İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görev yapan 27 yaşındaki polis Suat Teke’nin polis Hatice Büşra Çetinkaya’yı katlettiği davanın bir sonraki duruşması 25 Ağustos'a ertelendi.

HABER: ESRA TOKAT İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görev yapan 27 yaşındaki polis memuru Suat Teke, geçtiğimiz yıl 4 Mart’ta Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapan Hatice Büşra Çetinkaya’yı aracının yolunu keserek katletti. Teke aynı zamanda araçta bulunan Hatice Büşra Çetinkaya’nın annesini de ağır yaraladı. Kadın cinayeti faili Teke hakkında, ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçundan’ 5 yıla kadar hapis ve ‘tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’ suçundan da 20 yıla kadar hapis istemiyle, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Fail Suat Teke’nin 28 Haziran'da görülen davada tutukluluk halinin devamına karar verildi ve bir sonraki duruşma 25 Ağustos saat 10.15'e ertelendi.

"HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİNDEN YARARLANMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Çetinkaya ailesinin avukatı Hasret Ülkü İblikci, 28 Haziran Pazartesi günü Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dördüncü duruşmayı dokuz8HABER'e anlattı. Sanığın ilk duruşmadaki ifadesinde 'Büşra’nın annesi alaycı aşağılayıcı şekildeydi. Bana karşı alaycı tavır takınıp ...... git deyince ben kendimi kaybettim. Bende büyük bir infial oluştu' dediğini ancak bu ifadenin 28 Haziran’daki duruşmada sanık avukatı tarafından 'Büşra’nın annesi değil, Büşra yaptı' şeklinde düzeltildiğini kaydeden İblikci  “Bunu yaparak haksız tahrik indiriminden yararlanmaya çalışıyorlar” dedi.

SİBER SUÇLARDA ÇALIŞAN FAİL, GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANARAK HATİCE BÜŞRA'YI TAKİP ETMİŞ

Hatice Büşra Çetinkaya ile olan ilişkisini tehditlerle, şantajlarla sürdürdüğünü ve Hatice Büşra’nın ilişkiyi devam ettirmek istemediğini kaydeden İblikci, “Sanık Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde çalıştığı için Çetinkaya’yı sürekli takip ediyor, nerede olduğunu öğreniyor. Zaten takip ettiğini de kendisi bir önceki duruşmada ‘Büşra bana çok yalan söylüyordu. Emniyet sisteminden Büşra'yı ve ailesini takip ettim. Ancak ben bana yalan söylediğini anladıktan sonra böyle bir şey yaptım. Bu anlamda görevimi kötüye kullandım’ diyerek itiraf ediyor” bilgisini verdi.

SANIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR

Sanık hakkında görevini kötüye kullanma ve şantaj, tehdit ve hakaretlerine ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını da söyleyen İblikci, “Ara celsede mahkemeden talep ettik ancak mahkeme bunu yapmadı. Ardından bizler avukatlar olarak ayrı bir suç duyurusunda bulunduk” dedi.

"SANIK SÜREKLİ İFADE DEĞİŞTİRİYOR"

Son duruşmada ise sanığın ifadesini değiştirerek takip etmedim dediğini kaydeden İblikci, “Hem kollukta, hem savcılıkta hem de yargılama aşamasında sürekli ifadesini değiştiriyor sanık” dedi.

TANIK İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Davada dinlenen üç tanıktan birinin de son duruşmada ifadesinin değiştirdiğini kaydeden İblikci, "Olay anında yakında olan ve yaşananları gören tanıklar duruşmaya ifade vermeye katıldı. Ancak tanıklardan biri bu duruşmada ifadesini değiştirdi. İkinci ifadesinde ‘sanık annesini öldürmeye çalışmadı, belki de kurşun sekmiştir’ dedi" diye konuştu.

"SANIK HATİCE BÜŞRA'NIN ANNESİNİ DE ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSTEN CEZA ALMALI"

“Sadece haksız tahrik indirimi almak için bir savunma kurmaya çalışıyor sanık” diyen İblikci, “Çünkü Hatice Büşra Çetinkaya’yı öldürdüğü, annesini de öldürmek kastıyla hareket ettiği ancak mermisi bittiği için öldüremediği sabit. Bizim bu davada sanığın Hatice Büşra’nın annesini de ‘öldürmeye teşebbüsten ceza alması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Konuya ilişkin anne Güngör Çetinkaya'nın son duruşmada verdiği ifade ise şu şekilde:

"TETİĞE BASINCA ATEŞ ALSAYDI BENİ DE ÖLDÜRECEKTİ"

"Büşra’yla arabaya bindik. Bizim evin önünde yakın bir market var. Marketin önüne gelince kızım, ‘anne Suat burada’ diye söyledi. Sağa doğru dönüp baktığımda, sanığın arabanın içinde tek başına oturduğunu gördüm. Bizim araç durmuş haldeydi. Sonra sanık arabadan çıkıp bizim arabanın önüne geldi. Hareket etmemizi önledi. Ben de ‘Yakında karakol var, gidip oraya sığınalım’ dedim. ‘Çıkın dışarı konuşacağız’ dedi. Büşra da ‘Ben buradan duyuyorum. Yanımda annem var sonra konuşuruz’ diye söyledi. Ben de sanığa doğru eğilerek ‘Git buradan, ne olur’ diye söyledim. O esnada silahı çıkarır çıkarmaz ateş etmeye başladı. Sanık ilk önce Büşra'yı hedef aldı. Ben de karnımdan yaralandım. Arabadan indim yardım istemek için bağırdım. Tekrar arabaya baktığımda tabancanın kabzasıyla Büşra'nın kafasına vuruyordu. Ben arabanın içine girdim silahı bana doğrulttu. Tetiğe bastı, ateş almadı. Namluyu elinden almaya çalıştım ancak silahı elinden alamadım. Ateş alsaydı beni de öldürecekti. Tetiğe basınca ateş almayınca mermisinin bittiğini anladım."

TASARLAYARAK ÖLDÜRME SUÇUNU İŞLEDİĞİNİN KANITLARI VAR

Şu an dosyada dinlenecek tanığın da kalmadığını kaydeden İblikci, sanığın aracı önceden kiralayarak yola çıktığının ve sanığın yanında bulundurduğu ateşli silahın ateş etmeye hazır halde olduğunun da tasarlayarak öldürme suçunu işlediğinin en önemli kanıtları olduğunu belirtti.

ANNE ÇETİNKAYA: "GECE GÜNDÜZ MESAJLAR GÖNDERİYORDU"

Son duruşmada ifade veren anne Güngör Çetinkaya konuya dair ifadesinde fail Teke ile aralarındaki tartışmalardan dolayı kızının Teke’nin kendisine zarar verebileceğini söylediğini ve agresif tavırları nedeniyle kızının ilişkiye son verdiğini bildirdi. Öte yandan fail Teke'nin kendilerini sistematik olarak rahatsız ettiğini de belirten anne Çetinkaya, "Kızım ayrıldıktan sonra sosyal medya üzerinden ağzı alınmayacak mesajlar yazıyordu. Biz engelliyorduk, başka hesaplar açarak bize hakaret ediyordu. Gece gündüz mesajlar gönderiyordu" ifadelerini kullandı.

TUTUKLULUK HALİNE DEVAM KARARI

Duruşma tanıkların da dinlenmesinin ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesiyle birlikte 25 Ağustos saat 10.15'e ertelendi.

İDDİANAMEDEN:

"Müşteki Güngör Çetinkaya'nın her bir yara yönünden TCK'nın 86 ve 87. maddeleri kapsamında raporunun aldırılması için yazı cevabının beklenmesine, Sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, atılı suçun CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan suçlardan oluşu, Anayasamızın 90. maddesi delaleti ile iç hukukta uygulanması gereken A.İ.H.S 5 vd. maddeleri ve tutuklama tedbirinin niteliği ile bağdaşmayacak ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil edecek bir durumun mevcut olmadığı ve sanığın atılı suçu işlediği yönündeki somut olguların halen varlığını koruduğu hususları birlikte dikkate alınarak sanığın CMK'nın 100 vd. maddeleri gereğince Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 7 günlük süre içinde itiraz yolu açık olmak üzere TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın cezaevi idaresince sanığa tebliğine, sanığa sözlü olarak bildirilmesine karar verilmiştir"