Bugün Yedikule Zindanları, tarihi ve kültürel önemi nedeniyle turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir yerdir. Zindanları ziyaret edenler hem tarihi yapıları görebilir hem de buraya ait efsaneleri dinleyebilirler. Ancak zindanların karanlık geçmişi ve ürkütücü atmosferi ziyaretçilerde hala bir ürperti yaratmaktadır. İşte Yedikule Zindanları efsanesi…
Yedikule Zindanları Efsanesi
Yedikule Zindanları, İstanbul'un tarihi surlarının bir parçası olarak yüzyıllar boyunca hem gerçek hem de efsane dolu bir geçmişe sahip. Tarihi kayıtlara göre bu yapılar başlangıçta devlet evraklarının saklandığı ve esirlerin tutulduğu yerler olarak kullanılmış. Ancak halk arasında dolaşan efsaneler, Yedikule'yi çok daha karanlık ve gizemli bir hale getirmiş.
En yaygın efsanelerden biri zindanlarda işkence gören pagan bir esirin lanetiyle ilgilidir. İlgili efsaneye göre işkence gören bu kişi, ölümünden önce yaptığı lanet nedeniyle zindanların sonsuza dek lanetlendiğini ve içindeki ruhların huzur bulamadığını söylemiştir. Bu nedenle gece vakti zindanlardan gelen çığlıklar ve garip sesler halk arasında sıkça konuşulan konulardan biri olmuştur.
Bir diğer Yedikule Zindanları efsanesi ise Mesih'in dünyaya geliş günüyle ilgilidir. Buna göre Mesih'in dünyaya geliş günü, Yedikule Zindanları'nda işkence gören tüm insanların ruhları serbest kalacak ve dünyaya hesap sormak için geri dönecektir. Bu hikaye, zindanların mistik bir aura kazanmasına ve ziyaretçilerde ürkütücü bir his yaratmasına neden olmuştur.
Yedikule Zindanları'nın efsaneleri, tarih ve hayal gücünün birleşimiyle ortaya çıkmış ve yüzyıllar boyunca insanların zihinlerinde yer etmiştir.
Zindanların sadece tarihi bir yapı olmaktan öte aynı zamanda birer efsane ve gizem kaynağı olduğunu göstermektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu efsanelerin çoğu tarihsel gerçeklere dayanmamaktadır ve daha çok halk arasında ağızdan ağıza dolaşan hikayelerden oluşmaktadır.
Öneri: İstanbul'un Gizemli Köşesi! Yerebatan Sarnıcı Efsanesi
Yedikule Ne Zaman Yapıldı?
Yedikule'nin tam olarak tek bir yapım tarihi vermek zordur. Çünkü bu yapı yüzyıllar boyunca birçok kez ekleme, tadilat ve değişikliğe uğradı.
Yedikule'nin temelleri, Doğu Roma İmparatorluğu dönemi olan 408-450 yılları arasında II. Theodosius tarafından atılmıştır. Bu dönemde Bizans surlarının bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethi sonrası (1453) yapıya 1458 yılında eklemeler yaparak toplam kule sayısını yediye çıkarmış ve bugünkü görünümüne kavuşturmuştur.
Dolayısıyla Yedikule Zindanları efsanesi 5. yüzyıla dayanırken bugünkü halini 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet döneminde almıştır. Bu nedenle yapım tarihi hakkında konuşurken bu iki tarihi de belirtmek gerekir.
Yedikule Zindanları’nda Ne Oldu?
Yedikule Zindanları efsanesi İstanbul'un en karanlık ve gizemli hikayelerinden biri olmuştur. Bu zindanlarda yaşanan olaylar hem tarihi gerçeklere hem de halk arasında dolaşan efsanelere konu olmuştur.
Yedikule özellikle Osmanlı döneminde savaş esirlerinin, siyasi mahkumların ve devlet adamlarının tutulduğu bir yer olarak kullanılmıştır. Burada işkence, açlık ve hastalık gibi zorlu koşullar altında yaşayan birçok insan hayatını kaybetmiştir.
Trabzon Rum İmparatorluğu'nun son imparatoru David Komnenos ve oğulları gibi önemli şahsiyetler de Yedikule Zindanları'nda hayatlarını kaybetmişlerdir.
II. Osman (Genç Osman) adlı Osmanlı padişahı da bir süre bu zindanda tutulmuş ve burada hayatına son verilmiştir. Bu olay, zindanların tarihinin en kanlı sayfalarından biri olarak kabul edilir.
En yaygın Yedikule Zindanları efsanesi de zindanda işkence gören pagan bir esirin lanet ettiği yönündedir. Bu efsaneye göre pagan, ölümünden önce zindanın sonsuza dek lanetlenmesini ve içindeki ruhların huzur bulamayacağını dilemiştir. Gelen çığlıkların, inlemelerin ve garip seslerin zindanda hayatını kaybedenlerin ruhlarına ait olduğu düşünülmüştür.
7 Kule Zindanları Neden Yapıldı?
7 Kule Zindanları, aslına bakılırsa bir zindan olarak inşa edilmemiştir. Yapının ilk amacı Bizans döneminde şehir surlarının bir parçası olarak görev yapması ve gelen önemli misafirleri ağırlamak için kullanılmasıydı.
Yedikule, İstanbul'un deniz surlarının bir parçası olarak inşa edilmiştir. Marmara Denizi'nden gelebilecek olası saldırılara karşı önemli bir savunma noktasıydı.
Bizans döneminde yabancı devletlerden gelen önemli misafirler buradan şehre getirilerek ihtişamlı bir şekilde karşılanırlardı. Yedikule, bu karşılama törenleri için özel olarak hazırlanmıştı.
Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinden sonra yapı daha çok zindan olarak kullanılmaya başlandı. Burada savaş esirleri, siyasi mahkumlar ve önemli devlet adamları tutuldu. Mahkumlar, işkence görür ve ağır koşullarda yaşarlardı. Bu durum, Yedikule Zindanları efsanesini tarihin en karanlık köşelerine yazdırdı.
7 Kule Zindanları başlangıçta savunma ve gösteriş amaçlı inşa edilmiş olsa da zamanla işkence ve cezalandırma merkezi haline gelmiştir. Bu durum yapının tarih boyunca farklı amaçlarla kullanıldığını ve karmaşık bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Yedikule Zindanlarında Öldürülen Padişah Kimdir?
Osmanlı İmparatorluğu'nun en trajik sonlarından birine sahne olan Yedikule Zindanları, tarih boyunca birçok önemli ismi ağırlamıştır. Ancak zindanların en bilinen mahkumu şüphesiz ki II. Osman, yani Genç Osman'dır.
Genç Osman, tahtta bulunduğu dönemde Yeniçeri Ocağı ile yaşadığı gerginlikler ve reform girişimleri nedeniyle tahttan indirilmiş ve Yedikule'ye gönderilmiştir.
20 Mayıs 1622'de yeniçerilerin başlattığı bir isyan sonucu zindanda öldürülmüştür. Genç Osman'ın ölümü, Osmanlı tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir ve bu olay, imparatorluğun gerileme sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilir.
Genç Osman'ın ölümüyle ilgili birçok detay ve efsane bulunmaktadır. Bu acı olay, Osmanlı tarihindeki siyasi entrikaların ve güç mücadelelerinin ne denli acımasız olabileceğini gözler önüne sermektedir.
Yedikule Zindanları efsanesi, Genç Osman'ın trajik sonuyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş ve çöküş dönemlerinin bir aynası haline gelmiştir. Bugün bu zindanlar hem tarihi bir yapı hem de karanlık bir geçmişin izlerini taşıyan bir mekan olarak ziyaretçilerini beklemektedir.
Yedikule Zindanları Kim Yaptı?
Yedikule Zindanları'nın tam olarak tek bir mimarı veya inşaatçısı bulunmamaktadır. Farklı medeniyetlerin izlerini taşımaktadır. Yedikule'nin temel atımı Doğu Roma İmparatorluğu dönemi olan 5. yüzyıla dayanır. Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından İstanbul surlarının bir parçası olarak inşa edilmiştir. Bu dönemde daha çok bir gözlem kulesi ve savunma yapısı olarak kullanılmıştır.
İstanbul'un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet 1458 yılında yapıya üç kule daha ekleyerek toplam kule sayısını yediye çıkarmış ve bu sayede yapıya ismini vermiştir.
Yedikule Zindanları Giriş Ücreti
Yedikule Hisarı'nda her Cumartesi ve Pazar günü 45 kişilik gruplarla ücretsiz nostaljik fener turu düzenleniyor. Tura katılmak isteyenlerin yaş sınırı olmamakla birlikte önceden form doldurarak kayıt yaptırmaları gerekiyor.
Katılımcılar tur saatinden 20 dakika önce kendi imkanlarıyla Yedikule Hisarı önünde buluşurlar. Kayıt yaptırmayanlar için öğrenci 20 TL, yerli vatandaşlar 50 TL, yabancı uyruklu ziyaretçiler ise 250 TL ücret öderler.
Tur, 18 yaş ve üzeri için uygun olup rehber eşliğinde 20.30 ve 21.30 saatlerinde olmak üzere iki seans halinde gerçekleştirilir. Turlar haftalık olarak açılacak ve rezervasyon zorunluluğu bulunuyor.
Bu haberimizde Yedikule Zindanları efsanesine dair tüm detaylara yer verdik!