Yunanistan basını Erdoğan-Miçotakis görüşmesine dönük izlenimlerini paylaştı.
Yunanistan Avrupa ve Dış Politika Vakfı’ndan kıdemli araştırmacı Ronald Meinardus’un analizine göre; yüksek gerilimli bir dönemin ardından Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalogun yeniden geliştirilmesinin planlanmasında Berlin yönetimi bir araç olarak görev yaptı. Ekonomim’in Kathimerini gazetesinden aktardığı analize göre Meinardus bu durumun "pek de bilinmediğini" yazdı.
"En önemli süreç Brüksel'de yaşandı"
Analizine göre; en önemli süreç, Yunanistan ve Türkiye’den üst düzey diplomatların geçen yıl Almanya’nın isteği üzerine Brüksel’de toplanmasıyla yaşandı. Bu görüşmede diplomatik süreçlerin kaldığı yerden devam etmesi için bir ön hazırlık yapıldı.
Meinardus, son yıllarda Almanya’nın Türkiye ile Yunanistan arasında arabuluculuk için diğer tüm ülkelerden daha fazla arayış içinde olduğunu yazdı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına takiben Almanya’nın bu yöndeki çabalarının, Washington ile koordineli olarak arttığı ifade edildi.
Ankara-Atina ilişkilerinin geleceğiyle ilgili değerlendirmeye ilişkin Alman medyasına yansıyan “temkinli iyimserlik” tanımının anımsatıldığı haberde, Berlin Yönetimi’nin görüşmelerin hızlı sonuçlar doğuracağını beklemediği aktarıldı. Almanya’nın Atina Büyükelçisi Andreas Kindl, 7 Aralık’ta bitmeyecek bir süreçten bahsederken, “Önemli konulara değinilmeyecek fakat daha sonraki bir süreç için perde arkasında hazırlık yapılacak” yorumunda bulundu.
Kazan-kazan anlayışı mı söz konusu?
Meinardus’un analizi şu şeklide son buldu: Erdoğan Türk-Yunan ilişkilerinde ‘kazan kazan’ ya da ‘win-win’ durumundan söz ettiğinde, göç konusunda varılacak bir anlaşma mükemmel bir başlangıç olacaktır. Bu, Yunanistan ve Türkiye'nin birlikte yakın çalışma sözü verdiği bir alan. Berlin de boş durmayacaktır.