Son yıllarda yüzlerce doktor Türkiye'den farklı ülkelere çalışma amacıyla göç etti. Türk Tabipleri Birliği'nin verilerine göre, özellikle son 3 yılda yurt dışına taşınmak isteyen doktor sayısında büyük artış var. Peki nedir onları ‘göçe zorlayan’ tabiri caizse ‘kaçıran’? Okuyalım.
Uzun bir aradan sonra hepinize merhaba!
Her Mart ayının 14'ünde kutlanan, Türkiye'de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir ‘anma ve kutlama’ gününü de geride bıraktık. Fark ettiyseniz anma ve kutlama gününü tırnak içinde yazdım. Artık kutlamalar buruk, grevler söz konusu hatta. Çevremde tanıdığım birçok doktor arkadaşım gerek süregelen sağlık politikalardan gerekse verdikleri emeklerin karşılığını alamamaktan mutsuz, bıkkın hatta.
Ta lise döneminizden başlayan (belki artık daha erken) ve en az altı sene süren yoğun çalışma temposuyla ne çocukluğunuzu ne de gençliğinizi yaşayabildiğinizi düşünün. (Tıpta Uzmanlık Sınavına hazırlanış sürecini, uzmanlığı, yan dalı, kendi ceplerinden ödedikleri ve ekstra zaman ayırdıkları eğitimleri ve programları saymıyorum bile.) Ve tam artık ‘doktor oldum’ derken, emeklerinizin karşılığını alamadığınızı, tükenen çalışma koşullarının yarattığı yılgınlığı ve bir de fiziksel ve psikolojik şiddete bolca maruz kaldığınızı düşünün. Bu düşünce, hiç hoş bir his yaratmadı değil mi içinizde?
İdeallerinin yerle bir olmaya başladığı, şiddetin gölgesi altında yaşadıkları ve haklarını alamadıklarına inandıkları bir sistemde, ‘daha iyi koşullarda yaşamak için’, yurt dışında çalışma arayışlarına girmelerini çok da yadırgamıyorum açıkçası. ‘Norveç’e nasıl gelebilirim?’ diye daha tıp birinci, ikinci sınıf öğrencilerinden aldığım mesajlar içimi burkarken, yakın çevremde deneyimlediğim olaylar, onların hissettiklerini daha iyi anlamama yol açıyor. Onlarca hayatı iyileştirirken takdir edilmediği, en ufak bir hatada ‘Sorumluluk sadece hekimdedir’ ve ‘Bedeli kaç milyonsa ödeyecektir’ denildiği bir sistemde, aldıkları maaşların yetmemesi üzerine bolca nöbete kalanlar ve ‘Yurt dışına bir gideyim, otorizasyonu alana kadar yaşlı bakarım’ diye hayal kuranlar. Sen doktorsun ya, neden yaşlı bakmaya razı olasın ki? Ya da nöbet tutmak zorunda olduğun o saatler yerine neden bir konserde, tiyatroda olmayasın ki?
Bundan iki sene önce, Norveç’teyken telefonum çaldı. Arayan çok sevdiğim uzman doktor bir arkadaşımdı. Zorunlu görevini ülkenin en çetin koşullarında yapan, bu ülkede en az 10 senedir doktor olarak çalışan arkadaşım, 36 yaşında ve 2 küçük çocuğu olmasına rağmen, yabancı bir ülkede çalışmanın ve yaşamanın zorluk ve kolaylıklarını sordu bana. Uzun uzun anlattım, iyisini de kötüsünü de. Ve o arkadaşım mesai dışında deli gibi kursa giderek, 2 çocuğuna yine en iyi şekilde annelik ederek ve yüzlerce hastasına iyi gelerek, dil sınavını geçti ve Almanya’dan kabul aldı yakın zamanda. Onun ve ailesi adına sevinsem de ülkem için ne büyük bir kayıp olacak yetişmiş bir doktorun halkına artık hizmet edemeyecek olması, sistemde örselenmesi, mesleki ve maddi tatmini elde edememesi! Gitmesi…
Yine başka bir uzman doktor arkadaşımın, devlet memuriyeti ardından özel sektörde hırpalanışını, on seneyi aşkındır doktor olmasına rağmen küçük bir ev bile alamayışındaki isyanı dinlemek de çok etkileyiciydi.
Düşününce istedikleri çok şey mi diye soruyor insan? En temel hakkı olan ‘güvenliği’ ve saldırıya uğramamayı istememeleri sizce de normal değil mi? Bir veznedar, bir öğretmen ya da bir market çalışanı olarak her an saldırıya, tehdide ya da hakarete uğrayacakmış korkusuyla, ne derece işinizi başarıyla yapardınız? Beş – on dakikada bir hasta bakmak (sanki fabrikada banttan gelen konservelere kapak basıyorlar), hem doktor hem de hasta için ne derece sağlıklı sizce? Norveç’te bir günde 5-6 hasta bakan bir doktor ‘Yoruldum, bugün çok yoğundu’ diyebiliyorsa, günde elliler hatta yüzlere gelen bir hasta sirkülasyonunda bizim doktorların ne demesi lazım sizce? Tüm bunlara da amenna dedim, ta çocukluk çağlarından itibaren gecesini gündüzüne katan, bu ideale hayatlarını adayan doktorların maddi ve manevi hak ettikleri itibarı ve insanca yaşama haklarını kazanmaları gerekmiyor mu sizce?
Gerekse, son 10 yılın en büyük hekim göçü 2021’de yaşanır ve bin 405 hekim yurt dışında çalışmak için belge alır mıydı sizce?
Mesleki itibarlarını ve emeklerinin karşılıklarını alacakları güzel günlere…