Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir'de Valilik ziyaretinin ardından açıklamalarda bulundu. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin konser harcamalarına yönelik başlatılan inceleme ve soruşturmalara ilişkin soruları yanıtlayan Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu, "Bu sözde yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan bu hükümetin itibarına bir göz atalım mı? Türkiye’yi Uluslararası Yolsuzluk Endeksin’de 180 ülke arasında 115’inci sıraya oturtan hükümet bu hükümet, dünyada. O ligde, dünyanın hangi ülkeleriyle anıldığımızı sıralasam utanç duyarız her birimiz. Yakıştırmayız kendimize" sözlerine de tepki gösterdi.
"Hukukun endesksi yüksekliği olarak değerlendirme yapmak bir belediye başkanının haddi de değil"
Yılmaz Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Burada denetimden çekinmeye gerek yok. Eğer bir eksiğiniz, kusurunuz varsa telaşlanırsınız ama burada bir eksiğiniz yoksa müfettişin araştırmak istediği konularla ilgili olarak cevapları verirseniz telaşınıza gerek yok. Özellikle yargıyla ilgili cümleler kurarken de haddi aşmamak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Anayasamızın 138. maddesi 'yargı bağımsız ve tarafsızdır', 'yargı, hiçkimseden taimat almaz' ve hiçbir talimatı da dikkate almaz' diyor. Dolayısıyla bağımsız ve tarafsız yargının başlatmış olduğu soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir. Özellikle belli sorumluluk makamında olan kişilerin, kamu yöneticilerinin, belediye başkanlarının yargıyla ilgili cümleleri sarf ederken çok dikkatli olması lazım. 25 bin hakim ve savcımız var. Yargının yapmış olduğu işlemler noktasında, eğer 'haksızca üzerimize geliyorlar' yönündeki cümleleri sarf ederseniz demek ki 'gizlediğiniz bir şey mi var' der kamuoyu. Burada hukukun endeksi yüksekliği olarak değerlendirme yapmak bir belediye başkanının hakkı da değil, haddi de değil. O endekslerin nerede hazırlandığını biz çok iyi biliyoruz. Hukuka güven endeksi, ABD'de hazırlanıyor. Dünya Adalet Projesi adı altında bir dernek tarafından hazırlanan bir endeks. Bu derneği de kuran eski ABD Birliği Baro Başkanı. Objektif kriterlere dayanmayan, bilimsel temeli olmayan, Türkiye gerçekliğiyle hiçbir ilgisi olmayan değerledirmeler bunlar.
"Böyle saçma sapan endekslerle Türkiye'yi karalatmayız"
Masa başında hazırlanmış, bilimsel değeri olmayan sırf Türkiye'yi karalamaya yönelik bu tür endeksleri öne alarak adeta onları Türkiye'de sözcülüğünü yaparak Türk yargısını bağımsız olmamakla suçlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne büyük bir haksızlıktır. Hele hele 'ihtilal dönemlerinde bile böyle bir yargı yoktu' gibi bir şey söylemek haddi tamamen aşmaktır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. 27 Mayıs, 28 Şubat, 12 Eylül yargısı dönemleriyle kıyaslıyor ve o kadar dibe düşmemişti diyor. Bu Yassıada yargısını özlemektir. Yargı kimsenin arka bahçesi değildir. 15 Temmuz'da bu ülkenin yargı teşkilatı milletiyle beraber bir kahramanlık gösterdi. Aradaki fark budur. Türkiye'nin o listedeki ülkelerin altında olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz? Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne inanmamaktır, Türk milletine hakarettir. İsrail basın özgürlüğünde Türkiye'den ileriymiş, insaf! 7 Ekim'den bu yana 170 gazeteciyi öldüren İsrail değil mi? Nasıl Türkiye'nin üstünde göstebilirsiniz? Böyle saçma sapan endekslerle Türkiye'yi karalatmayız. Karalamak isteyenlerle de bu millet hesaplaşır.''