Aleyna Çakır dosyasını işleyen ve bu süreçte Gülay Uygun'un şüpheli ölümüyle hedef gösterilen Müge Anlı, bugünkü programında Çakır ve Uygun dosyalarına yer vermedi. Anlı'nın iki şüpheli kadın cinayetini işlememesi sosyal medyada büyük tepki çekti.

Ankara’da Haziran ayında evinde ölü bulunan Aleyna Çakır soruşturmasını programında işleyen Müge Anlı, bugün Çakır ve Ümitcan Uygun’un şüpheli şekilde ölen annesi Gülay Uygun cinayetine programında yer vermedi. Baş şüpheli Ümitcan Uygun, babası ve avukatları tarafından hedef gösterilen, iktidar kanadından ise bazı eleştirilere maruz kalan Müge Anlı'nın programında, Aleyna Çakır ve Gülay Uygun'a yer vermemesi sosyal medyada tepki çekti.

SOSYAL MEDYADA MÜGE ANLI'YA "SUSMA" ÇAĞRISI

"Müge Anlı Aleyna Çakır ve Gülay Uygun dosyalarını kapattı" iddialarının yer aldığı sosyal medyada, #susma ve #AleynaÇakır etiketleri ile binlerce paylaşım yapıldı. Söz konusu etiketler Twitter Türkiye gündeminde kısa sürece en çok konuşulan konular arasına girdi.

İKİ ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ

21 yaşındaki Aleyna Çakır, Haziran ayında evinde ölü olarak bulundu. Çakır'ın ölümünde baş şüpheli ise daha önce şiddet görüntüleri ortaya çıkan ve eski sevgilisi olduğu belirtilen Ümit Can Uygun oldu. Hakkındaki iddiaları reddeden Uygun, konu hakkında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Geçtiğimiz hafta ise canlı yayına bağlanan bazı kadınlar Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun ile ilgili bazı iddialarda bulundu. Bunun üzerine anne hakkında soruşturma başlatıldı. Bu hafta ifade vermesi gereken Gülay Uygun, Cuma akşamı Ankara'da bir ormanlık alanda ölü bulundu.

"OLAYIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM" DEDİ

Gülay Uygun'un ölmeden önce "Ölümümden Müge Anlı sorumludur" yazılı bir not bıraktığı iddia edildi ve Müge Anlı hedef gösterildi. Müge Anlı, yaşananların ardından yaptığı ilk açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: "Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıptan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum. Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı."

ADALET BAKANI'NDAN İLK AÇIKLAMA

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, katıldığı bir programda Aleyna Çakır'ın ölümü ve sonrasında Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun'un annesinin ölümüne ilişkin şöyle konuşmuştu: "Çok trajik üzücü bir hadise. Soruşturma devam ediyor. Biliyorsunuz gizli bir şekilde devam eder. Yapacağım yorum, soruşturmanın titizlikle yapıldığına inanıyoruz. Soruşturma neticesinde aldığı kararlar ile adalet duygusunu tatmin edeceğine inanıyoruz. Hakim savcının sosyal medyası televizyonu yok. Onlar kararlarıyla konuşuyor. Adliye bir beyaz süttür orada bir leke varsa bunu kimse affetmez. Haksız yorumlar yapılabilir ama hakim savcı fiile bakar. Böyle önemli bir konuda saygıyla süreci beklemek lazım. Savcı hangi delile ulaştı bilmiyoruz. Bir TV programcısı değildir savcı. Savcı adaleti yerine getirmeye çalışan bir yargı mensubudur. Hakim öyledir. Varsa bir delilin arkadaş yeri adliyedir karakoldur. Gidip adliye ve karakola konuşacaksın. Adaletin tecelli etmesini istiyorsan savcıya kolluğa elindeki delili vereceksin."

ANLI'DAN GÜL'E YANIT: "SADECE İŞİMİZ YAPIYORUM"

Müge Anlı'nın Bakan Gül'e yanıtı ise şöyle oldu: "Ne savcı, ne hakim, ne de polisim. Sadece gazetecilik yapıyorum. Bunu yaparken de vicdanımın sesini dinliyorum. Programıma katılan mağdurların ne dostu ne de düşmanıyım. 30 yıldır gazetecilik yapıyorum. Gazetecinin görevi haberi ortaya çıkarmak için araştırma yapmak, bilgileri toplamak, doğrulatmak ve bu bilgiler ışığında yorumlamaktır. Biz kimsenin ne yanında ne de karşısındayız. Bizim görevimiz iddiaları ortaya koymaktır."

"KİMSE TOPLUM YARGIÇLIĞINA SOYUNMASIN"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bugün Çankaya İncek’teki Türkiye Adalet Akademisi Uygulama Adliyesi’nin açılışında ise şu açıklamada bulundu: "Türkiye hukuk devletidir. Kimse anayasadan ve kanunlardan almadığı yetkiyi kullanamaz. Adaletin tecelli edeceği yer bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir, hakim ve savcılarımızın aklı ve temiz vicdanıdır. Burada bir kez daha tekrar ediyorum; kimse toplum yargıçlığına soyunmasın. Kimsenin mahkemeleri etkilemeye veya tesir altında tutmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Bu kanunlarımızda suçtur. Bazıları tahkir ve tahrip siyaseti içerisinde, adeta bir tribün amigosu edasıyla, beğenmediği kararlar karşısında yargı mensuplarını hedef gösterme cüretini maalesef kendisinde bulabilmektedir. Elbette milletimiz nezdinde, adalet nezdinde adil kararın yerine geçebilecek hiçbir değer yoktur. Yargısal işleyişte, hakim ve savcı faile değil, fiile bakar. Ne söylendiğine değil, delile bakar. Yargının ideolojisi yoktur, yargının ideolojisi adalettir."