Çocuğa yönelik cinsel istismar, Türkiye’nin en önde gelen problemlerinden, insanlık onuruna ve insanın fiziksel bütünlüğüne yapılan korkunç bir saldırı. Problem Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da bir problemi. Ancak birçok ülke bu probleme doğrudan hitap edip önlemler konusunda öncü olurken Türkiye, problemin varlığını inkar etme gayreti içinde. Hal böyle olunca da problemin yoğunluğunun gözlemi ve alınabilecek önlemler olması gereken karşılığı bulamıyor, konunun tartışılmasından kaçılıyor. Bu çalışma ise, konuya doğrudan hitap etmeyi hedefliyor.
dokuz8HABER/Yadigar Aygün (@loriet111) TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2014-2017 yılları arasında 7466’sı oğlan, 51818’i kız, toplam 59284 çocuk cinsel istismara uğradı. Üstelik rakamların her yıl çarpıcı bir şekilde arttığı dikkat çekiyor. Yani Türkiye’nin çocuğa yönelik cinsel istismar problemi hızla büyüyor.

OĞLAN ÇOCUKLARI DA TEHDİT ALTINDA

BM Çocuğa Yönelik Şiddet Araştırma Raporu’na göre; Dünyada her yıl 73 milyon civarında erkek çocuk ve 150 milyon civarı kız çocuk cinsel şiddete ve tecavüze maruz bırakılmakta. Suçun faili ise genellikle mağdurların aile çevrelerinde olan kişiler. Çocuğa yönelik şiddet eylemlerinin büyük bölümünde anne, baba, öğretmeni, arkadaş, iş çevresi ve çocuğa bakan kişilerden kaynaklanmakta (UNİCEF, 2013). Şiddet Önleme ve Rehabilitasyon Derneği (İMDAT) ve Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezinin (ASUMA), 2016 yılında çocuk istismarına yönelik olarak hazırlamış oldukları raporda dünyada son 4 yılda çocuklara yönelik şiddet veya tacizin %90 oranında arttığı, cinsel istismarcıların tahminen %5’i ortaya çıkarken, %95’inin gizli kaldığı görülüyor. Yine aynı raporda yer alan ve Dünya Sağlık Örgütü ve Ankara Üniversitesi’nin hazırladığı Türkiye’de Üniversite Öğrencilerinde Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşam Deneyimleri Araştırması Raporuna göre; çocukluklarında cinsel tacize uğrayan erkeklerin oranı %8,7; kadınların oranıysa %7,2 seviyesinde. Ancak TÜİK’in ‘çocuğa karşı cinsel suçlar’ verilerine baktığımızda, mağdurların yalnızca %12.59’unun oğlan olduğunu görüyoruz. Bu da toplumdaki erkek çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının gizlendiğine yönelik ciddi bir şüphe doğuruyor. [infogram id="8cde767c-f9c6-4bce-b7e3-34e313289cf7" prefix="FDb" format="interactive" title="cinsel istismar infografik"] Bu şüpheyi konunun uzmanları somutlaştırıyor. Karadeniz İlleri Kadın Platformu Derneği Kurucu Başkanı Nilgün Turan, “Bu toplumda siz grip olsanız komşunuz size geçmiş olsuna gelir. Ama çocuğunuz tecavüze, cinsel istismara uğradığında mahallede dışlanır hale gelirsiniz. O fail mahallede yaşamaya devam eder, cinsel istismara maruz bırakılan çocuk ve ailesi o mahalleden taşınmak zorunda kalır. Toplumsal algı ve baskı bu konuda çok çok farklı işliyor. Ailelerde, erkek çocukları tecavüze uğradığında olayın üzeri ört pas edilme çabası oluyor. Bir ailede kız çocuklarında cinsel istismar vakaları gözleniyorsa o evdeki en büyük çocuktan en küçük çocuğa kadar iniyor ve bunu yaparken de erkek kız ayrımı yok. Eğer bir evde istismar vakası varsa, o evdeki oğlan çocukların da mutlaka muayene edilmesi gerekiyor. Bu çok yaşanan gerçek fakat konuşulmayan bir olgu”  diyor.

OĞLANLARDA 11 YAŞ ALTI, KIZLARDA 15-17 YAŞ ARALIĞI EN ÇOK İSTİSMAR YAŞANAN ARALIKLAR

Çocuğa yönelik cinsel istismarda 2017 yılı yaş aralıkları verilerini incelediğimizde cinsel istismara maruz bırakılan 11 yaş ve altı oğlan çocukların, diğer yaş gruplarına göre bir hayli fazla (%47,15) olduğunu görüyoruz. Cinsel istismara maruz bırakılan kız çocuklarında ise yaş arttıkça çocuğa yönelik cinsel istismar sayısının arttığı gözlemleniyor. Cinsel istismara uğrayan kız çocukları içinde 15-17 yaş arası kız çocuklar, tüm yaş grupları arasında %59,18 ile en büyük kesim. [infogram id="b7d7d417-5105-47c0-82b2-6c5d83593bb8" prefix="gIM" format="interactive" title="çocuğa yönelik cinsel istismar"] Uzmanlar, bu vakalarda çocukların muayene sırasında travmaya tekrar maruz kaldıklarını, özellikle geleneksel yöntemlerin çocukların psikolojileri için zorlayıcı olduğunu belirtiyorlar. Bununla birlikte yeni teknolojilerin travmanın tekrarını önlediğini veya ciddi oranda azalttığını vurguluyorlar. [caption id="attachment_14123" align="alignright" width="300"] Nilgün Turan[/caption] Nilgün Turan, “Dünyada ve yaşadığımız toplumda tecavüz, cinsel istismar, ensest vakaları hep var. Ne yazık ki 18 yaş altı gebelikler hep var. Cinsel istismara, tecavüze uğrayan çocuk 15 yaş altında ise insanlar mağdur çocuğa daha çok sahip çıkıyor, onun haklarını korumaya çalışıyor. Çocuk 15 yaş üzerinde ise daha riskli… ‘Acaba kız çocuğun rızası var mıydı’ sorusu gündeme geliyor. Kundaktaki bebekten 4 yaşındaki erkek çocuğa kadar, 18 yaşın altındaki kız ve erkek çocuklar tecavüze, cinsel istismara maruz bırakılıyor. Kadınlar tecavüze uğradığında yıkanmadan, kıyafetini değiştirmeden muayeneye gitsinler diyoruz ama bu çocuklarda, olay ne zaman olmuş, nasıl olmuş, resmiyete ne zaman intikal etmiş; bilmiyoruz. Hasar görmüş dokuların, doku bozulmalarının renklendirilmiş şekilde hassas görüntüleme tekniği ile görüntüleme yapan ‘Kolposkop cihazı’ ile yapılması gerekiyor Çocuk İzleme Merkezleri’nde. Bu cihazlar çok önemli çünkü doku hasarını kayıt altına alıyor ve çocuğun tekrar tekrar aynı travmayı yaşamasının önüne geçiyor. Zaten 3-4 yaşındaki çocuklar tecavüze kim tarafından uğradığını anlatabilecek durumda değiller. Fiziki izler hızla iyileşebilir bu açıdan bulguların, kan ve sperm örneğinin kadınlarda ilk 24 saatte, çocuklarda üç gün içerisinde Kolposkop cihazı ile görüntü kaydı alınması ve cumhuriyet savcılığına sunulması büyük önem arz ediyor. Deliller bu cihaz sayesinde kaybolmuyor ve Kolposkop cihazı dokudaki kan ve sperm örneğinden saldırganı tespit ediyor” diyor.

ÇOCUK DESTEK MERKEZİ OLMAYAN ŞEHİRLER VAR!

Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olan Çocuk Destek Merkezleri’nin sayıları ise çocuk istismarı konusunda devlet kurumlarının yetersizliğini gözler önüne seriyor. 2014 yılında 67 Çocuk Destek Merkezi’nde 946 çocuk, cinsel istismara maruz kaldıkları için koruma altındayken, 2015 yılında 67 merkezde 829 çocuk koruma altındaydı. 2016 yılında koruma merkezlerinin sayısı bir artarak 68’e ulaştı, bir sonraki yıl ise 65’e düştü. Ancak 2016 ve 2017’de koruma altına giren çocuk sayısı artmaya devam etti. 2016’da 927 çocuk, 2017 yılında ise 1085 çocuk kendilerine yönelik işlenmiş cinsel suçlar sebebiyle bu merkezlerde devlet koruması altına alınmıştı. [infogram id="fd4ed512-d5ef-4faa-9e03-3fbcae40179b" prefix="BbQ" format="interactive" title="kurum sayısı vs kurumlardaki çocuklar"] Burada karşımıza büyük bir sorun çıkıyor, 81 ilde Çocuk Destek Merkezleri’nin olmadığını görüyoruz. Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Murat Aydın, bu konuya parmak basıyor: [caption id="attachment_14127" align="alignright" width="150"] Murat Aydın[/caption]

“ÇOCUK DESTEK MERKEZLERİ YAYGINLAŞTIRILMALI”

“Çocuk Destek Merkezleri’nin yaygınlaştırılması gereklidir. İl bazında veya birkaç ilin birlikte kullanabileceği merkezlerin oluşturulması gereklidir. İhtiyacın tespiti için öncelikle bu merkezlerden yararlanabilecek çocuk sayısının belirlenmesi gerekir. Var olan durum ve olası sayılar dikkate alınarak yönetmelikte belirtilen asgari standartlarda da olsa merkez açılması yerinde olacaktır.”

“OĞLAN ÇOCUKLARA YÖNELİK DE MERKEZLER AÇILMALI”

Hakim Murat Aydın, “Trabzon ÇODEM’de cinsel suç mağduru kız çocuklarına yönelik hizmet verilmekte. Bu çocukların gebe olması veya çocuklu olması durumunda buradan hizmet alamamakta ve başka yerlere gönderilmektedir. ÇODEM’lere ilişkin genel esasları düzenleyen yönetmelikte merkezlerde; öncelikle 11-18 yaş grubu cinsel istismar mağduru çocuklar alanında ihtisaslaştırılması benimsenmiştir. Cinsel suç mağduru çocukların kız veya oğlan çocuk olmasına göre bir ayrım yapılmamıştır. Cinsel suç mağduru olan oğlan çocuklar bakımından ihtiyaç analizi yapılması ve bölgesel düzeyde hizmet veren bir merkez oluşturulması yerinde olacaktır. Bunun yanı sıra; suça sürüklenen çocuklar ile suç mağduru olan çocuklar için uygun hizmet modelleri geliştirilmelidir” diyor.

ÇOCUKLARIN REHABİLİTASYONUNDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

Yetişme Çağındaki Çocukları Koruma Derneği Başkanı Nuray Usta ise cinsel istismara maruz bırakılan çocukların rehabilitasyonunda yaşanan problemleri şu sözlerle ifade ediyor: [caption id="attachment_14125" align="alignright" width="300"] Nuray Usta[/caption] “2017 yılında açılan bazı kurumlarda bazen personel eksiği olabiliyor. Zamanla personel ihtiyacı karşılanıyor ama bu esnada gelen personelin kalifiye olmadığını biliyoruz. Çocuk Gelişimi Bölümü yeni mezun bir kişi personel olarak çocuk anneliği yapıyor. Bana göre kendi de çocuk. Kurumdaki çocukları nasıl rehabilite edebilsin... Yaşı gereği tecrübesi olmadığı için aldığı lise mezunu eğitimiyle bunu yapmaya çalışıyor. Lise mezunu eğitimiyle nasıl kalifiye olacak? İşin uzmanlarının kurumlarda çalışması gerekiyor. Bazı çocukların hafif, bazı çocukların ağır travması var. Çocuklara ilaç, sakinleştirici vererek rehabilite etmeye çalışıyorlar. Kurumdaki çocukların sadece kurum içinde barınma, yemek, hastaysa hastaneye gitmek, okula gitmek gibi temel ihtiyaçlarının dışında STK ve gönüllüler ile işbirliği içinde olup sosyal hayatın içinde olmalarını sağlayabilmeliyiz. Bunu nasıl yapabiliriz; bizzat kuruma gidip çocukları ziyaret ederek, çocuklara yaratıcı drama eğitimi vererek, çocukları tiyatroya, sinemaya, operaya götürerek, çocuklarla piknik yaparak, alışveriş yaparak hatta hayvan sevgisi aşılayarak rehabilite edebiliriz. Çocuklar yaşadıkları travmalardan dolayı kapalı bir alanda kalmaya tahammülleri yok. Kapalıda değiller ev ortamı ama ruhsal problemlerinden dolayı, çocuklarla birebir konuştuğumuzda kuruluşta kalmak istemediklerini aktarıyorlar. Belki bizler gönüllü olup onlarla evlerimizde vakit geçirebiliriz.” Nuray Usta, “Toplu yaşanan yerlerde problemler çıkıyor ortaya. Bir çocuk kaçtığında diğer çocuklardaki kaçma eğilimi artıyor. Bunu ortadan kaldırmak için onlara gönüllü aile olursak belki çocukların duyguları, ruhları daha erken iyileşebilir. Cinsel istismara maruz bırakılmış çocukların ruhları artık zarar görmüş, sevgisiz kalmış, travmaya müsait. Zaten mutsuz olduğunuzda rehabilite olma şansınız pek yok. Önce mutlu olmalısınız ki rehabilite olabilesiniz. Eğer çocuklara yardım etmek istiyorsak sevgiyle yaklaşıp, sevgi sözcükleri kurmalıyız ve çocuklara sevgi ortamı yaratmalıyız. Çocuğu sorgularsak veya anlatmak istemediklerini anlatmaya zorlarsak, neden böyle diye sorarsak çocuklara yardım edemeyiz. Mutluluk ortamı yaratırsak çocukların ruhları iyileşir diye düşünüyorum. Kurumlardaki terapiler, doktor kontrolleri ilaç terapisi gibi rehabilitasyonlar sevgiden desteksiz kalırsa bir işe yaramaz” diyor.

ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİLER

Araştırmadaki veriler, TÜİK 2014-2017 Çocuk İstismarı Kayıtları, TÜİK 2014-2017 Çocuk Nüfus İstatistikleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Destek Merkezleri Sayısı verileri ve Adalet Bakanlığı Çocuk Cinsel İstismarı Suç ve Karar Sayıları istatistiklerinden derlendi. Aşağıda illere ait 2014-2017 yıllarındaki çocuğa yönelik cinsel istismar vaka sayılarını, oğlan ve kız çocukları olarak, bölgelere ayrılmış şekilde inceleyebilirsiniz: [infogram id="b376b8b4-de80-4115-8c0b-4bd96fa9aef5" prefix="Zlj" format="interactive" title="oğlan çocuğa cinsel istismar bölgelere ayrılmış - il il yıl yıl"] [infogram id="842834d0-11dd-4c04-a7ad-9172492e6deb" prefix="L7H" format="interactive" title="kız çocuğa cinsel istismar bölgelere ayrılmış - il il yıl yıl"]