Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun Ekim ayı raporuna göre 21 kadın erkekler tarafından katledildi, 8 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ekim ayı raporunu yayınladı. Buna göre 21 kadın erkekler tarafından katledildi, 8 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Öldürülen 21 kadından 12’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 9’u de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

KADINLAR, BİRLİKTE OLDUKLARI ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR

Ekim ayında öldürülen 21 kadının 6’sı birlikte olduğu erkek, 5’i evli olduğu erkek, 5’i  tanıdık birisi, 1’i eskiden evli olduğu erkek, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek ve 1’i de kardeşi tarafından öldürülmüştür. 2 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiştir.

EN ÇOK EVLERİNDE ÖLDÜRÜLÜYOR

Kadınların 12’si evinde, 2’si arabada, 2’si işyerinde, 2’si sokak ortasında, 1’i de ıssız bir yerde, 1’i kuaförde öldürülmüştür. 1’inin öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 57’si evlerinde öldürüldü.

İYİ HAL VE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMLERİ UYGULANIYOR

Ekim ayında da birçok kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti davasında kadın düşmanı ve eşitlikçi olmayan kararların alındığını kaydeden platform, "Kaçma şüphesi bulunmadığı' gerekçe gösterilerek İpek Er’in ölümünde şüpheli olarak yargılanan Musa Orhan’ın “nitelikli cinsel istismar” suçundan tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine rağmen kadın yönelik şiddeti durdurmaya çalışırken ölüme sebebiyet veren Kadir Şeker’e 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi ülkemizde mevcut adalet sisteminin en somut yansıması oldu. Bunlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gerçeğinin yok sayılarak, kadın düşmanı olduğu kadar faillerin sırtını sıvazlayan yansımalar da olduğunu biliyoruz. Adalete olan güvenin çokça sorgulandığı Ekim ayında birçok kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti davasında iyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulandığını gördük. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti davalarında kullanılan bu indirimler ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği yokmuşçasına verilen cezalar failleri korumakta, bundan sonra gerçekleşebilecek şiddet ve cinayetlerin de önünü açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin yargılama ve kovuşturma konusunda getirdiği tedbirlerin uygulanması en önemli adımlardan birisidir" ifadelerine yer verdi.