Son iki hafta içerisinde 60’tan fazla insanın ölümüne neden olan sahte içkiye ilişkin açıklama yapan TTB, "Etil alkol zehirlenmeleri de tüm halk sağlığı sorunları gibi sosyal, siyasal, eğitsel ve ekonomik nedenleri doğru bir şekilde ele alındığında çözülür" dedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), son günlerde sahte içki sebebiyle artan ölümlere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. 9 Ekim’den bu yana 63 kişinin sahte içkiden yaşamını yitirdiğini hatırlatan TTB,  "En son örnek 9 Ekim 2020 tarihinden bu yana metil alkol zehirlenmesi nedeniyle 10 ilde (Aydın, İstanbul, İzmir, Kırıkkale, Kırklareli, Mersin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Zonguldak) ölenlerin sayısının 63'e çıkması ve 50’ye yakın kişinin tedavisine hastanelerde devam etmesi olmuştur" ifadelerine yer verdi. Sahte içkilerde kullanılan odun talaşının damıtılmasıyla elde edilen metil alkolün (metanol) sanayide ve denizcilikte çözücü, boya inceltici, teksir makine sıvısı, antifriz, cam temizleyici gibi maddelerin yapımında kullanıldığı bilgisinin verildiği açıklamada, "Yasaklar, yüksek vergi artışları ve engellemeler merdiven altı üretimi tetiklemekte, metil alkol zehirlenmeleri kaçınılmaz olmaktadır. Metil alkol zehirlenmeleri de tüm halk sağlığı sorunları gibi sosyal, siyasal, eğitsel ve ekonomik nedenleri doğru bir şekilde ele alındığında çözülür" denildi.

"ÖNEMLİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU"

TTB, kesinlikle içecek amaçlı tüketilmemesi gereken bir alkol türünün ülkede salgın düzeyinde tüketildiğini ve bunun önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu aktardı. TTB’nin Merkez Konseyi ve Halk Sağlığı Kolu tarafından yapılan ortak açıklamada, konuya ilişkin öneriler de şöyle sıralandı:
  • İktidara, ekonomik anlamda eşitsizliği perçinleyen yüksek dolaylı vergi artışları ile alkolün de fiyatını artırarak alkol tüketim probleminin çözülemeyeceğini, gerçek çözümün altta yatan sosyoekonomik nedenlerin belirlenmesi ve bu belirlenen sorunların çözümü ile mümkün olacağını;
  • Sağlık Bakanlığı’nın alkole bağlı zararı önlemeye ve azaltmaya yönelik kamu politikaları ve müdahalelerini halk sağlığı çıkarlarına göre belirlemesi, yönlendirmesi ve mevcut en iyi kanıtlara dayandırması; uygulayacağı politikaların tüm vatandaşları eşit olarak etkilemesi; ekonomik, sosyokültürel farklılıklar ve davranış eğilimlerini göz önünde bulundurması; ayrıca önleme ve tedavi stratejilerinin, müdahalelerin planlanmasında diğer ilgili bakanlıklara rehberlik etmesi gerektiğini;
  • COVID-19 salgını ile karakterize tarihsel bir dönemde, doktorların ve sağlık çalışanlarının vatandaşları alkol tüketmemeye motive etmesi, bu sağlanamıyorsa düşük riskli tüketime motive etmesi gerektiğini;
  • Halkımızın alkolden uzak durması, yasa dışı ve sağlıksız çözümlere yönelmemesi gerektiğini belirtiyoruz.