"Bugün, Adana'nın ve tüm ülkenin etnik ve sosyal farklılıklar üzerinden ayrıştıran, ötekileştiren politikalara değil, ortak toplumsal değerler üzerinden birleştiren politikalara ihtiyaç duyduğu ortadadır. Ülkeyi de ileriye götürecek dil, böyle bir dildir. Herkes buna dikkat etmelidir."
2014 yılında ki yerel seçimlerde Adana’da Seyhan Belediyesinin uzun bir süre sonra kazanılması yalnız bir kesim tarafından değil umudunu sosyal demokrasiye bağlamış tüm kesimleri mutlu etmişti. Uzun yıllardan sonra belediyenin kazanılmasında doğal olarak en büyük rol Zeydan Karalar'ındı. Adana'nın diğer ilçelerine göre Arap Alevilerinin ve Kürtlerin yoğun yaşadığı bu bölgede doğal olarak da hizmet bir önceki yönetim tarafından eksik bırakılmıştı. Zeydan Başkan bu eksikliği kapattığı gibi belediyenin tüm olanaklarını mahallelere taşıdı ve hizmetleri eşit bir şekilde sundu. Özellikle de belediye kadrolaşmalarında etnik bir tutum ve davranış sergilemediği aslında reel bir gerçekliktir. Hem idari kadroda hem de diğer personel dağılımında tek bir tarafı gözeten tutumu söz konusu değildir. Bu durum sayısal olarak da ortadadır. Zeydan Başkana bu tarz iftiralar atan kişiler aslında mezhepçi davranmakta ve nefret suçu işlemektedirler. Seyhan’da uzun yıllardır hizmetten yoksun bırakılan ilçeye sunulan eşit ve kaliteli hizmet yalnız ilçede değil tüm Adana’da Zeydan başkana dönük bir güveni arttırmış ve onu Büyükşehir Belediye Başkanlığına taşımıştır. Önyargısız ve ayrımsız bir şekilde gerçekleştirmeye çalışılan hizmetler Seyhan’la da sınırlı kalmamış sunulabilecek bazı hizmetler olanaklar çerçevesinde tüm Adana’ya taşınmaya çalışılmıştı. Belediye hizmetlerinin yanı sıra Zeydan Başkan sendikalar, kitle örgütleri, odalar, bilim insanları, aydınlar, sanatçılar ve dernekler ile de sağlıklı diyaloglar kurmuştu. Bu diyaloglar belediyenin hizmetlerinde ki verimliliği, çeşitliliği ve memnuniyeti arttırdı, en geniş kesimlerle buluşmasının yolunu açtı. Yapılan işlerden de anlaşılacağı üzere toplumsallığı merkeze alan, politik farklılık, din, mezhep, etnik kimlik ayrımı yapılmaksızın o kadar çok işe imza atıldı ki insanlar bu emeğin karşılığı olarak onu daha kapsayıcı bir yerde görmek istedi ve gördü de. Yapılan işlerin boyutu ve toplumsal karşılığı tahmin edileninde ötesinde olunca Zeydan Başkan bilinçli olarak bir kesim tarafından yıpratılmaya, hedef haline getirilmeye çalışıldı. Seçim öncesi de yaratılmak istenen etnik kimliğe göre davranılıyor algısı nedense hız kesmeyen biçimde bugünde sürdürülmek isteniyor. Dün yüzlerce yapılan güzel işleri boşa çıkarmak ve bunu sığ bir değerlendirme ile etnik kimlik temelli analizlere sıkıştırmak ve bu durumu içselleştiren bazı kesimler tarafından bugünkü konumlarını ve güçlerini kullanarak özellikle Arap Alevilerinin tasfiyesine dönüştürülmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Zeydan Başkan dün Seyhan’da, bugün ise Büyükşehirde kadrolaşmasında ki temel uygulamaları toplumsal barışa katkı sağlayacak, hakkaniyeti gözeten içerikte olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Zeydan Başkan’ın tarzı olmamasına rağmen birilerinin bilinçli olarak etnik yapılanma içerisinde olduğunu ileri sürmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bu tür analizlerin yanı sıra, Seyhan’da da bu dönemde yapılan bazı girişimler özellikle Arap Alevilerini üzmektedir. Ve asıl ayrımcılığın kendi parti temsilcileri tarafından yapıldığını görmeleri toplumsal travmalara da zemin hazırlamaktadır. CHP’nin, Seyhan’da ve Adana genelinde aldığı oyların ezici çoğunluğu bu kesim tarafından verilmişken, Zeydan Başkan şahsında bu toplumu incitenler, bu toplumun emeğini, çabasını görmezden gelenler bilsinler ki tarih birleştirenleri hatırlar, ayrıştıranları değil. Bugün, Adana'nın ve tüm ülkenin etnik ve sosyal farklılıklar üzerinden ayrıştıran, ötekileştiren politikalara değil, ortak toplumsal değerler üzerinden birleştiren politikalara ihtiyaç duyduğu ortadadır. Ülkeyi de ileriye götürecek dil, böyle bir dildir. Herkes buna dikkat etmelidir. Bu saatten sonra toplumsal barışı bozacak, Adana’da ki heterojen yapıyı incitecek, siyasal kamplaşmayı tetikleyecek, örgüt içinde hizipleşmelere yol açacak girişimlerin hiç bir kimseye yararı yoktur.