Sağlık çalışanlarının ön saflarda çalıştığı bu dönemde çok tartışılan sağlıkta şiddet yasa teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. TTB ise sağlıkta şiddet yasa teklifine ilişkin önerilerini açıkladı.

Koronavirüs salgınına karşı yoğun olarak ön saflarda çalışan sağlık çalışanlarına ilişkin çıkarılmak istenen yasa teklifini reddeden AKP'li yöneticiler bir taslak üzerinde çalıştıklarını ve bugünlerde meclise getireceklerini söyledi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, sağlıkta şiddet yasa teklifi'ne ilişkin görüş ve önerilerini açıkladı. Sağlıkta şiddetin son bulmasının hekimlerin en önemli talebi olduğunun belirtildiği açıklamada, "Uzun yıllardır önleyici, caydırıcı bir düzenlemenin yaşama geçmesi için mücadele veriyoruz. Bu bağlamda sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik olarak 8.4.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” olumlu bir adımdır. Sunulan teklifin kamu sağlığını ve bu kapsamda sağlık çalışanlarının sağlığını korumak bakımından Birliğimiz tarafından incelenmiş, değerlendirmelerimiz ve teklifin iyileştirilmesine yönelik önerilerimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki bütün milletvekillerine sunulmuştur" denildi.

"SAĞLIK ÇALIŞANLARINA UYGULANAN ŞİDDETTE CEZALAR ERTELENMESİN"

Açıklamada sağlık çalışanlarının görevleri başında uğradıkları şiddete karşı cezaların yarı oranında arttırılması, hapis cezalarının ertelenmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve bu suçların mağduru olan sağlık personelinin görevden çekilmesine yönelik bir düzenlemenin kabul edilmesi talep edildi. TTB, AKP ve MHP'nin reddettiği yasa teklifi ile "hapis cezalarının ertelenmemesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına yönelik düzenlemeler cezasızlık sonucunun değiştirilmesi bakımından bütünüyle katıldığımız düzenlemelerdir. Böylece kamu sağlığını, sağlık çalışanlarının sağlığını bozan, sağlık çalışanlarının çalışma motivasyonunu kıran, çalışma barışını bozan eylemlerin, caydırıcılık yolu ile önlenmesine yönelik önemli bir adım atılmış olacaktır" diye belirtti. TTB'nin yasa teklifine ilişkin önerileri ise şu şekilde: 1- Türk Ceza Kanunun kasten yaralama suçunun düzenlendiği 86. Maddesi yönünden: Suçun yalın halinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis, yaralamanın basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır. Aynı maddenin (3) üncü fıkrasının (c) bendi uyarınca eğer suç, kamu görevi nedeniyle işlenmiş ise şikayet aranmadan suçun kovuşturulacağı ve verilecek cezanın yarı oranında arttırılacağı düzenlenmiştir. Teklifte ise sağlık personeline karşı işlenmiş olması halinde ikinci bir ağırlaştırma nedeni kabul edilerek yarı oranında daha arttırılması düzenlenmektedir. Öneri: Yasama tekniği açısından bu suçun sağlık personeline karşı işlenmiş olması halinde 86. Maddenin (3) üncü fıkrasının (c) bendinde düzenlenen cezanın artış oranının bir katı oranında arttırılacağı yönünde bir düzenleme yapılması önerilmektedir. Böylece iki kez yerine, bir kez amaçlanan oranda ceza artışına yönelik düzenlemenin yapılmasının uygun olabileceği düşünülmektedir.

"SAĞLIK ÇALIŞANINA KARŞI SUÇTA CEZA CEZA BİR KATI ARTIRILSIN"

2- Türk Ceza Kanununun hakaret suçunun düzenlendiği 125. maddesi yönünden: Bu maddede düzenlenen suçun yalın halinde, failin üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılacağı; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırının bir yıldan az olamayacağı düzenlenmiştir. Teklifte, sağlık personeline karşı işlenmiş olması halinde ikinci bir ağırlaştırma nedeni kabul edilerek yarı oranında daha arttırılması düzenlenmektedir. Öneri: Tıpkı yaralama suçunda olduğu gibi, yasama tekniği açısından söz konusu fıkradaki kamu görevlisinin sağlık personeli olması halinde verilecek cezanın bir katı oranında arttırılacağı yönünde bir düzenleme yapılarak iki kez yerine bir kez, teklif ile amaçlanan oranda artış önerilmektedir. 3- Türk Ceza Kanununun tehdit suçunun düzenlendiği 106. maddesinde yönünden: Maddede düzenlenen suçun yalın halinde, failin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunacağı, silahla, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı düzenlenmiştir. Teklifte, suçun yalın ve nitelikli hallerine ilişkin cezaların yarı oranında arttırılacağı öngörülmektedir. Öneri: Bu madde yönünden teklifin artışa ilişkin düzenlemesinin bir katı olarak değiştirilmesini öneriyoruz.

"YARGI GÖREVİNİ YAPAN KİŞİLERE KARŞI İŞLENEN SUÇLARLA AYNI KATEGORİYE ALINSIN"

4- Türk Ceza Kanununun görevi yaptırmamak için direnme suçunun düzenlendiği 265. maddesi yönünden: Maddede düzenlenen suçun yalın halinde failin altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı düzenlenmiştir. Teklifte bu suçun sağlık personeline karşı işlenmesi halinde suçun yalın halinden verilecek cezanın yarı oranında arttırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Öneri: Sağlık personeline karşı işlenen bu suçun tıpkı yargı görevini yapan kişilerde olduğu gibi suçun alt ve üst sınırının 2-4 yıl arasında olacak şekilde değişiklik yapılmasını önermekteyiz.

SAĞLIK PERSONELİNİN SAĞLIK HİZMETİNDEN ÇEKİLME HAKKI AÇIKÇA DÜZENLENMELİ

5- Suçun mağduru olan Sağlık Personelinin Hizmetten Çekilmesine İlişkin Fıkra Yönünden: Teklifte “Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli bulunması halinde hizmet diğer personel tarafından verilir” düzenlemesi yer almaktadır. Düzenlemede şiddeti uygulayanların bazen hastalar, genellikle hasta yakınları olduğu dikkate alınarak; bunların şiddete başvurması halinde, sağlık durumlarının acil sağlık hizmeti kapsamında olup olmadığı, bulunulan yerde bir başka sağlık kuruluşuna başvuru olanağının olup olmadığı gibi unsurlar dikkate alınmamıştır. 454 sıra sayılı ocak 2013 tarihli, “TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu”nda, şiddet mağduru sağlık personelinin hizmetten çekilme hakkına ilişkin olarak dünyadan pek çok ülkenin bu konudaki düzenlemeleri incelenmiştir. Örneğin Almanya, Fransa, Avusturya, İsveç, Kanada gibi ülkeler başta olmak üzere pek çok ülkede şiddete maruz kalan sağlık personelinin acil durumlar dışında hizmetten çekilme hakkı vardır. Tıbbi Deontoloji Tüzüğünde de acil durumlar dışında hekimin hastasının tedavisinden çekilme hakkı düzenlenmiş bulunmaktadır. TBMM Araştırma Komisyonu Raporunun 31 numaralı önerisi de dünya ülke örneklerine uygun olarak “Şiddete maruz kalan sağlık personelinin hizmetten çekilme hakkının olduğu konusunda halkın bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Hizmetten çekilme hakkının sadece hekimleri değil diğer sağlık çalışanlarını da kapsadığı vurgulanmalıdır” denilmiştir. Şiddet mağduru sağlık personelinin sağlık durumu acil olmayan faile ya da yakınına gereğince sağlık hizmeti vermesi beklenemez. Ayrıca kimi zaman aynı sağlık kuruluşunda bir başka sağlık personeline yönlendirilmesi halinde çatışma ortamı ve sağlık personeline şiddet riski sürebilmektedir. Bu nedenle varsa bir başka sağlık kuruluşuna yönlendirilmesi şiddet riskinin ortadan kaldırılması için önem taşımaktadır. Öneri: Düzenlemenin, aynı görevi yapabilecek başka sağlık personeli bulunup bulunmamasına bakılmaksızın acil durumlar dışında şiddet mağduru sağlık personelinin sağlık hizmetinden çekilme hakkının açıkça düzenleneceği şekilde değiştirilmesi, acil olmayan hastaya varsa aynı sağlık kurumunda bir başka sağlık personeli veya bir başka sağlık kurumu tarafından sağlık hizmeti almak üzere yönlendirileceği yönünde düzenleme yapılması önerilmektedir. Teklifin “Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, şiddet mağduru sağlık personeli, sağlık hizmeti verebilecek durumda olsa dahi acil durumlar dışında faile ya da yakınına sağlık hizmeti vermekten çekilme hakkına sahiptir. Acil durumlar dışında, faile veya yakını, aynı kurumda bir başka sağlık personeline veya bir başka sağlık kuruluşuna sağlık hizmeti verilebilmesi için yönlendirilir” şeklinde sunulması uygun olacaktır.