TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman koronavirüs salgınına ilişkin haftalık değerlendirme toplantısı yaptı. Adıyaman, Sağlık Bakanına cevaplaması için de 21 soru sordu.

TTB Merkez Konseyi, COVID-19 salgın sürecinde 6. haftaya girilen Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirmek üzere, basın açıklaması düzenledi. Twitter üzerinden canlı olarak yayınlanan basın açıklamasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman yaptı. Türkiye’de salgınla doğru mücadele edilip edilmediği, test merkezleri ve referans hastanelerde son durum, sağlık çalışanlarının korunması, sağlık çalışanları ve hekimlerin içinde bulundukları koşullar ve özlük hakları ve salgın yönetimi konularında TTB’nin değerlendirmelerini ve önerilerini aktaran Prof. Dr. Sinan Adıyaman, yanıtlanması talebiyle Sağlık Bakanlığı’na 21 soru yöneltti.

"SAĞLIK SİSTEMİ HASTANECİLİK ÜZERİNE KURULDU"

Adıyaman sağlık çalışanlarının yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, "Uzun yıllardır neredeyse tüm dünyada sağlık sistemlerinde önemli değişiklikler yaşandı. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin topluma ve nüfusa dayalı örgütlenmesi, ayaktan tanı ve tedavi hizmetlerinin yanı sıra, kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin birlikte ve ekip çalışmasıyla sunulması bir tarafa itildi. Sağlık sisteminin bütünü neredeyse tedavi edici hizmetler ile hastanecilik üzerine kuruldu. Nüfus yapısı değiştikçe, kronik hastalıklar yaygınlaştıkça tedavi edici sağlık alanında değişiklikler yapılması, yeni hastanelere ihtiyaç duyulması, tıbbi teknolojinin kullanırlığının artması doğaldır. Ancak tüm bu gelişmeler toplumun gereksinimi hesaplanarak yapılmadı. Görsellik, sağlık alanındaki büyük şirketlerin kazançları, siyasal gereksinimler, popülizm aklın ve bilimsel bilginin önüne geçti. Tüm dünyada ve ülkemizde bu gelişmeler yaşanırken, ülkemizde de sağlık alanında büyük başarılarla tarihe geçmiş olan sağlık ocakları önce bilinçli biçimde çökertildi. Burada hizmet sunan hekimler ve sağlık çalışanları yok sayıldı, değersizleştirildi. Ardından da hiç tartışılmadan apar topar kapatıldı" dedi. https://twitter.com/tipdunyasi_ttb/status/1250358263113285634?s=20

"SALGIN YÖNETİMİNDE ŞEFFAF OLUNMALI"

Salgın yönetiminde şeffaflık vurgusu yapan Adıyaman, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'ndan alınan kararların şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını istedi. Sinan Adıyaman açıklamasında, "Bu doğrultuda, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından alınan kararların kamuoyuna açıklanmasından, test sonuçlarının ayrıntılı olarak paylaşılmasına, COVID-19 olgularının ve ölümlerinin Dünya Sağlık Örgütü ICD kodlamalarına uygun olarak yapılmasından, sağlık çalışanlarının sağlık durumlarının paylaşılmasına kadar, taleplerimizin karşılanması şeffaflığın gereği olduğu gibi salgının başarılı olarak yönetilmesi için de vazgeçilmezdir. Ancak, bugüne kadar, Sağlık Bakanlığı bu yöndeki çağrılarımıza olumlu yanıt vermekten kaçınmıştır. Sağlık Bakanlığı’nı kararların alınması ve bilgilerin toplumla doğru olarak paylaşılmasına özen göstermeye çağırıyoruz. Aksi uygulamaların 10 Nisan gecesinde olduğu gibi korku ve panik ortamına yol açtığı unutulmamalıdır" diye konuştu.

"BİLİM KURULUNDA TTB ÜYELERİ NEDEN YOK"

Bilim Kurulu ve Pandemi Kurullarında TTB ve Tabipler Odası üyelerinin olmamasını eleştiren Adıyaman, "Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarına, Bilim Kurulu ve Pandemi Kurullarında yer verilmemesi demokratik olmayan bir uygulamadır. Bu kurullarda olmamamız hekimlerin, sağlık çalışanlarının ve halkımızın sağlığı açısından büyük bir olumsuzluktur. Sağlık Bakanlığı’nı bu kararlarını tekrar gözden geçirmeye davet ediyoruz. Bu süreç içerisinde eşitlikçi olmayan bir infaz yasasının meclisten geçirilmesi, yerel yönetimlerin salgın yönetimine dahil edilmemesi, seçilmiş belediye başkanlarının COVID-19 salgınına karşı da büyük mücadele verirken görevlerinden alınıp yerlerine kayyumların atanması salgın yönetimi açısından da büyük bir zafiyettir" dedi. Adıyaman, Sağlık Bakanlığı'nın 22 Mart'tan bu yana sorularına cevap vermediğini belirterek Bakanlığın yanıtlaması istemiyle 21 soru sordu. TTB'den Sağlık Bakanlığı'na sorulan sorular şu şekilde: 1.Tanısı doğrulanmış olguların ikamet ettikleri il ve ilçelere göre, yaş ve cinsiyete göre dağılımları nasıldır? 2.Tanısı doğrulanmış olguların yurt dışı temas öyküsü ülkelere göre nasıl bir dağılım göstermektedir? 3.Bugün itibarıyla ülkemizde kaç ilde ve kaç merkezde test yapılmaktadır? Tanı merkezlerine ulaşan örnek sayıları ile test sonuçları neden herbir merkez tarafından yapılmamaktadır? 4.Bugüne kadar (günlere göre) her bir tanı/tarama testinden toplam kaç adet yapılmıştır? Bugünden itibaren yurt çapında günde kaç test yapılması planlanmaktadır? 5.Günlere göre her bir tanı/tarama testi tipi için pozitif sonuçlanan test sayısı kaçtır? İlk testi negatif olup ikinci kez test yapılanlarda pozitiflik oranı nedir? 6.Kaç tip tanı/tarama testi kullanılmaktadır? Kullanılan testlerin geçerlilik özellikleri (duyarlılık, seçicilik, pozitif ve negatif öngörü değerleri) nasıldır? 7.Hastalardan örnek alınması ile test sonuçlarının sağlık kurumlarına, ilgili hekimlere ve hastalara bildirilnmesi arasındaki süre kaç gündür? 8. Tanısı doğrulanmış olgulardaki bulguların (ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal, vb) dağılımı nasıldır? 9. Tanısı doğrulanmış olgulardaki akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi bulguları nelerdir? 10. Tanısı doğrulanmamış olguların ne kadarına akciğer grafisi ve/veya bilgisayarlı tomografi yapılmıştır? Tanısı doğrulanmamış olguların ne kadarında COVID-19 hastalığı için klasik veya muhtemel görüntüleme bulguları saptanmıştır?

KORONAVİRÜS ŞÜPHESİYLE HASTANELERDE YATIRILAN HASTA SAYISI KAÇTIR?

11. Pozitif görüntüleme bulguları (akciğer grafisi ve/veya bilgisayarlı tomografi) ile tanının doğrulanması arasında ne kadar süre vardır? 12. Bugün itibarıyla illere göre tanısı doğrulanmış ya da olası/kuşkulu COVID-19 hasta yatırılan hastane sayısı kaçtır? Bunların kurumsal/sektörel (Sağlık Bakanlığı, kamu üniversitesi, vakıf üniversitesi, özel sektör) dağılımı nedir? 13. Tanısı doğrulanmış olgularda bugüne kadar hangi ilaçlar kullanılmıştır? Bu ilaçlarla tedaviye yanıt oranı nedir? Yan etki ve komplikasyonlar ile bunların sıklığı nedir? 14. Tedavide kullanılması olası ilaçların yurt çapında miktarı ve illere göre sayısı nedir? 15. Bakanlığınızın öngördüğü hasta sayısı ve ihtiyaca göre bu ilaçların mevcut stokları yeterli midir? Bu ilaçların hastaneler bazında dağıtımı yeterli düzeyde organize edilebilmekte midir? Hastanelerin ne kadarında ilaçlar yeterli düzeyde sağlanabilmekte, ne kadarında ilaç eksikliği yaşanmaktadır? 16. Hasta sayısındaki logaritmik artışın diğer ülkelere göre daha keskin olduğu dikkate alındığında: Yurt çapında illere göre yoğun bakım ünitelerindeki yatak ve ventilatör sayısı nedir? Bu sayılar öngörülen ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde midir? Olası yetersizlikler için hangi önlemler düşünülmektedir? 17. Tanısı doğrulanmış kaç sağlık çalışanı bulunmaktadır? Bunların meslek (hekim, hemşire, sağlık teknisyeni vb), kurum (ASM, 2. basamak ve 3. basamak hastame) ve il dağılımı nedir?

BUGÜNE KADAR KAÇ SAĞLIK ÇALIŞANINA TEST YAPILMIŞTIR

18. SARS CoV-2 pozitif sağlık çalışanlarının saptanamaması hastalığın diğer sağlık çalışanlarına, hastalara ve sağlık çalışanlarının sosyal çevresine yayılmasını kolaylaştıracaktır. Bugüne kadar kaç sağlık çalışanına test yapılmıştır? Hastalarla temas halinde bulunan ve enfekte olma olasılığı yüksek olan sağlık çalışanlarının tamamına ne kadar sürede test yapılması öngörülmektedir? 19. Hekimlerden birliğimize kişisel koruyucu malzemelerin yeterli düzeyde olmadığı konusunda yoğun yakınmalar gelmektedir. Sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığından korunamaması ileride salgınla mücadeleyi aksatabilecek risk etkenlerinin başında yer almaktadır. Sağlık kuruluşlarının yeterli koruyucu ekipman sağlamadan sağlık çalışanlarını COVID-19 şüphesi/kanıtı bulunan hastalara hizmet vermeye zorlamaması ve sağlık kuruluşlarındaki koruyucu donanım eksikliklerinin bir an önce giderilmesi en öncelikli taleplerimizdendir. Bu nedenlerle: Kişisel koruyucu malzeme stoğumuz ve üretim kapasitemiz öngördüğünüz ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde midir? Bu malzemelerin hastanelere dağıtılmasında yeterli organizasyon sağlanabilmekte midir? Bakanlığınıza bağlı hastaneler dışında üniversite hastanelerine de dağıtım yapılmakta mıdır? 20. Salgının yayılma hızı ve salgına karşı yürütülen savaşımın zaman içerisindeki başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan göstergelerden birisi Temel Üreme Katsayısı olarak bilinen (R0) değeridir. Sağlık Bakanlığı bugüne kadar bilimsel bir R0 değeri açıklamamıştır. Ülkemizde Mart ayının ilk haftalarından bu yana R0 değeri ve bu değerdeki değişim nedir?

NEDEN DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ KODLARI KULLANILMAMAKTADIR?

21. Sağlık Bakanlığı neden Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19 hastalığı için önerilen uluslararası tanı kodlarını (ICD-10 U07.1 ve U07.2) kullanmamaktadır? Aksi taktirde, Dünya Sağlık Örgütü’nün klinik-epidemiyolojik tanı ve kuşkulu/olası vakalar için önerdiği “COVID-19 virüs tanımlanmamış” tanı kodunu kullanmadığımız sürece COVID-19 vakalarının gerçek boyutlarını öğrenmemiz ve geçerli bir uluslararası karşılaştırma yapmamız mümkün olamayacaktır.