Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, “En son hafta açıklanan verilere baktığımızda Samsun 100 binde 500'ün üzerine, İstanbul 100 binde 250'nin üzerine çıktı. Kırmızıya dönüşen illerimizin sayısı gerçekten çok ciddi derecede arttı. Bu, hastalığın şu anda üçüncü dalganın üst sınırına doğru gittiğini gösteriyor" uyarısında bulundu.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, vaka sayılarında Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı risk haritasında görülen artışı, değerlendirdi. Hastalığın en önemli bulaş yolunun damlacık olduğunu vurgulayan Ertuğrul, "İnsanlar arasında damlacıklar aracılığıyla bulaşıyor. Damlacıkların yayılabilmesi için de insanların harekete geçmesi, hareket halinde olması gerekiyor. Şu anda tüm illerimizde insan hareketliliği en üst seviyeye taşınmış durumda. Özellikle kısıtlamaların azalması, bazı yerlerde tamamen kalkmasıyla beraber insan hareketliliği gerçekten çok çok arttı. Buna bağlı olarak da virüsün yayılımı arttı. En son açıklanan verilere baktığımızda Samsun 100 binde 500'ün üzerine çıktı, İstanbul 100 binde 250'nin üzerine çıktı. Kırmızıya dönüşen illerimizin sayısı gerçekten çok ciddi derecede arttı. Bu, hastalığın şu anda artık üçüncü dalganın üst sınırına doğru gittiğini gösteriyor bize" açıklamasında bulundu.

"İLLER ARASI GEÇİŞLER SINIRLANDIRILMALI"

DHA'ya konuşan ve salgınla mücadelede en başında yapılması gerekenlerin şimdi yapılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ertuğrul, "Vaka sayılarını düşürebilmek amacıyla çok ciddi bir kısıtlamaya, hatta kapanmaya gitmemiz gerekebilir. Olguların çok olduğu yerlerden geçişlerin, yani iller arası geçişlerin de sınırlandırılması artık düşünülmeye başlanmalı. Ve hatta bir adım daha atıp belki de uluslararası giriş çıkışların da kısıtlanması, kontrol altına alınması belki de durdurulması gerekiyor. Çünkü salgında başarılı olan ülkelere baktığımızda birçok ülke bunu bu şekilde yaptı. Bu kısıtlamalar veya tam kapanma dediğimiz şeyi gerçekleştirirken bir yandan da çok hızlı bir şekilde özellikle ileri yaş ve risk grubundaki insanları aşılamamız gerekiyor. Yani bir an önce onları bağışık hale getirmeliyiz ki daha sonraki süreçte onlar için bir risk oluşmasın" diye konuştu.

"SANAYİ KENTLERİNDEKİ VAKA ARTIŞI GÖZE ÇARPIYOR"

Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli'ndeki vaka artışını da değerlendiren Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, "Tekirdağ ve Trakya'nın bir özelliği aslında önemli bir sanayi bölgesi olması. Evet tarımsal hizmetler de çok yoğun ama Çerkezköy gibi, Çorlu gibi bölgelerde ciddi bir sanayi sektörü var. Buralarda çok ciddi sayıda insan çalışıyor ve bu insanlar işlerine mecburen toplu taşıma araçlarıyla, servislerle gidip geliyorlar. İşyerlerinde çok yakın mesafede çalışmak zorunda kalabiliyorlar. Bir kere bunların önlemlerinin alınması gerekiyor. Yani insanlar işlerine gidip gelirken yoğun, tıklım tıklım otobüslerde, toplu taşıma araçlarında değil daha korunaklı, daha seyrek bir biçimde gidip gelebilmeli. Çalışma koşulları Covid-19'a göre yeniden planlanmalı, programlanmalı. Arada sosyal mesafenin olabileceği, insanların birbirinden ayrılabileceği, maskenin mutlaka takıldığı ortamların olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"ARTIŞIN BİR NEDENİ DE İNGİLTERE VARYANTI"

Ertuğrul, sözlerini şöyle tamamladı: "Gündelik yaşam içerisinde insanların ev ziyaretlerini artık durdurmaları, taziyeymiş, kutlamaymış, günmüş, bunları tamamen iptal etmeleri, gün toplantıları, altın günleri bunların hepsinin iptal olması gerekiyor. Çünkü şu anda özellikle bu bölgedeki sorunlardan bir tanesi de mutant virüs dediğimiz İngiltere varyantı. Kendi hastanemizde de bunu görüyoruz, artık yavaş yavaş bu virüsün hakim olmaya başladığını fark ediyoruz. Bu şu anlama geliyor; Çok daha hızlı ve çabuk bulaşıyor bu virüs. O nedenle kapalı ortamlarda insandan insana geçişi çok daha kolay. Mutlaka hem çalışma ortamlarını hem gündelik yaşam ortamlarını bu bulaşı engelleyecek şekilde dizayn etmemiz, şekillendirmemiz gerekir."