bununla ilgili tavsiyeler gündeme geldi. Sağlık Bakanımızın da geçtiğimiz günlerde açıkladığı gibi sorunun tamamen ortadan kalkması için yapılması gereken tam izolasyondur. Bununla birlikte ne kadar süreceğini bilmediğiniz bir salgında süresiz bir izolasyona dünyanın birçok ülkesinin sıcak bakmadığı açıktır. Şu anki bilgilerimize göre salgının yayılmasını önlemede en etkili yöntemler, bireysel korunma yöntemleridir” ifadesini kullandı.

“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE KARAR NETLEŞİR”

Kayıpmaz açıklamasında şunları kaydetti: “Okulların açılmasına iki hafta kaldı. Vaka sayıları da artış yönünde ilerliyor. Elbette yetkili kurumlar gerekli değerlendirmeleri anlık olarak yapmaktadır. Önümüzdeki günlerde kararın netleşeceğini sanıyorum. Kişisel kanaatim ise yüz yüze eğitimin okuma-yazma aşamasındaki çocuklarla sınırlı kalabileceği yönündedir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin, ayrıca onları yetiştiren öğretmenlerimizin sağlığı öncelikli endişemiz olmalıdır.” Yazının devamı için tıklayın