YSK, memnu haklarını iade ettiği Abdullah Zeydan’a ilişkin gerekçeli kararında, mahkeme kararının “hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde” olduğu belirtildi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), memnu haklarının iade edilmesi üzerine dün mazbatasını teslim alan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan hakkında gerekçeli kararını açıkladı.
Açıklamada, "Diyarbakır ACM'nin 29/3/2024 tarihli karar yok hükmünde olsa da bu haliyle de henüz kesinleşmemiştir. Abdullah Zeydan'ın şeklen de olsa seçim takvimine uygun olarak süresinde ibraz edilmiş ve kabul edilmiş, kesinleşmiş bir yasaklanmış hakların geri verilmesi kararının bulunduğu için 31 Mart 2024 oy verme günü itibarıyla, seçilme yeterliliğini taşımaktadır" denildi.
Gerekçeli kararın devamı şu şekilde;
"Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 6/1/2022 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı ilamı ile Abdullah Zeydan’ın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci Maddesinin ikinci fıkrası gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldığı ve bu cezanın 20/12/2022 tarihinde kesinleştiği, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/4/2023 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı Ek Kararıyla Abdullah Zeydan'a yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin 25/4/2023 tarihinde kesinleştiği, kararın Cumhuriyet Başsavcılığınca Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilerek adli sicil kaydına T fişi olarak işlenmesinin sağlandığı, Abdullah Zeydan vekili tarafından Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/4/2023 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı Ek Kararıyla müvekkili hakkında sadece 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 53’üncü maddesi kapsamında bir değerlendirme yapıldığı, oysa müvekkilinin yasaklanmış haklarının bununla sınırlı olmadığı örneğin milletvekili veya belediye başkanı seçilme yönünden özel yasalardaki yasaklanmış haklarının da geri verilmesi amacıyla farklı tarihlerde yapmış olduğu başvuruları üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.05.2023 tarihli ve 29/9/2023 tarihli iki ayrı ek kararlarıyla 4/4/2023 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı Ek Kararıyla adı geçenin taleplerinin karşılandığı ve hakkında TCK’nın 53üncü maddesinde düzenlenenler dışında hak yoksunluğuna hükmedilmediği gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair kararlar verildiği, yine, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün 10/8/2023 tarihli yazısıyla; Abdullah Zeydan hakkında yasaklanmış hakların geri verilmesine yönelik 4/4/2023 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı Ek Kararının incelendiği, ancak 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesi uyarınca yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infazının tamamlanmasından itibaren 3 yıllık sürenin geçmesi gerektiği, bahse konu cezanın infaz tarihinin 20/12/2022 olduğu, Kanunda öngörülen 3 yıllık süre dolmadığı halde yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verildiği belirtilerek yasal gereğinin takdir ve ifasının istendiği, ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca Bakanlığın bu talebinin gereği yerine getirilmediği.
Bakanlıkça daha sonra tekit edilmesine rağmen Başsavcılıkça yine gereğine tevessül edilmediği, Ancak, daha sonra yukarıda belirtilen 2972 sayılı Kanun, Seçim Takvimi ve 2024/80 sayılı Kurulumuz kararı uyarınca aday listelerinin kesinleştirilmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/3/2024 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı yeni bir Ek Kararıyla Abdullah Zeydan hakkında 4/4/2023 tarihli ve 2021/194 Esas, 2022/1 Karar sayılı Ek Kararıyla verilen yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin kesinleştirme tutanağının ve yasaklanmış hakların geri verilmesine yönelik kararının ortadan kaldırılmasına Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği ve bu kararın da henüz kesinleşmediği, anlaşılmaktadır.
Yüksek Seçim Kurulu, adaylara verilen mahkûmiyet kararlarının adaylığa engel olup olmayacağını araştırırken anılan mahkûmiyetlerin “kesinleşmiş olması”nı aradığı gibi, kesinleşmiş mahkûmiyetlerden kaynaklı seçilme hak mahrumiyetinin ortadan kaldırılmasında da “kesinleşme şerhli” memnu hakların iadesi kararını olmazsa olmaz şart olarak kabul etmektedir. Yine, Kurulumuz kesinleşmiş mahkûmiyetlerden kaynaklı hak mahrumiyetinin ortadan kalkmış sayılması için, ilgililerin Adli Sicil Kanununun 13/A maddesi uyarınca almış oldukları ek kararları memnu hakların iadesi müessesesi bakımından içerik yönünden de değerlendirmekte ve seçilmeye engel mahkûmiyet kararının, kararın infazının tamamlanmasından sonra 3 yıllık sürenin geçmemesi hâlinde memnu hakların iadesi şartlarının oluşmadığına hükmetmektedir.
Nitekim Kurulumuzun 20/4/2011 tarihli ve 444 sayılı Kararında “ … Ayrıca Ö.D.’nin itiraz dilekçesine eklemiş olduğu Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 4/4/2011 tarih ve 2011/46 Değ. İş sayılı kararı ile Ö.D.’nin memnu haklarının iadesi talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmiştir. Ayrıca söz konusu kararın içeriğinden cezanın infazının üzerinden henüz 3 yıl geçmediğinden memnu hakların iadesi koşullarının da oluşmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere; ibraz edilen kararın memnu hakların iadesine ilişkin olmadığı, kaldı ki cezanın infazının üzerinden 3 yıl geçmediği için Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesine göre memnu haklarının iadesi kararı için şartlar oluşmadığından yapılan itirazın reddine karar verilmelidir.’ şeklinde hüküm kurarak memnu hakların iadesi şartlarının oluşup oluşmadığına, anılan kararın içeriğini resen inceleyerek karar vermiştir."