Yazar Ahmet Tulgar, yeni öykü kitabı "Arzunun Serbest Dolaşımı"nı Mustafa Kara'nın sunduğu "Anlat Biraz" programında anlattı. “Arzuya baktığım zaman sınırları zorlayan bir güç olduğunu düşünüyordum" diyen yazar Ahmet Tulgar, yeni kitabına bu sebeple Arzunun Serbest Dolaşımı başlığını verdiğini ifade etti. Baskının fazla olduğu ortamlarda arzunun daha güçlü olduğunu söyleyen Tulgar, İinsanın ve insanın bütün kurumalarının bu arzudaki gücü denetlemek, yönünü değiştirmek için faaliyet aldığını düşünüyorum. Bütün bir uygarlık neredeyse insanın arzularını bastırmak üzerine kurulu,” dedi.

Ahmet Tulgar, bütün uygarlığn hasta durumda olduğunu, arzunun baskılandığı ortamlarda herkesin hasta olduğunu söyledi: “İnsanların hastalanmasının nedeni esaret. Benim öykülerimin kahramanları bu esaretle yaşayamıyorlar, mücadele veriyorlar,” 

"GENEL AHLAK, GENEL DİRENİŞ!"

Kitabın ilk hikâyesi olan “Çiğdem ve İşçi Sınıfı”ndan bahseden yazar, soyalist mücadelede, burjuva ve işçi sınıfı gibi konuları içine alan bu öykünün temelinde arzunun yattığını ifade etti. Özgürlük mücadelesini ‘genel ahlak’ ve ‘genel direniş’ tarafından çizilen sınırların dışına taşıyan bu öyküden söz ederken, “Sosyalist mücadelenin arzulaşması dediğim şey oluyor bu hikayede,” ifadelerini kullandı: “Sosyalist mücadale içinde de Çiğdem ve arkadaşları genel ahlak ile mücadele ediyor. Küçük burjuva devrimcisinin işçi sınıfıyla birleşmesini anlatıyor ilk hikâye.”

Öykülerinin aslında birer ‘gizli veya son derece bariz arzuların mücadelesi’ olduğunu belirten Tulgar, arzu ve özgürlük arasındaki kuvvetli bağın, çekimin altını çizdi. Arzu kavramının genellikle cinsellikle bağdaştırıldığını söyleyen yazar, “Cinsellik çok fazla özgürlük çağrıştıran bir eylem, bir arzu biçimi. Dinlerin meşguliyeti çok fazladır cinsellikle,” dedi ve ekledi: “Bütün bir özgürleşme mücadelesini cinsellik alanına sıkıştırdığımız arzuları serbest bırakarak gerçekleştirebiliriz.”

“ÖZGÜRLÜK İHTİYACINI AÇLIK KADAR HİSSETTİREBİLECEK MİSİN?”

"Eğer bir devrim mücadelesinden, sosyalizm, komünizm mücadelesinden bahsedeceksek bu arzuya dönüşmüş bir siyaset olmalı" diyen Ahmet Tulgar, sohbet boyunca arzunun değişim ve özgürleşme mücadelesinde hayati bir yer edindiğini vurguladı. Siyasi mücadelenin politik programın ötesine geçmesi; bir grev çağrısına cevap verirken de arzu duyulması gerektiğini ifade etti. “En yakıcı siyasi meselede bile kurtuluş, o mücadele içinde arzuya olabildiğnce yer açmakla mümkün. Sosyalizm özlemini, özgürlük ihtiyacını açlık kadar hissettirebilecek misin insanlara?”

“YUMRUK SALLAMIYORLAR, AMA ÇOK SERT YUMRUKLAR ATIYORLAR”

Öykülerin, bir parti programında olabilecek gibi belirlenmiş sınırları olan bir mücadeleden ziyade, daha akışkan ve gündelik yaşantı içinde gerçekleşen ve gelişen bir mücadele biçimini tasvir ettiğini söyleyen Mustafa Kara, “Yumruk sallamıyor hiçbiri, ama çok sert yumruklar atıyorlar,” dedi.