Söyleşi: BEKİR GÜNEŞ

Antalya’dan Gazete Grafiti Genel Yayın Yönetmeni Ali Taş ve Amed TV-Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ferat Mehmetoğlu,yaklaşan seçimlerde yerel medyanın önemini anlattı. Gazeteci Bekir Güneş’in sorularını yanıtlayan Ali Taş ve Ferat Mehmetoğlu, yerel medyanın bir araya gelme, dayanışma içinde olma zorunluluğuna değinerek, olanakları genişletmek için adım atmak gerektiğini vurguladı.

Siyasal İslam’la Cumhuriyet arasındaki hesaplaşmada kendisini oldukça avantajlı konuma getirdiğini düşündüğü, 2023'te de bu hesaplaşmanın siyasal olarak karşılığını alacağının hesabını yaptı. Bu yüzden evet 2023 seçimleri Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimidir. Çünkü siyasal İslam'la cumhuriyetin artık açıktan hesaplaşması var. 2023 bu hesaplaşmanın zemini olacak diye düşünüyorum.

Önümüzde yapılacak olan seçim Türkiye tarihinin en kritik seçimi deniliyor, buna katılıyor musunuz?

Ali Taş: AKP ilk on yılını tamamladıktan, yani o liberal fotoğrafından vazgeçmeye başladığı andan itibaren bir tarihi dillendirmeye başladı 2023. Cumhuriyetin 100'üncü yılına sürekli vurgu yapan bir iletişim stratejisi çizdi karşımızda. AKP bildiğimiz siyasal anlamda muhafazakarlık, muhafazakarlıktan öte bir siyasal İslam anlayışını gündeme taşımaya çalıştı. Siyasal İslam’la Cumhuriyet arasındaki hesaplaşmada kendisini oldukça avantajlı konuma getirdiğini düşündüğü, 2023'te de bu hesaplaşmanın siyasal olarak karşılığını alacağının hesabını yaptı. Bu yüzden evet 2023 seçimleri Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimidir. Çünkü siyasal İslam'la cumhuriyetin artık açıktan hesaplaşması var. 2023 bu hesaplaşmanın zemini olacak diye düşünüyorum.

2023 seçimleri, geride bıraktığımız diğer seçimlere baktığımızda nasıl bir farklılık arz ediyor sence?

Ferat Mehmetoğlu: Sadece AKP açısından değil, bütün siyasi partiler açısından büyük önem arz ediyor. Önceki CHP ne yazık ki 24-25 bandını geçemiyordu. Bu sefer onun için önemli. Çünkü bir önceki seçimde, yerel seçimde İstanbul ve Ankara'nın destekle veya ek güçle veya dışarıdan alınan taşıma oyla sonuçta bir başarısı var ve bu başarının devam etmesi gerekiyor. HDP'nin için de çok önemli bir seçim. HDP'nin de hem de Türk solu diye tabir ettiğimiz Sol Cephe ile hem de Kürt cephesiyle veya Kürt oyuyla bir çeşit yüzleşmesi gerekiyor. Talepler farklı, coğrafyalar farklı. HDP'nin doğudaki politikası da batıdaki politikası arasında da biraz bir fark olduğunu görebiliriz. DEVA’nın ve Gelecek Partisi'nin kendilerini ispatlaması lazım ilk seçimi. 6’lı masada olup da masanın ittifakı dışında kendi ispatlamak zorunda olan partiler var. İYİ Parti ve Meral Akşener de öyle. Akşener'in bu seçimde partisinin iyi bir oy alıp kendi gücünü hem topluma hem de parlamento veya iktidara göstermesi gerekiyor. En kritik nokta ise herkesin bütün anketlerde dile getirdiği gibi Kürtlerde. Kürtler kimi desteklerse o ister ittifak olsun, ister herhangi bir siyasi parti olsun, Kürtler kimi desteklerse onların iktidar olacağı öngörülüyor.

Biraz da seçimlerde yerel medyanın önemine gelelim. 2023 seçimlerinde saha takibi açısında yerel medyayı, yerel medya temsilcilerini, yerel medya çalışanlarını ulusal medyadan ayıracak olan asıl kriter ne olur?

Ali Taş: Şimdi böyle bir ayrım ne derece doğru olur? Önce bir oradan bakalım. Sonuçta Türkiye'nin neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin, seçim güvenliğine ya da sandık güvenliğine dönük herhangi bir ihlal, 2023 seçimleri için aslında ulusalda karşılık bulacak olan bir olaydır.

Gerçekten de karşılık bulacak mı? Sansür yasası var...

Ali Taş: Anadolu Ajansı'nın, TRT'nin ve benzeri kuruluşların pozisyonlarını ve yerel ile bunların arasındaki ilişkiyi tartışmak bana anlamsız geliyor. Çünkü biliyoruz, buradan karşımıza ne çıkacak? Esas bunu masaya yatırmamız gerekiyor. Yerelden merkeze akacak olan haberler, gerçek haber merkezlerinde gerçek gündemi taşımaya çalışan haber merkezlerine ulaşabilecek mi? Yerel sesini burada duyurabilecek mi?

Çok küçük bir örnek aktarmak isterim. Aynı zamanda bu aslında bizim yerel seçimde karşılaşabileceğimiz sandık güvenliğiyle ilgili de bir soru. Dün Antalya'da biz bir örnek yaşadık. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri Kepez İlçe Seçim Kurulu tarafından oyların bir kısmı iptal edildi ve bu iptal edilen oylar sayesinde başkan değişti. Olayın geri planına baktığımızda bu bir operasyondu. Bu operasyonu yapanların arkasında da MÜSİAD merkezde AKP'li iş insanları vardı. Şimdi itiraz gidiyor ilçe seçim kuruluna, ilçe seçim kurulu itiraz edenin istediği yönde bir karar çıkarıyor. Yarın bir gün genel seçimde Kepez İlçe Seçim Başkanlığı’nda böyle bir durumla karşılaşmayacağımızın garantisi yok. Ve yerel basın dünkü olayın üzerine bu kadar düşmese idi. Örneğin ben kendi adıma bu MÜSİAD'ın üyesi olduğunu, AKP'yle ile bağlantılı olduğunu ortaya koymasaydık, bunun bir operasyon olduğu açığa çıkmayacaktı ve genel seçimde biz ne yapmalıyız sorusu gündemimize gelmeyecekti.

Yerel medyanın önemi tam da burada ortaya çıkıyor. Gazete Grafiti olmasaydı Antalya'daki Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerini ana akım medyadan biz öğrenebilecek miydik? Muhtemelen öğrenmeyecektik. Sadece en son başkanı kim olduğunu kısa bir bilgiyle servis edeceklerdi.

Ali Taş: İşte burada Antalya örneği üzerinden devam edecek olursak, Antalya'dan bizim kendi kendimize, kendi mecralarımızda yaptığımız haberleri merkeze, ulusal medyada bunları kullanacağını düşündüğümüz merkezlere de iletmeye çalışıyoruz. Bakın Antalya'da bunlar oluyor, bilginiz olsun diye ulaştırmaya çalışıyoruz.

Ulusal medya yerelden gelen haberleri ne kadar önemseyecek? Birinci soru bu. İkinci mesele de en başta sözünü ettiğim genel seçimlerde ulusal yerel ayrımı kalmayacak diye düşünüyorum. Diyarbakır'dan İstanbul'a gelecek olan bir seçim güvenliği ya da sandık güvenliği haberine kayıtsız kalacak olan ya da Antalya'dan Ankara'ya gidecek olan bir seçim haberine kayıtsız kalacak olan bir medya bu 2023 seçimlerinde sınıfı geçemez diye düşünüyorum.

Bir sürü şirket var ve bir sürü şirket seçime kadar eğer yerel medya, radyo, televizyon, gazete internete reklam verirlerse, o mecralar da personel alırlarsa topluma çok büyük bir fayda sağlanmış olur. Personel sayısı eksik olunca siz aynı anda birçok olaya, birçok habere tanıklık edemiyorsunuz.

Yerel medya ve ulusal medya arasında nasıl bir farklılık oluşabileceğini ve seçim güvenliği açısından nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsun yerel medyanın?

Ferat Mehmetoğlu: Öncelikle bu süreç zarfında yerel medyanın güçlendirilmesi gerekiyor, her ne şekilde olursa olsun. Bir şekilde yerel medyada çalışan, sokağı takip eden, sıcak hava haber takip eden personel sayısının artması gerekiyor. Son dönemde nerede bir şey varsa canlı yayınlama tercihinde bulunduk. Ticaret odası seçimini 6 saat canlı yayınladık aralıksız. Baro seçimleri oldu. Aynı şekilde yine yaptık. Bundan sonra da devam edeceğiz? Niye? Çünkü hem vatandaşların alışması gerekiyor, hemde yerel medyanın gücünün farkına varması gerekiyor.

İşte Antalya'daki olayı mesela lanse eden yerel medyanın gücüdür. Yani orada ulusal bir medya kalkıp da bunu lanse etmez. Gelecekte Diyarbakır'da veya başka bir yerde yaşanacak bir problemi de yine ana akım medyadaki herhangi bir çalışan olayı görse çekse bile servis edemeyecektir. Yerel medyanın önemi çok büyük bir önem arz ediyor. Ancak burada yerel medya dernek başkanı olduğum için dile getireceğim.

Yerel medyanın da birçok ilde hatta birçok ilçede çok ciddi ekonomik sorunlarla boğuştuğu için habere vakit ayıramıyor, habere personel ayıramıyor. Çünkü yerel medyanın reklam gücü olmadan personel çalıştırmayacağı ve artan maliyetlere dayanamayacağı aşikardır. Diyarbakır’ı baz alırsak bir sürü şirket var ve bir sürü şirket seçime kadar eğer yerel medya, radyo, televizyon, gazete internete reklam verirlerse, o mecralar da personel alırlarsa topluma çok büyük bir fayda sağlanmış olur. Personel sayısı eksik olunca siz aynı anda birçok olaya, birçok habere tanıklık edemiyorsunuz.

Serbest çalışan birçok gazeteci arkadaşımız da şu an web sayfası kurup, orada bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Benim onlara çağrım var. Geçmiş dönemde de yapmıştık. Yerel Medya Derneği olarak, Amed Radyo TV olarak biz seçim atmosferine yaklaşık 2-3 ay kala beraber çalışmayı talep edeceğiz. Güçlü bir medya olunca toplumun da o gücün farkına vardığını varsayarsak, işte o zaman toplum kendini güçlü hisseder ve toplum reaksiyon gösterebilir. Yani aslında toplumun medyaya ihtiyacı var, medyanın da toplum

Yerel medya önümüzdeki seçime nasıl hazırlanıyor? Örneğin siz bütün bu faktörleri düşündünüz mü? Nasıl hazırlanıyorsunuz seçimlere?

Ali Taş: Bu soruya iki boyuttan yanıt aramak gerekiyor. Birincisi, meslek örgütleri ne yapıyorlar buraya bakmamız lazım. Bu anlamda Antalya için çok umutlu konuşamam. Gerek Antalya Gazeteciler Cemiyeti, gerek Antalya Basın Cemiyeti, gerekse Çağdaş Gazeteciler Derneği henüz böyle bir konuyu gündeme almış değil. Yani seçimler geliyor, bir seçim güvenliği var, bir haber güvenliği var. Bu güvenlik de sansür yasasıyla birlikte ciddi tehdit altında.

Bir de işin nitelik boyutu var, kalite boyutu var. Yani yaşanan sürece hakim olmak, o süreçteki küçük ipuçlarını fark edip buralardan gerçeğe ulaşmak, buralardan seçim güvenliğini, buralardan haber güvenliğini sağlamak. Belli bir nitelik ve donanım da istiyor, tecrübe de istiyor. Antalya basınında çok nitelikli arkadaşlar var. Ülkemizin hızla bir uçuruma gittiği ortamda bu durumda sessiz kalmak, seyirci kalmak; ki haberciliği geçtim, aydın olmayı geçtim bir insan sorumluluğuna yakışmaz.

En önemli şey seçim zamanında seçim sandıklarındaki yani orada bulunan gazetecinin aktardıklarıdır. İhlalleri sıcağı sıcağına haber merkezine aktarırsa, o haber merkezi de o el birliği yapmış, güç birliği yapmış mecralara servis ederse, ciddi bir güç oluşur. Ana akımın önüne bile geçilmiş olur.

Yerel Medya Derneği'nin de temsilcisi olarak, yerel medyada çalışan arkadaşların yaşadığı zorlukları da biliyorsun. Yerel medya ve haber aktarımı konusunda geçmişteki seçimlerde hangi sıkıntıları yaşadınız? Ve tabii bu önümüzdeki seçimde nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?

Ferat Mehmetoğlu: Yerel medyanın en büyük problemi yeteri miktarda kalifiye personelin çalıştırılmamasıydı. Sahada çalışan personel sayısı az olduğu için gelen veri de azdı ve dolayısıyla o veriler ajanslara veya ana akım medyanın kontrolüne kalıyordu. Bu seçimde Yerel Medya Derneği olarak bizim şöyle bir öngörümüz var. En azından serbest gazetecilik yapan, bağımsız gazetecilik yapan tek kişilik gazetecilik yapmaya çalışan, internet üzerinden yapan arkadaşlarımıza biz zaten dernek üzerinden bedava hosting desteği sağlıyoruz. Bir de haber havuzu hazırlamayı düşünüyoruz yerel medya olarak.

İnsanların yerel medyaya güvenmesini sağlayacak atılımlar yaparsak, canlı yayınlar, programlar yaparsak, ana akıma olan güvenlerini yerel medyaya kanalize etmiş olurlar. Ana akımdan haber takip etmek zorunda kalmazlar. Sahadan sıcak haberi alabilirler. Önemli olan o haberin herkese ulaşması. Herkese nasıl ulaşacak? Ben televizyonsam, ben radyoysam, bunu gazetede de paylaşmam gerekiyor, internette de paylaşmam gerekiyor. Benim internetten bunu bir havuzda başkalarına da paylaşmam gerekiyor ki en azından amacına ulaşsın ve o veriler sağlıklı işlenebilsin.

En önemli şey seçim zamanında seçim sandıklarındaki yani orada bulunan gazetecinin aktardıklarıdır. İhlalleri sıcağı sıcağına haber merkezine aktarırsa, o haber merkezi de o el birliği yapmış, güç birliği yapmış mecralara servis ederse, ciddi bir güç oluşur. Ana akımın önüne bile geçilmiş olur.

Youtube, Facebook, Twitter, Instagram oradan paylaşılan her bilgi anında birçok insana ulaşıyor. WhatsApp ve Telegram grupları var. O haber benim mecramda 30 bin kişiye ulaşıyorsa, bir başka mecrada paylaşmam ile beraber bu 60 bin olabilir, 100 bin olabilir. Bu çok önemli bir şey.

Şöyle bir endişe de ortaya çıkıyor, internet kesilebilir. Geçtiğimiz seçim biliyorsun kediler çok fazla trafolara girmişlerdi. Yerel medyanın internet alt yapısı, jeneratör gibi sorunları da çözmesi lazım. Buna yönelik çözümleri siz geliştiriyorsunuz.

Ferat Mehmetoğlu: Evet işte, biraz para da harcamış oluyoruz. Hem metroethernet hem yerel kaynaklı bir upload’u güçlü olan bir Surnet ile çalışıyoruz. Ayrıca iki harici normal internet hattı var. Biri aksadığında diğerini devreye sokabiliriz diye hesap yapıyoruz. Bunu gazeteci arkadaşların kullanımına da açacağız. Amaç ne? Gazeteci eğer mecra bulamıyorsa, büroyu bulamıyorsa, bir havuza haber aktarmasını sağlayıp o havuzdan her mecranın anında haberi çekebilmesini sağlamak. Bu zor mu? Zor değil, yani başarabilecek bir şeydir. Bu çok paraya bağlı bir şey değil, birkaç mecranın destek vermesiyle ilgili. İster gönüllü ister ücretli çalışacak arkadaşların çabasıyla olabilir.

Geçmişte seçimleri takip ederken yerelde ne gibi zorluklar çıkarıldı, o bilginin kamuoyuna ulaşmaması noktasında?

Ferat Mehmetoğlu: Bir kere telefonların kapasitesi çok değişti ve internet yapıları da çok değişti. Dolayısıyla bir önceki seçimde çektiğin fotoğraf, çektiğin video iyi olamayabiliyordu. İnternet de daha hızlı. 4 yıl önceki seçimde gazeteciler sosyal medyanın gücünün bu kadar farkında değildi.

Tabii seçimle ilgili gazetecilere bilgi vermek gerekiyor. Hakları nedir? Mesela bana göre baroların her şehirde gazeteciye, meslek örgütlerine gönüllü bir şekilde bu konuyla ilgili bilgi vermesi gerekiyor. Yani bir gazetecinin hakkı nedir, nasıl engellenirse o engellemekten nasıl bertaraf olabilir veya nasıl karşı durabilir, kişisel haklarım nedir, bunların hepsinin bilinmesi gerekir. Çünkü emniyet güçleri bazen biliyorsunuz güç kullanınca, şiddet kullanınca gazeteciler ne yazık ki diskalifiye olabiliyor.

Yerel Medya Koordinasyonu’ndan bahsediyoruz şimdi. Bu noktada sivil toplum örgütlerinden size yönelik bir birlikte çalışma, dayanışma, seçimi takip etme gibi herhangi bir çağrısı geldi mi burada? Sizinle sivil toplum örgütleri arasında nasıl bir bağlantı olacak önümüzdeki seçimde?

Ferat Mehmetoğlu: Şu ana kadar herhangi bir şey olmadı. Çünkü sivil toplum örgütleri burada da biraz kendi yapılanmaları ile meşguldüler. Kendi seçimleri, kendi değişim, dönüşümleri vardı. Ama muhtemelen önümüzdeki ay veya en geç yılbaşından sonra sivil toplum örgütlerinin hepsinin aslında meslek birlikleriyle, gazetecilerle, medya mensuplarıyla koordineli olması zorunludur.

Barodaki avukatların gelip gazetecilere anlatması gerekir, haklarını anlatması gerekiyor veya gazetecilerin İnsan Hakları Derneği’ne sorabilmesi gerekiyor. Benim haklarım ne?Nereye kadar bu işleri yapabilirim, diye. Ticaret odasının mesela bana göre yerel medya derneklerine sorması gerekiyor veya varsa öyle bir koordine merkezine sorması gerekiyor. Bizler size nasıl bir fayda sağlayabiliriz diye.

Aslında bir ajans altyapısı kurmaya çalışıyorsunuz. En son Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerine baktım. Bir platform kurmuşsunuz ve orada seçimi bire bir takip edip canlı yayınlarla seçimleri paylaşıyoruz. Oradaki adaylar ile seçime katılan seçmenlerle röportajlar yapıyordunuz. Asıl yerinde seçimi takip eden bir kurumdunuz. Aynı sistemi, tabi eğer Türkiye'nin işte bahsettiğimiz internet altyapısı, elektrik altyapısı bunlar imkan verirse herhalde önümüzdeki seçimlerde de benzer bir uygulama yapacaksınız.

Ferat Mehmetoğlu: Elbette yapacağız. Zaten başta belirtmiştim, mesela günden güne biz bu canlı yayın sayılarımızı artırmanın peşindeyiz, istiyoruz ki her türlü sadece bu seçim olmak zorunda değil, her türlü bir toplumsal olay da olabilir veya her hangi bir konferans da olabilir. Biz orada canlı yayınla vatandaşa da aktararak aslında vatandaşlara şu gücü göstermek istiyoruz. Yerel mecraların da yerel medyanın da bir güç birliği oluşturma gayretini göstermesi gerekiyor.

Yerel medyanın haber geçerken, bilgi servis ederken yaşadığı sıkıntılar, zorluklar ile ilgili varsa bir deneyimin paylaşabilirsin ve bunun nasıl geliştirdiğinizi nasıl önüne geçilebilir yönünde bir çözüm geliştirdiniz mi? Sizin her hangi bir işbirliği çağrısı yapan, birlikte seçim takip edeceğiniz sivil toplum örgütleri var mı? Ve bu noktada bir ağ kurulabilir mi?

Ali Taş: Öncelikli olarak habere erişim konusunda bilgiye ya da bilgi kaynağına erişim konusunda benim özel olarak yaşadığım bir sıkıntı var. Internet haber sitesi olduğu için internet haber sitesinin basın kartı olamıyor. Seçim döneminde en çok karşımıza çıkacak olan sorunlardan birisi bu. Türkiye Gazeteciler Sendikası üzerinden uluslararası basın kartını almak durumunda kaldım. İkinci sorun Antalya'da henüz bir hareketlilik gözükmüyor. Bir seçimlere dönük sivil toplum koordinasyonu, güç birliği ya da yerel medyaya dönük bir hazırlık şu anda görünmüyor. Önümüzdeki dönemde böyle şeyler gündeme gelebilir mi? Yani? Çok ümitli değilim. Açık konuşayım, ümitli olmak isterdim.

Bu seçimlerde yerel medyaya çok ciddi sorumluluk düşüyor. Bir araya gelirler mi, örgütlenir mi? Bağımsız olarak mı çalışırlar? Hükümetin baskısına karşı işte çıkarılan sansür yasasına karşı nasıl bir pozisyon alırlar? Yaratılacak olan olanaklardan ne kadar faydalanılır? Kendileri ne kadar olanak yaratır? Bunların hepsi önümüzdeki sürecin sorunları, sorunları ve çözüm önerisi arayan arayacağımız konular...