Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Ankara merkezli 9 kentte yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan 9 gazeteci için “Gazetecilik onuruna sahip çıkmaya çağırıyoruz” şiarıyla Şişhane Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya MKGP ve DFG üyesi gazetecilerin yanı sıra kentte bulunan birçok gazeteci destek verdi.
Açıklamayı DFG adına okuyan gazeteci Nışmiye Güler “Gerçeğin kalemini kırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. 1990’lı yıllarda bombalama ve katletmelerle susturamadığınız Özgür Basın’ı böylesi düzmece operasyonlarla, tutuklamalarla da susturamayacaksınız” ifadlerini kullandı.
'BU TARİHİN SEÇİLMESİ TESADÜF DEĞİL
Okunan basın açıklaması şöyle:
“Türkiye’de cumhuriyetin 99’uncu yıldönümünün karşılandığı 29 Ekim günü sabaha karşı Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli; JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer sessiz sedasız bir şekilde tutuklandı. 9 arkadaşımız ile aynı tarihlerde Diyarbakır’da gözaltına alınan JINNEWS muhabiri Derya Ren de kesinleşmiş cezası olduğu gerekçesi ile tutuklandı.
Bu tarihin seçilmesi kuşkusuz tesadüf değil. 29 Ekim 2016’da Kürt özgür basının ajansları ve gazeteleri gece yarısı çıkarılan KHK ile kapatılmıştı. 6 yıl sonra bu kurumlarımızda çalışan 9 arkadaşımızın yaptıkları haberler, çalıştıkları ajanslar, dernek üyelikleri ve seyahatlerinden “suç” üretilmeye çalışılıp tutuklanmalarına hükmedildi. Bu, her fırsatta demokrasi naraları atan ve ülkede ifade özgürlüğü olduğunu savunan ama demokrasiyi ve ifade-haber alma özgürlüğünü ayaklar altına alan AKP-MHP iktidarının en büyük çelişkilerinden biridir. Kuşkusuz yargının 9 arkadaşımızı tutuklaması siyasi bir kararın ötesinde değildir.
'DFG ÜZERİNDEN SUÇ ÜRETME ÇABASI NAFİLE'
Yine arkadaşlarımızın derneğimize olan üyeliklerini suçlama konusu yapan ve derneğimizi kriminalize etmeye çalışan Ankara Emniyeti’ne ve buna alet olan savcılara da sesleniyoruz: Suç işliyorsunuz. Derneğimiz tamamıyla yasal olup, her türlü vergilerini veren bir kurumdur. Arkadaşlarımızı tutuklamaya yeterli delil bulamayıp, derneğimiz üzerinden suç üretme çabanız da nafiledir.
Kürt basınına yönelik bu tür saldırılar, gazetecileri susturma ve gerçekleri karartma amaçlıdır. Kürt karşıtlığı ve düşmanlığında sınır tanımayan iktidar, savaş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla halka ulaştıran Özgür Basın gazetecilerini asla susturamayacaktır. “Gerçekler Asla Karanlıkta Kalmayacak” geleneğinden gelen Özgür Basın çalışanları, ne dün ne bugün hiçbir baskıya baş eğmediğini tüm pratiğiyle ortaya koymuştur. Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Cengiz Altun, Ferhat Tepe ve Nagihan Akarsel’den gücünü alan Kürt gazeteciler olarak bu saldırılara karşı da baş eğmeyeceğiz.
Gerçeğin kalemini kırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. 1990’lı yıllarda bombalama ve katletmelerle susturamadığınız Özgür Basın’ı böylesi düzmece operasyonlarla, tutuklamalarla da susturamayacaksınız! Baskıcı, despotik iktidar şunu bilsin ki korkunun ecele faydası yoktur. Ne tür baskı yaparsa yapsınlar, ne kadar sansür yasaları çıkarsalar çıkarsınlar, Kürt gazeteciler tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla asla korkmaz, mücadeleden vazgeçmez ve baş eğmez!
'SÖZDE MUHALİF MEDYAYA SESLENİYORUZ'
Buradan arkadaşlarımızı hedef gösteren sözde muhalif medyaya da sesleniyoruz. Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu saldırılar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin!
Yine arkadaşlarımıza evlerinde başlayıp polis araçlarında sürdürülen, emniyete ve adliyeye taşan işkence, şu anda Sincan cezaevinde de sürdürülüyor. 9 arkadaşımız günlerdir tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Baş eğdiremediğiniz arkadaşlarımıza işkenceye son verin. Tüm bu işkencelerinize baş eğmeyen arkadaşlarımız gibi, 16 Haziran’da tutuklanan 16 arkadaşımız gibi biz de buradan bir kez daha haykırıyoruz: Özgür basın baş eğmez, gazetecilik onuruna sahip çıkıyoruz.
Altını bir kez daha çiziyoruz, tüm çabaları beyhudedir. Büyük bedeller vererek, bugünlere gerçeklerden asla taviz vermeyerek gelen Özgür Basın’ın kalemi iki yakalarını bırakmayacaktır. Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte mücadele ederek boşa çıkaralım. Tüm gazetecilere özgürlük diyoruz.”