Türkiye Süper Ligi'nde 'güncel ve modern' futbola ayak uydurmaya çalışan 3 hoca var. 3'ü de çok genç hoca. 3'ü de kendilerini geliştirmeye çalışan ve saha içinde kalmaya çalışan hoca. Bu 3 hocadan bahsetmek istiyorum. Ama önce kısaca Galatasaray-Trabzonspor maçına değinelim.
Uzun yıllar Guardiola'nın yardımcılığını yapmış olan Domènec Torrent, Galatasaray'da bir sistem oturtmaya çalışıyor. Galatasaray'ın her şeyden önce psikolojik desteğe ihtiyacı var. Arda Turan gibi kalıntılar Galatasaray'a çok ciddi zarar veriyor. Galatasaray maçın ilk yarısında çok iyi oynadı. Maçın büyük bölümünde Galatasaray hakimdi. Maç Galatasaray ile Uğurcan arasında geçti. Uğurcan mutlak 3 net pozisyonu kurtardı.
Galatasaray kalecisi ve defansı ise gol olmayacak iki pozisyonda Trabzon'a golü hediye etti. Trabzonspor çok iyi oynamadığı bir maçı daha kazandı. Galatasaray bu psikolojiyi üzerinden atamazsa kümeye düşebilir. Kimse buna şaşırmasın.
Sezonun bundan sonrası çok zor maçlara sahne olacak. Galatasaray ruhen bu duruma hazır değil. Galasaray yönetimi ile Fenerbahçe yönetimi çok benzer bir süreç yaşıyor. İki başkanın da taraftarlarla bağı kopmuş durumda. Bundan sonra toparlayabilirler mi? Galatasaray UEFA Avrupa Ligi'nde şampiyon olursa toparlanır. Fenerbahçe'de ise o tren çoktan kaçtı.
Şimdi gelelim çok kaliteli 3 hocaya...
Alanyaspor'dan Francesco Farioli 32 yaşında. Konyaspor'dan İlhan Palut 45 yaşında. Göztepe'de Nestor El Maestro 38 yaşında. Bu 3 hoca Türkiye liginde sistemleri ile damga vurmuş durumda. Bu 3 hocanın da gelecekleri çok parlak. Muhtemelen 5 yıl sonra bu 3 hocanın hiçbiri Türkiye'de olmayacak. İlhan Palut, Konyaspor'da oluşturduğu sistem ile örnek oldu ve şuan ligde 2. sırada.
Trabzonspor'a karşı MHK ve TFF koruması olmasaydı Konyaspor şu an lider olabilirdi. Trabzonspor'da herkes Abdullah Avcı'yı övüyor, ama Avcı'nın övülecek tarafı yok. Trabzonspor bu başarıyı oyunu ile yakalamadı. Trabzonspor tamamen hakem hataları ve Uğurcan'ın olağanüstü performansı ile şu an bu noktada. Bir takımın bütün maçlarda yıldızı kalecisiyse o takım futbol oynamıyor demektir.
Avrupa'daki büyük takımlara baktığınızda kaleciler çok fazla ön plana çıkmaz. Kaleci çok fazla ön plana çıkıyorsa orada sistemsel ve yapısal sorunlar vardır. Günümüzde artık iyi kaleciler, iyi kurtarış yapanlar değil iyi oyun kuranlardır. Oyunun parçası olanlardır. Farioli sistemine baktığımızda oyun kaleci ile başlar. Kaleci ve defans oyuncuları Farioli oyununun kilit noktasıdırlar.
Farioli oyununda uzun top, şişirme yoktur. Geriden pas yaparak oyun kurulur. Rakip takım 2. bölgeye çekilmeye çalışılır. Orada yapılacak hızlı paslaşmalar ile 3. ve 4. bölgeye geçişler sağlanır. Bu geçişler ne kadar hızlı yapılırsa rakip o kadar kontrolsüz yakalanır. Karagümrük'te bunu çok iyi yaptı. Ama sonra Caner'in sistemi sabote etmesiyle çok iyi işlenmedi. Karagümrük Farioli'ye sabır gösterebilseydi çok iyi bir sonuç alınabilirdi.
Farioli şimdi Alanyaspor'da bu sistemi yapmaya çalışıyor. Alanyaspor, Karagümrük'e göre daha uygun bu sisteme. Efecan ve Emre bu sistemde çok fazla önplana çıkar. Alanyaspor bu sene olmazsa bile seneye birkaç transfer dokunuşu ile şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olur. Hangi takım olursa olsun, hocası belli olmadan ilk 5 dakika izlediğimde o takımın Farioli takımı olup olmadığını anlarım. Bu hocalar için bir imzadır.
Aynı durum Guardiola, Tuchel gibi hocalar için de geçerlidir. İlhan Palut'un en önemli sistemi ise hız. Farioli'nin aksine bloklar arası geçişleri değil saha içerisinde takımı kenarlara çok hızlı kaydırıyor. Rakip takımı o kadar çeviriyor ki rakip takımda kademe anlayışı bir yerden sonra kayboluyor.
İleriye oynamanın değil kenarlara çok hızlı oynamanın önemini ortaya koyuyor. Kenarlara takım halinde çok hızlı geçişler yapıldığında rakip 3. bölgesinde mutlaka boşluklar oluyor. O boşluklar arasına da oyuncular sızdırıp gol arıyor. Kaliteli oyuncular ileri bölgede oynadığında da sonuç almak kolay oluyor. İlhan Palut sisteminde kaleci ve defanstan ziyade orta sahadaki içe dönük kanat oyuncuları çok önemli.
Göztepe'de Maestro yeni başladı. İlk maçlarda oynattığı sistemin sıkıntılarını yaşadı ama yavaş yavaş oturttu. Maestro oyunu tamamen kontra atak üzerine kurulu. Rakibi yarı alanında kabul edip hızlı geçişlerle sonuç almaya çalışıyor. Halil gibi hızlı oyuncularla da bunun meyvelerini almaya başladı. Önümüzdeki sene kalırsa bu sistemi daha olgunlaştırır.
Fenerbahçe eğer Pereira'yı göndermeseydi Pereira'yı da bu isimler arasında sayardım. Çünkü Pereira da 3'lü defans hızlı geçişlerle sistemini oturtmaya başlamıştı. Pereira sisteminde Ferdi, Osayi, Crespo, Kim gibi oyuncular çok fazla ön plana çıktı.
İleri hattını da oturtabilseydi sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da çok başarılı bir takım ortaya çıkardı. Ama yaratılan algı ve Ali Koç'un vizyonsuzluğu ile gönderildi. Pereira bu sistemi ile Avrupa'da gideceği takımda çok başarılı olur.