Amed Radyo TV Genel Yayın Yönetmeni Ferat Mehmetoğlu, Gazeteci Bekir Güneş'in Diyarbakır ve bölgedeki seçim sürecine dair sorularını yanıtladı.
Seçimlere son 4 gün kaldı ve artık hepimiz pazar gününe odaklanmış durumdayız. Değişim olacak mı, olmayacak mı? Asıl mesele bu. Sen çok sayıda kişiyi siyasetçiyi Amed radyo televizyonuna konuk aldın. Onlarla konuştun sahaya çıktın. Nasıl bir tablo var pazar gününe ilişkin?
Diyarbakırdaki seçim havasını değerlendiren Amed Radyo TV Genel Yayın Yönetmeni Ferat Mehmetoğlu "Yani şunu söyleyeyim, evet, son birkaç gündür bir sürü konuk alıyoruz. Aslında başka partilerden de konuk almak istiyoruz ama yayından bangır bangır çağırmamız rağmen herhalde isminden olsa gerek Ahmet Radyo'ya konuk olmak istemiyorlar. Çünkü Cumhur İttifakı ve Devlet Bahçeli Amed ismini kabul etmiyor. Aynı zamanda Ümit Özdağ da Amed ismine karşı bir baraj örmüş durumda. Yani Amed ismini değiştirip Diyarbakır spor yapmak istiyor, hatta lige çıkarmak istiyor onları. Bu nedenle bazı partiler Amed'in programlarına konuk olmak istemiyorlar ama aldığımız konuklarla sahadaki gözlemlerle şunu söyleyebilirim. Diyarbakır'da özellikle son bir hafta kala biraz hareket gözlemleyebildik.
"Kürsü yarışı hız kazandı"
Diyarbakırda rekabetin hız kazandığını belirleten Ferhat Mehmetoğlu "Önce ki zamanlarda pek fazla bir hareket yoktu. Neredeyse esnaf ziyareti bile çok fazla rastladığımız bir şey değildi. Hele ki sokak arabalarının sesi hiç duymuyordu. Dolayısıyla bu biraz seçim atmosferi gibi geçmiyordu ama son birkaç gündür yani son bir haftaya girdiğimiz bu süre zarfında artık yaşayabiliyoruz. Çekişmeler görebiliyoruz. Karşılaşan iki grubun, iki partinin adaylarını aynı sokakta görebiliyoruz ve biraz da artık her parti bir kürsü için oynamaya çalışıyor. Daha önceki seçimde programlara dile getirmiştik. Şu an artık anket yasağı geldiği için bilmiyorum. Bu açıklamalar doğru olur mu, olmaz mı? Ama yani herkes Diyarbakır'daki artmış olan 12 kürsüyü almak için bir gayret içerisinde buna Ak Parti'de, Yeşil Sol Parti'de, CHP’de dahil. HDP ve Yeşil Sol Parti hummalı bir şekilde çalışıyor. Çok iddialı çalışıyor. Onların Genel Eş Başkanları 12 sıfır demişti. Mitinglerini duyurdular. Ayın 13’ünde Diyarbakır'da son mitingleri olacak ve çok görkemli olması hedefleniyor. Her zaman Diyarbakır mitingleri seçimden birkaç gün önce olduğu için son mitingler olmuş oluyor. Ama şu bir gerçek ki, Ankara, İstanbul, İzmir mitingleri ile boy ölçüşmesi bekleniyor. Mitinge eş başkanlar katılacak. Yine siyasi isimler var. Bileşenlerin eş başkanları, yöneticileri var. Sanatçılardan da olacak. Elbette ki seçim atmosferi olduğu için müzikten ziyade söylemler ön planda olacak. Mithat Sancar’ da katılacak isimler arasında. Tabi ki bütün adaylar sahnede olacak ama şunu söyleyebilirim, İstanbul'da gerçekten de AK Parti inanılmaz bir gövde gösterisi yaptı. CHP de aynı gövde gösterisinin İstanbul'da yaptı. Şimdi kendi kalesi olarak gördüğü Diyarbakır'da da Yeşil Sol Partinin de bir gövde gösterisi yapması bekleniyor. O gövde gösterisi bakalım nasıl olacak? Ayın 13’nü hep beraber gözlemleyeceğiz elbette ama şunu söyleyebilirim, son birkaç gündür CHP’de de ciddi bir atak var. Sezgin Tanrıkulu son birkaç günde kolları sıvadı. Çünkü artık vatandaşlara şu şekliyle sesleniyor, ben bir Diyarbakırlıyım, bana git kendi memleketinden aday ol dediler, kendi memleketime geldim. Aday oldum bana bir omuz ver Diyarbakır sloganıyla. Şu anda o slogan sosyal medyada radyolarda dönmeye başladı. Çünkü kritik bir eşikte duruyor. Sezgin Tanrıkulu alabilir mi, alamaz mı? Alması için ne kadar gerekiyor? Bunun için CHP ne kadar ikna edici diye ciddi bir krizin eşiğinde. Ama dediğim gibi yani herkes bir şekilde buradan son kürsüyü alma çabasına son kürsü derken hatırlarsan bir önceki programda da söylemiştim. Diyarbakır'da şu anda 12 kürsü var, daha önce 11 kürsünün 3’nü AK Parti, 8 HDP idi. Şimdi bu varılan mevcut yapıyı korumalar bile herkes üzerine eklemeye çalışıyor. Tabi ki AK Parti mevcut politikalardan düşüş gözlemlerinden dolayı işte biliyorsun. Bekir Bozdağ'a burayı vermişlerdi. Galip Ensarioğlu buna karşı çıkmıştı. Bunlar daha önce konuştuğumuz için çok değer tekrara girmek istemiyorum ama her parti 12 kürsü peşinde. Diyarbakır'da 11 almak için çaba sarf ediyor. AK Parti ikinci kürsüyü almak için çok büyük bir çaba sarf ediyor. Son zamanlarda ciddi bir şekilde sokaklarda köylere kadar gidiyor. Elbette ki CHP kürsü garantilemek için canla başla çalışıyorlar" dedi.
Peki şunu sorayım, şimdi Sezgin Tanrıkulu'yla ilgili dün bazı gazeteci arkadaşların iddiaları vardı. Diyarbakırlı gazeteci arkadaşların gittiği köylerde biz zaten Yeşil Sola birlikteyiz bize oy verseniz de olur. Önemli olan birlikte çıkalım şeklinde ifadeler kullandığı söylenmişti. Var mı böyle benzer şeyler? CHP Diyarbakır'da bir miting yapacak mı? Kılıçdaroğlu, İmamoğlu Diyarbakır'a gelecekler mi ?
CHP'nin Diyarbakır'daki durumunu değerlendiren Amed Radyo TV Genel Yayın Yönetmeni Ferat Mehmetoğlu "Aslında daha önceden Kılıçdaroğlu’nun geleceği söylenmişti. Kılıçdaroğlu'nun geleceği diğer ortak miting olacağı söylenmişti ve sonra o program bir revizeden geçti. Şu anda duyurulmamış. CHP bu konuyla ilgili medyaya bir duyuru yapmadı ama gelmesi bekleniyor. Sonuçta Van'a gitti. Van'da destekli bir şekilde herkes gördü. Dolayısıyla Diyarbakır'a gelmesi de tüm kadronun, Millet İttifakı'nın tüm kadrosunun Diyarbakır'a gelmesi aslında bekleniyor. Bu aynı zamanda CHP içinde moral olacaktır. CHP içinde bir kürsünün garantiye girmesi için aslında destek olacaktı. Sezgin Tanrıkulu ile beraber gezmediğim için ve çok takip edemem. Çünkü bizde çok yoğun bir program içinde çalışıyoruz. Dolayısıyla bizzat öyle bir şey söyleyip söylemediğine şahit değilim. Ancak duyumlar var. Yani bize gelen duyumlar var. Bu söylenebilir de sonuçta seçimdir siyasettir. Herkes bunu dile getirebilir. Herkes bir şekliyle bir kesimden oy talebinde bulunabilir. Yani şimdi MHP Diyarbakır'da gezerken Amed diyen bir kişiye hayır Amed demem mi diyecek yani? Evet Amed diyecek kabul edecek sonuçta çünkü Kürtlerden oy istiyor. Her siyasetçi, her parti kendi kitlesine o istediği vatandaşın gönlünü hoş etme çabasında. Sezgin Tanrıkulu'nun sosyal medyada ve bizimle radyomuzda döndürdüğü bir reklamı var. Evet, az önce dile getirdiğim gibi bana git memleketimden şehrinden aday ol dediler geldim. Hadi Diyarbakır bana bir omuz ver. Şimdi bana bir omuz ver derken ben tek başıma bu gücü kaldıramıyorum. Bana destek ol anlamı da söylüyor zaten bunu reklamında da dile getiriyor" dedi.
CHP, önceki dönem il başkanı farklı partilerden de isimler var, diğer partiler çalışıyor mu? Saadet Partisi deva gelecek, onlar çalışıyorlar mı sahada?
Bölgedeki diğer partilere dair bilgileri aktaran Ferat Mehmetoğlu "Ben hepsinin çalıştığını görüyorum. Bir tek Gelecek Partisini çok fazla piyasada göremedim. Saadet Partisi çalışıyor, Gelecek Partisi de çalışıyor. Sadece ben göremediğim için bunu dile getiriyorum. Belki de şimdi kısmı imkanlarımla ben görememiş olabilirim ama en azından şu ana kadar bir talepleri olmadı. Ekrana çıkmak için İyi Parti'nin de herhangi bir şekilde talebi olmadı. Yani biz ekrandan da söylüyoruz, birçoğunu telefona da artık mesela ben bizzat Galip Ensarioğlu’nu aradım, 2 defa aradım mesaj attım. Önümüzdeki hafta konuk olmayı düşünüyorum dedi. Henüz dönüş gerçekleşmedi işte son hafta zaten. Dolayısıyla yani Saadet Partisi evet bürosu var, seçim bürosu var, sokaklarda geziyor, görüyoruz. Özellikle Abdurrahman Ergin gerçekten de vatandaşlarla her fırsatta beraber olmaya çalışıyor. Onları ikna etmeye çalışıyor. Tabii aynı kulvarda Ali İhsan Merdanoğlu hem 2 dönem Ak Parti'den milletvekili olmanın tecrübesini kullanarak hem de kendi bölgesinde Bismil ve civarlarındaki aile gücünü kullanarak geziyor. Vatandaşlarla bir araya geliyor. Hatta geçen gün konuk aldığında gerçekten de çok yorgun olduğunu fark etmiştim bende. Çünkü çok samimi bir şekilde bana söyledi. Aynı zamanda bizim tanıdıklarımız da var. Bunu söylemek çok doğru olur mu, olmaz mı bilemem ama şu anlamda söylemek istiyorum, gerçekten de hepsi, yani şu anda Yeşil Sol Parti de DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi işte CHP, AK Parti herkes hummalı bir şekilde kollarını sıvamış ve çalışıyor. Gerçekten büyük bir çoğunluğu sabah kahvaltısıyla duruyor. Yani öğle yemeği yemeye fırsatları olmuyor. Vatandaşlarda daha çok ziyaret etmek istiyorlar. Çünkü Diyarbakır'da çok zorlu bir sürecin herkesi beklediğini biliyoruz.
Muhammed Yakut'un açıklamaları, Diyarbakır'da nasıl karşılanıyor? Merak ettim çünkü konuşmaları hep Diyarbakır ağzıyla Diyarbakır şivesiyle yapıyor. İlginç açıklamalar yapıyor. Bu Diyarbakır'da nasıl konuşuyor, nasıl görülüyor?
Muhammed Yakut'un açıklamalarını değerlendiren Ferhat Mehmetoğlu " Yani şunu söyleyeyim, bir kere Abdurrahman Yakup ve Muhammed Yakup'un geçmişten beri Ak Parti'nin içinde oldukları AK Parti döneminde çok net söyleyeceğim. Bunu bir gazeteci olarak planlandığını bütün Diyarbakır biliyor. Yani ihalelerin, buluşmaların kilit noktası olmuştur Yakut Plaza. Dolayısıyla bazı vatandaşlar yani boş konuşuyor. 20 yıldır Ak Parti'nin içindeydi, 20 yıldır nemalanıyordu da şimdi ne oldu da geri çekildi? Ne oldu da şimdi bağırmaya başlıyor diyenler var, onu haklı bulup işte daha çok konuşması gerektiğini, daha çok belgeyle ifşa etmesi gerektiğini açıklayanlar da var ama şu bir gerçek ki yani bu konuşmalar yeterli gelmiyor. Mesela hep sonradan söyleyeceğim, onu açıklayacağım gibi açıklamalar yapıyor ama sonuçta süreç kalmadı. Yani seçimden sonra o açıklamaların herkes biliyor ki AK Parti düşse de düşmese de pek fazla bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Hem gazeteciler yüzünden vatandaş gözünden. Çünkü Türkiye'de 24 saat içinde çok hızlı gündem değişebiliyor. Çok hızlı her şey unutulabilir. Dolayısıyla Muhammed Yakup'un söylemleri aslında Diyarbakır'da çok büyük bir etki yaratmış değil. Çünkü en büyük eleştirisi de şu, 20 yıldır neden sustun?" dedi.
Diyarbakır'da sivil toplum nasıl çalışıyor? Ticaret Odası, Esnaf Odası, yine diğer ekonomik örgütleri nasıl çalışıyorlar? Onlar seçime nasıl bakıyorlar?
Diyarbakırdaki sivil toplum kuruluşlarının seçime dair etkisini değerlendiren Ferhat Mehmetoğlu "Diyarbakır'da bütün sivil toplum örgütleri, yani esnaf, sanatkârlar, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Baro, Tabipler odası ve birçok sivil toplum örgütünün toplandığı öyle bir alan vardı. Otelde yapıldı, biz de gittik. Gazeteciler olarak orada ve orada aslında Yeşil Sol Parti milletvekilleri de konuştu. Tek tek tanıtıldı. Onlar Diyarbakır'da, gerçekten de sivil toplumun aslında Yeşil Solu desteklerinin çok açıkça söyleyebilirim. Sebebi de bu sadece yeni bir dönemden değil. Sadece HDP’den kaynaklanan bir şey değil. Sonuçta 2015’den günümüze kadar sadece HDP gözaltına alınmadı. İşte milletvekilleri belli başkanlarına kayyum atanmadı, onlar cezaevine konulmadı. Aynı zamanda sivil toplum örgütlerinden de bir sürü kişi ihraç edildi. Kimisi cezaevine gönderildi ve kimisi sürgüne gitmek zorunda kaldı. Yurt dışına gitmek zorunda kaldı. Dolayısıyla sivil toplum açık açık burada rengini belli etti ve Yeşil Sol Partiyi desteklediğini gösteriyor. Yani iktidar olarak değil de bir muhalif kesim olarak bir Kürt seçmen olarak sivil toplum Yeşil Sol Partiye büyük oranda desteğini açıkladı. Elbette ki aradaki birkaç sivil toplum derneği var, iktidara yakın olanlar onları da zaten rengini belli etmiş durumda. Çünkü alternatif sivil toplum örgütleri de kurulmuştu daha önceden. Hatırlarsan daha önceden barolara alternatif ikinci bir baronun kurulması, hatta Devlet Bahçeli'nin Türk Tabipler Birliği'ndeki Türk'ün kaldırılması gerektiğini bile söylemişti. Çünkü o tür sivil toplum örgütleri, iktidar yağması olmadığı içinde yani şunu söyleyebilirim. Diyarbakır'da evet, herkes aslında oyun ne kadarının olacağını, seçimin nasıl bir sonuç elde edeceğini biliyor" dedi