Van ve Erciş'te 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihinde meydana gelen 2 büyük depremin üzerinden 11 yıl geçti. Kent merkezi ve köylerde olmak üzere resmi rakamlara göre, çocuklarında aralarında bulunduğu toplamda 604 kişi enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi, depremde 2 bin 307 bina çöktü, 4 binin üzerinde insanın yaralandı, yüzlerce kişi ise enkazdan yardım ekipleri veya yakınları tarafından çıkarıldı. Nüfusun çoğunluğu yakını en hayati ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için başka kentlere göç ederken, kalan aileler ise yazlık çadır ve konteynırlarda yaşam mücadelesi verdi.
KENTİN YÜZDE 90'NI HASAR GÖRDÜ
Deprem nedeniyle kentte bulunan binaların çoğu yıkılırken yüzde 90’ı ise büyük ölçüde hasar gördü. Bölgedeki 28 bin 500 bina kullanılamaz hale geldi. Deprem, Erzurum, Ağrı, Mardin, Diyarbakır, Muş, Bitlis, Iğdır, Kars, Batman, Siirt illeri ve ilçelerinde geniş bir alanda hissedildi. Van ve Erciş’te büyük yıkıma neden olan 7.2 büyüklüğündeki depremi saat 02.00’ye kadar 146 artçı şok izledi. Bu sarsıntılardan 4’ünün büyüklüğü 5’in üzerindeydi. 13.48’de Ilıkaynak’ta 5.4,13.56’da Gedikbulak’ta 5.5, 21.10’da Göllü’de 5, 23.45’te Mollakasım’da 5.7 büyüklüğünde meydana gelen artçılar, büyük korku ve panik yarattı. yıkımın ve kaybın bukadar büyük olduğu Van afet bölgesi ilan edilmedi.
İlçede 23 Ekim 2011'de Pazar günü 13.41 saatlerinde 7.2 lik depremin ardından yıkım büyüktü.Yurttaşlar can havli ile yakınlarını aramaya koyulurken, ilçede tambir kargaşa vardı. Kimisi yıkılan binalar altında kalan yakınlarını kendi çabaları ile çıkarmaya çalışırken, kimiside kaybolan yakınlarını arıyordu. Depremin ardından ilçeye inen Asker'in ise elinde ekipman olmadığından yapa bilecek pekte birşeyi yoktu. Yakınlarına ulaşmak için telefonlarına sarılan yurttaşlar hatların kilitlenmesine neden oldu. Kimi cevap verirken, kimisi de cevap veremedi, kimiside cevap verdiğinde hayatta kalabilmiş ve enkaz altında yaşam mücadelesi veriyordu. Akşama kadar bölge illerinden çok sayıda Ambulans sevk edildi.Kimi yurttaş kendi çabaları ile çıkardığı yaralı yakınlarını hastaneye yetirştirirken, kimi yaralılar ise sağlık ekipleri tarafından Ambulanslarla taşındı. Erciş Devlet Hastanesinde hasta yatan yurttaşlar tamamen tahliye edilmiş, Hastane bahçesinde yerlerde yatıyordu. Ambulanslar durumu ağır olan Hastaları çevre il ve ilçelerdeki hastanelere taşıyordu. Akşam olduğunda ise elektirik tellerinin ve direklerinin yıkılması ve hasar görmesinde dolayı ilçeye elektirik verilemiyordu. Geceyi akşamın zifri karanlığında soğukta geçirmeye başlayan yurttaşların üzerinde Helikopterler uçarak tespit yapmaya çalışıyordu. Sabaha kadar uyumadan gece karanlıkta kalan kadın, çocuk, bebek, yaşlı tüm yurttaşalar bir yandan göz yaşları içerisinde enkaz altınada kalan yakınlarını ararken, bir yandanda geceyi nasıl geçireceklerini bilmeden dağınık bir şekilde moloz yığınları arasında sabahladı.
Sabah saatlerinde kısmide olsa Arama Kurtarma ekipleri bölgeye yetişti. İlçede en büyük kayıp kulüpler sokağında oyun salonlarının yıkılması ile yaşandı. Öğretmenlerin bir çoğu ise buse kafe isimli işletmede Depreme yakalandı. Depremden sonra bulunamayan baba ve iki küçük kızı yolda yürürken üzerlerine binanın çökmesi sonucu hayatlarını kaybetmiş ve cansız bedenlerine haftalar sonra ulaşılmıştı.İlçede büyük yıkıma neden olan Depremde 604 kişi hayatını kaybetti. 2 bin 307 bina çöktü, 4 binin üzerinde insanın yaralandı. Çok sayıda yurttaşta sakat kaldı.
9 KASIM'DA 5.6 DEPREM BU KEZ VAN'I VURDU
Van'da 9 Kasım akşamı ise 5.6 şiddetinde bir deprem daha meydana geldi. Erciş'teki 7.2 şiddetindeki depremin ardından,eski Van valisinin sağlamdır dediği ancak 5.6’lık ikinci depremde hemen yıkılan Bayram Otelin enkazında 42 kişi hayatını kaybetti. Enkaz altında kalarak yaşamını yitirenlerin büyük bir bölümü ise, 7.2'lik depremin ardından yetkililer tarafından hasar gören otellere yerleştirilen gazeteci, yardım kuruluşu temsilcileri ve gönüller oldu. Yıkılan Bayram Otelin enkazında DHA Muhabirleri Cem Emir, Sabahattin Yılmaz ve gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katılan Japon Doktor Atsushi Miyazaki ile birlikte 42 kişi hayatını kaybetti.Çok sayıda yurttaş ise yaralandı.
76 ÖĞRETMEN HAYATINI KAYBETTİ
İlçede yaşanan Depremde hayatını kaybeden bir diğerler isimler ise Erciş'te görev yapan öğretmenlerdi.Yaşları 20 ila 35 arası değişen resmi rakamlara göre en az 76 öğretmen hayatını kaybetti.Bir kısmı yeni atanıp kadro ile Erciş’e gelmişti. Bir kısmı ise hala sözleşmeliydi.Kimisi Ercişli, kimisi başka şehirlerden görev yapmak için gelmişti.Kimisi evli, kimisi nişanlı, kimisi de çocuk sahibiydi.Öğretmenlerden çoğu Van yolu caddesinde bulunan buse kafe'nin yıkılması sonucu hayatlarını kaybetti.Öğretmenlerden bazılarından haber alınamamış, daha sonra cansız bedenlerinin yanlışlıkla karışması ile farklı şehirlere gönderildiği ortaya çıkmıştı. Daha sonra yapılan hata düzeltilmişti.
DEPREMZEDELARE GAZ VE TAZYİKLİ SU
AFAD ve Van Valiliği Van’ın dondurucu soğuğunda depremzedelere yazlık çadırı bile çok gördü. Çadır almak için AFAD’ın kapısına dayanan depremzedelere gaz bombası ve tazyikli suyla saldırıldı. Bir çok kişi enkaz halindeki evinin yakınına kendi imkanlarıyla kurduğu barakalarda yaşadı. Bir çadır almayı başaranlar soğuktan korunabilmek için çadırların içine soba kurdu. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine kısmen de olsa yurttaşlara çadır dağıtıldı. Fakat Kızılay üzerinden dağıtılan yazlık çadırlarda yaşam imkansız hale gelirken, yurttaşlar yaz şartlarına göre tasarlanan ve içinde soba kurulmasının imkansız olduğu çadırların içinde soba kurmaya başladı. Kurulan sobalar ise beraberinde ölümleri getirdi. Kış boyunca hem çadır kentlerde hem de mahalle aralarında 200’e yakın çadırda yangın çıkarken, birçok yangına dar sokaklardan dolayı itfaiye ekipleri müdahale edemedi. Yaşanan yangınlarda çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 11 kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de yaralandı.Daha sonra merkez ve Erciş’te kurulan 32 konteyner kente yaklaşık 200 bin kişi yerleştirilir.
Depremlerin ardından yurt içi ve yurt dışında bulunan başta iş insanları olmak üzere Diyarbakır, Bitlis, Batman, Şırnak, Hakkari, Siiirt, Kars gibi illerin tamamında Depremzedelere yardım yağdı.Kadınlar kurulan tandırlarda Depremzedeler için ekmek yaparken, geriye kalan yurttaşlar ise kamyonetlerle sokak sokak dolaşarak halktan yardım topladı.Herkes elinden geldikçe ve imkanlar doğrultusunda her türlü temel ihtiyaç malzemesi yardımında bulundu.Yurt içi ve yurtt dışında bulunan Kürt iş insanları milyonlarca lira yardımda bulundu. Bölge illerinde hem yurttaşlar tarafından, hemde DBP öncülüğünde toplanan diğer yardımlar depremzedelere ulaştırıldı. Sudi krallardan tutun başta avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülke liderleri, sanatçılar ve çok sayıda iş insanı Depremzedelere milyonlarca lira nakit yardımında bulundu.Çığ gibi büyüyen yardımlardan neredeyse Erciş baştan inşa edilebilirken, toplanan yardım paralarının nereye gittiği ise hala belli değil. Bunca toplanan paraya rağmen 9 yılda İlçeye yapılan gözle görüle bilen birşey de yok.Depremden sonra yapılan yardımlar yurttaşların her defasında başına kalkılırken, Müge Anlı'nın başı çektiği çok sayıda kişinin Depremde hayatını kaybedenlere ve Depremzedelere yönelik ırkçı ifadeler ise kamaoyunda tepkilere neden oldu. Depremde yollanan yardım malzemelerinin içinden çıkan ırkçı ve aşşağlayıcı eşyalar ise Depremzedeleri yine derinden üzdü.Bölgeye gelen temel ihtiyaç malzemeleri ise yandaş depolarda istiflendi.Yurttaşlar hayırsever iş insanlarının kamyonlarla yolladığı ve dağıtımını sokak ve cadde üzerinde kendilerinin üstlendiği yardımlardan daha çok faydalanırken. Depolara istiflenen malzemeler ise teslim edilen kişiler tarafından kendi yakın çevrelerine el altından dağıtıldı.Depremde kontrolsüz ve organize olmadan yapılan dağıtımlar ise yurttaşaları zor duruma soktu.
TOKİ’nin yaptığı konutlar ise toplanan milyonlarca lira yardıma rağmen maliyetinin iki katı fiyata satıldı.TOKİ kuralarındaki usülsüzlükler, yurttaşların icralık olmsı ve Depremin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen TOKİ'de oturan yurttaşlar hala borç ödemeye devam ediyor. Aylık taksitlerin üzerine ise sürekli faiz gelemsinden dolayı borçlar bir türlü bitmek bilmiyor. Depremin 2. yıl dönümü olan 23 Ekim’de bir dizi açılış ve yapımı biten TOKİ konutlarının teslim töreni için Erciş’e giden dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, pembe tablolar çizerek, “Sorunları çözdük” demişti. Konuşması boyunca BDP’li Van belediyesine yüklenen Erdoğan, yaşanan yığınla soruna rağmen AKP’li Erciş belediyesine toz kondurmamıştı.
Erdoğan yaptığı konuşmada deprem sonrası Van ve Erciş’te 30 bin konteyner ev kurduklarını ve 175 bin kişiye barınma imkanı sağladıklarını söylemişti. Yazlık çadırlarda geçirilen kışı da görmezden gelen Erdoğan, “Kısa sürede çadırkentleri kaldırarak vatandaşı konteyner evlere taşıdık. Türkiye’de 50 şehirden daha büyük olan bir nüfusa hizmet sunduk” demişti. Erdoğan, depremzedelere gönderilen elektrik faturalarının haberlere konu olduğunu da unutarak, “Elektrik ve su için ücret almadık” demişti. Kurdukları aşevlerini ve yurttaşlara sıcak yemek vermelerini de büyük bir lütuf olarak sunan Erdoğan, “Kiracılar için yapılmış 3 bin konutumuz var. Bunun devamı da gelecek. Bunun 2 bin tanesini kamu kuruluşlarında çalışanlara tahsis edeceğiz. Geri kalan bin konut ise kiracılara satılacak. Kura ile bu konutları dağıtacağız” demişti. Uzmanların ‘konutlar en fazla 40 bin liraya mal ediliyor’ yönlü açıklamalarına rağmen Erdoğan, “Bu konutların maliyeti 110 bin lira ama biz 75 bin liraya satacağız” diyerek de gerçekleri ters yüz etmişti.
Depremin ardından esnaf yıkılan ve olmayan şehirmerkezi çarşıda kurulan konteynerlerde uzun yıllar iş yapmaya çalışırken, bir çok esnaf ise iflas ederek kepenk kapattı. Erciş’te başlatılan ‘Kentsel Dönüşüm’ ise halkın tepkisini çekti. Haksızlığa uğradıklarını söyleyen halk proje hakkında kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini işyerleri ve arsalarının değerlerinin altında ellerinden alındığını söyleyerek eylem yaptı.İlçede ilk etabı daha yeni tamamlanan kensel dönüşümün ikinci etabının yapılmasına ise nezaman başlanacağı belirsiz.
ESKİ HASTANE VE BARAKALARDA TEDAVİ
Erciş ilçesinde temeli 2008 yılında atılan Erciş Devlet Hastanesi'nin inşaatı 7 yılda ancak bitti. AKP’lilerce her seçim öncesi propaganda malzemesine dönüştürülen ve her gelen hükümet yetkilisi ' yakında açacağız' vaadinde bulundu.Deprem'den sonra yurttaşlar eski hastane ve barakalarda zor şartlarda tedavi olamay çalışırken, yeni yapılan hastane ise 2018 yılında tekrar açılışı yapılarak hizmet vermeye başladı. 4 Başbakan, 4 Sağlık Bakanı ve 4 Vali’yi eskiten hastane ile ilgili her gelenin verdiği sözler ise şöyle oldu; Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik: Hastaneyi kısa zamanda açacağız (7 Ekim 2008), Recep Tayyip Erdoğan: Hastaneyi kısa sürede açıyoruz (2011), Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi: Eylül 2015'te açıyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi: Mayıs 2015'te açıyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi: Ağustos 2017'de açıyoruz. İl Sağlık Müdürü Ergün Yanmaz: Nisan 2016'da açıyoruz. Erciş Kaymakamı Mehmet Şirin Yaşar: Ağustos 2017'de açıyoruz. Erciş Kaymakamı Mehmet Şirin Yaşar: Eylül 2017'de açıyoruz. Van Valisi Murat Zorluoğlu: Kasım 2017'de açıyoruz. İl Sağlık Müdürü Dr. Ergün Yanmaz: 2017 yılında açıyoruz. Sağlık Bakan’ı Recep Akdağ: 2017 yılı içerisinde açıyoruz. Van Valisi Murat Zorluoğlu: 2017 bitmeden açıyoruz. Van Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Heybet Semur: Temmuz 2017'de açıyoruz.
Depremde AKP'de olan ilçe Belediyesi ilçenin inşaası , yaşanan işsizlik ve sorunlardan kaynaklı ilçe halkı DBP ve HDP'yi tercih etti. Seçimleri kazanan DBP ve HDP Eş başkanları görevden alınarak tutuklanırken yerlerine ise kayyım atandı. Halk ise irade gaspı olarak tanımladığı kayyım atamalarını yok sayarak seçilmişlerin mazbatalarının ellerinden alınmasına tepki gösterdi. 11 Eylül 2016 Tarihinde DBP'li Erciş Belediyesine kayyım olarak atanan Mehmet Şirin Yaşar, Belediye’ye ait kamu alanlarını ve iş makinalarını tek tek ihale usulü ile sattı. Aşağı Işıklı Mahallesi’nde bulunan ve sosyal projelerin yapılacağı beklenen belediye arsalarını, daha önce satan Şirin Yaşar, DBP’li belediye döneminde Ercişli bir yurttaşın hibe ettiği arazi alanına yapılan Kasaplar ve Peynirciler çarşısında bulunan dükkanları da yine aynı şekilde tek tek sattığı, satamadıklarını ise binanın işini yapan mütahit firmaya alacaklarına karşılık verdiği iddia edildi. Belediye’ye ek gelir sağlamak adına, özel bankalardan da yüklü miktarda kredi çektiği öğrenilen Şirin Yaşar’ın yüzlerce dükkanla birlikte belediyeye ait çok sayıda arac ve iş makinasınıda satmasına rağmen belediyeyi milyonlarca tl borç batağına soktu. Daha sonra Erciş'te görev yaptığı süre zarfında hakkındaki bazı iddialar ve icraatları nedeni ile 17 Eylül 2018 tarihinde Antalya Kemer Kaymakamlığı'na atanmış olan Yaşar görevden alındı ve hakkında soruşturma başlatıldı.. DBP'den sonra 2019 yerel seçimlerini HDP kazanırken, HDP Belediyeyi Kayyım yönetiminden devir aldıktan sonra Belediyenin toplam borcunu açıklayan raporunda şu ifadelere yer verdi; "Yaklaşık 14 gündür yaptığımız çalışmalar ve incelemeler sonucunda 3 yıldır kayyum tarafından yönetilen Erciş Belediyesinin gelir ve giderini, mevcut araç gerecini, içinde bulunduğu durumu ve ileriki aşamalarda yapacağımız çalışmalar hakkında halkımızı bilgilendirecek ve halkımızla birlikte yapacağımız çalışmaları ortaklaşma yolu olarak bunu halkımızla paylaşmak istiyoruz. İçinde bulunduğumuz bu mevcut konum, belediyenin gelir ve gideri şu anda eşit bir düzeydedir. Hizmet için herhangi bir parası şu anda mevcut değildir. Belediyenin toplam borcu 161 milyon 307 bin 800 TL. Yani eski deyimle 161 trilyon 307 milyar 800 bin liradır. Bunun bankalara olan borcu İller Bankasına 48 milyon 611 bin 502 bin TL, Halk Bankasına 5 milyon 16 bin 698 TL, Vakıfbank 4 milyon 944 bin 293 TL, SGK borcu 12 milyon 214 bin 96 TL, Kültür Varlıklarını Koruma Payı 173 bin 290 TL, Firma alacakları yani belediyenin esnafa olan borcu 17 milyon 728 bin 442 TL, Birlik ve Ajanslara 201 bin 984 TL. Sendika aidatları 37 bin 113 TL, Deprem Tazminatları 58 milyon 274 bin 115 TL’dir." denildi. Kısa bir süre görevde kalan HDP eş başkanlarıda görevden alınarak tekrar yerlerine kayyım atanırken, şuan ilçe belediyesi kayyım yönetimi tarafından idare ediliyor.
AKP'NİN O GÜNDEN BU GÜNE İLÇEYE TEK YATIRIMI 90 MİLYONLUK CEZAEVİ
AKP hükümetinin en büyük yatırım ise ilçeye yapımı devam eden 90 milyonluk cezaevi oldu. Bölgede en genç nüfusa sahip olan kentlerinden biri olan Erciş'te Depremin ardından yaşanan işsizlik ekonomik sıkıntılar pek çok yurttaşı ya gurbette çıkıp çalışmaya, yada göç etmeye zorladı.Depremden sonra işsizliğin daha çok arttığı ilçede yurttaşlar ise uyuşturucu satcılarının hedefi haline geldi.Aradan geçen 11 yıla rağmen ilçeye hastaneden sonra yapılan tek yatırım ise iki ceza evi olamsına rağmen, bin 260 kişi kapasiteli 90 milyonluk 3'üncü cezaevi oldu. İMO YANLIŞ İMAR PLANI YAPILDI Deprem sonrası hasar gören birçok binanın yıktırılmak yerine güçlendirildiğini aktaran Van İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu üyesi Baran Kanat, 2011'de yaşanan sürece işaret ederek, "Yıkım sonrası yeniden inşanın çok pahalı olması nedeniyle binalar güçlendirildi. Bunun sonuçları 9 Kasım’da yaşanan depremde binaların çoğu yıkılması oldu. Bayram Otel en öne çıkan binaydı. Hasarlı olmasına rağmen az hasarlı gibi gösterildi ve sonraki depremde yıkıldı" dedi. Deprem sonrası yeni bir imar planının yapıldığını ancak yapılan planın yanlış olduğunu kaydeden Kanat, "Yanlış planda doğru çözümlemeler bile sonuç vermiyor. Yanlış bölgelere yanlış kat sayısı, yanlış zeminlere yanlış yapılar yapılarak, olası bir depremde yanlış sonuçlar görmemize sebep olacak. Sadece Van değil, Türkiye genelinde imar planları yanlış yapılıyor. Yapılan projeleri para karşılığında denetleyen firmalar bulunuyor. Bu nedenle de doğru bir sonuç alınamıyor. Bu tür uygulamalar ilerleyen süreçlerde olası afetlere, daha çok binanın yıkılmasına neden olacak" ifadelerini kullandı.
“OLASI DEPREMDE AYNI ŞEYLER YAŞANIR”
Türkiye’de depremlerden ders çıkartılmadığını söyleyen Kanat, şunları söyledi: "Deprem sonrası kaos yaşandı. Şehirde elektrik, su yoktu. İnsanların barınma sorunları oluştu. Kış aylarında yaşanmış olması daha büyük sorunlar yaşattı. O zamanlar gördük ki hükümetin ve yerel yönetimlerin kaosu yönetme planı yoktu. İnsanlar toplanma alanı olmadığı için hasarlı binaların önünde ve içinde kalmaya devam etti. Depremden sonra insanların acil ihtiyaçları karşılanamadı. Doğru yöntem uygulansaydı acılar yaşanmazdı. Depremden sonra insanların yapı ihtiyacı oldu. Bu yapılar doğru planlanmadı, dağ başlarında beton yığını olarak yapıldı. İnsanların yaşamına ve kültürüne uygun yapılmadı. Şu an bir deprem yaşansa yine aynı şeyler yaşanır. Depremin ardından belli bir süre sonra hayat normale dönmesi gerekiyor. Ancak aradan geçen 11 yılda halen bazı deprem mağdurları konteynerlerde yaşıyor.