Türkiye’de yeni eğitim-öğretim yılı 9 Eylül Pazartesi günü başlıyor.

Kürtçenin geliştirilmesi, resmi dil olması ve seçmeli yerine okullarda zorunlu olarak öğretilmesi yeniden gündemde.

Dokuz8’e konuşan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Ciziri, okullardaki Kürtçe seçmeli derslerin yeterli olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Okullardaki Kürtçe seçmeli dersler yeterli değildir ama çocuklarımızda Kürtçe bilincinin oluşması için iyi bir başlangıçtır. Bazı Kürt siyasetçileri de bu seçmeli derslerin varlığını desteklemediler. Bu konuda iyi bir siyaset yürütülmedi. Kimisi ‘seçmeli dersleri seçersek anadilde eğitim hakkının elimizden çıkacağını’ düşündü ama bu yanlış bir düşünceydi çünkü seçmeli dersler bir başlangıçtı, artık zorunlu olmalı.”

Okullarda Kürtçe seçmeli derslerin tercihi sırasında bir çok sorunla karşılaşıldığını kaydeden Ciziri, “Okullarda Kürtçe derslerinin tercih edilmesi sırasında bir çok sorunla karşılaşıyor öğrenciler. Bir çok okulda müdürler, engel çıkartıyorlar. Kimi başvuru formunun bittiğini söylüyor, kimisi başvuruları saklıyor, kimisi öğrenci ve velisini başka derslerle karşılaştırarak yanlış yönlendiriyor.  Ayrıca devlet de Kürtçeye ilişkin olumlu bir ve resmi bir açıklama yapmadığı için bürokratlar da sorun çıkartıyor” ifadelerini kullandı.  

Devletin yüzyıllık asimilasyon politikasının Kürtlere yönelik devam ettiğine dikkat çeken Ciziri şöyle konuştu: 

“9 Eylül’de okullar açılacak, İngilizce, Arapça, Farsça, Fransızca ve daha birçok dilin Türkiye toplumuyla hiçbir ilgisi yok. Ama Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yaşayan 20 milyon Kürt’ün dili eğitimde zorunlu olarak yer almıyor. Bu gösteriyor ki devletin yüzyıllık asimilasyon politikası devam ediyor. Amaç Kürtleri ortadan kaldırmak. Onların İngilizleri, Farsları, Arapları ortadan kaldırmak gibi bir amaçları yok ama Kürtleri ortadan kaldırma gayeleri var, bu devletin bir projesidir. Kürtleri asimile ederek, önümüzdeki süreçlerde Kürtleri Türk yapmaktır.”

Kürtlerin asimilasyon politikasına karşı çalışması gerektiğini savunan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Ciziri şöyle devam etti:

“Burada Kürtlerin omuzlarına önemli şeyler düşüyor. Kürtler diline, kimliğine, kültürüne sahip çıkmalı. Bu Kürtler için hem toplumsal hem de siyasi bir meseledir. Bizler bir çok lüzumsuz şeyleri sahiplenip öne çıkartıyoruz ama maalesef biz Kürtleri asimile eden politikaya karşı durmuyoruz. Oysa eğitimciler, siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar ve her meslek gurubu Kürtçeye sahip çıkmalı ve en önemli sorun olarak öne çıkarılmalı.

Kürt siyaseti Kürtçe konusunda başarılı bir çalışma yapmamış. Kürt siyaseti Kürtperver olmalı ve Kürt bilincini öne çıkarmalı. Bunun için parti başkanları, siyasetçiler, milletvekilleri, belediye başkanları, aydınlar, yazarlar insanlara ‘Kürtçe öğrenin’ demeden önce kendileri öğrenmeli ve kendi aralarında Kürtçe konuşmaları gerekiyor. Kendi düşünceleri içinde Kürtçeye bir yuva kurmaları lazım”

SEÇMELİ DERSLER YERİNDE, AMA YETERSİZ

Kürtçe Gönüllüleri Birliği Genel Koordinatörü (DILKURD) Sözcüsü Fevzi Bulgan da, son yıllarda okullarda seçmeli Kürtçe derslerinin varlık göstermesinin olumlu bir gelişme olduğu, fakat Kürtlerin anadilinin sadece seçmeli ile sınırlı kalmasının yetersiz kaldığını söyledi.  

 Bulgan şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kürtçe gönüllüleri topluluğu/ DILKURD olarak Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan günümüze kadar olumlu ve olumsuz yönleriyle Kürtçenin durumu içeren "Türkiye Cumhuriyetini Kürtçe politikaları" adlı bir rapor hazırlamıştık. Raporumuzu Cumhurbaşkanlığı, TBMM, iç işleri bakanlığı ve millî eğitim bakanlığı başta olmak

üzere tüm siyasi partilere sunmuş olup kamuoyu ile paylaşmıştık. Son yıllarda milli eğitim müfredatında Kürtçe ile ilgili musbet gelişmeler olmuştur. Üniversitelerdeki Kürtçe dil ve edebiyat bölümleri, ortaokullarda seçmeli Kürtçe dersler ve halk eğitim merkezlerinde Kürtçe kursların uygulamaya konulması çok yerine olmuştur. Ancak bu imkanlara ne Kürt siyasiler sahip çıktı ne de hükümet yeterince bu meseleyi ilerletme girişiminde bulundu. Üniversitelerdeki problemleri içeren raporumuz; Altı Kürt dil ve edebiyat bölümü olan üniversitelerde öğrenci alımı yapılarak kısmen karşılık buldu. Hükümet yetkililerinin Aynı hassasiyeti ortaokullardaki seçmeli Kürtçe ile ilgili problemlere de göstermesini ısrarla bekliyoruz.”

Ayrıca Bulgan, Kürtçenin okullarda seçmeliden alınıp zorunlu olarak öğrencilere okutulması gerektiğini savundu.