Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi hayat pahalılığını ve iktidarın seçim öncesi kamu emekçilerine verdiği sözleri tutmamasını protesto etti.

Antalya Defterdarlığı önünde toplanan BES üyeleri adına konuşan BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol şunları ifade etti:

“Bir seçim vaadi olarak ortaya konulan ve seçimden sonra manşet manşet ilan edilen ve tarihin en büyük maaş iyileştirmesi olarak kamuoyuna açıklanan ücret artışlarımız daha elimize geçmeden yok oldu."

Büyük bir iyileşme yapılmış gibi ilan edilen en düşük kamu çalışanı maaşının 22.000 TL olduğu ve 8.077-TL Seyyanen Zam aldatmacadan başka bir şey değildir! Bu rakamın Kök maaşa yansıtılmaması, Emekli keseneğinde dikkate alınmaması, Kamu emekçilerinin görev ve unvanları gereğince ödenen tazminat, ikramiye, ödenek gibi diğer tüm ödemlerde dikkate alınmaması, Kamu ve işçi emeklilerine yansıtılmamasına itirazlarımızı alanlarda, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda ve Siyasi partiler aracılığıyla TBMM Genel kurulunda önergeler marifetiyle dile getirdik. Fakat yapılan her türlü itiraz ve taleplere rağmen yasa teklifi Genel Kuruldan geçerek yasalaştı.

En düşük memur maaşının 22 bin TL olacağı bir algı yönetimi olmaktan öteye gitmeyecektir. 22 bin lira siyasetin söylemidir işin matematiği böyle değildir. Maaşlarımıza yansıyan gerçek zam geçtiğimiz altı aylık resmi enflasyon rakamlarının da altında kalan %17,55 lik bir artıştır. Seyyannen verilen rakam ocak ayı maaş artışında dikkate alınmayacak, dolayısı ile sefaletimiz katlanarak artacaktır.

1 milyondan fazla üyesi bulunan Memur Sen siyasilere hayırlı olsun ziyaretleri ile o kadar meşguller ki, bu konuda twit atmaktan öteye gitmemiştir.

Ağustos 2023 ayı içinde 2024-2025 dönemini kapsayacak 7.dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri gerçekleştirilecektir. Kamu emekçileri yandaş sendikalara dersini verip istifa etmediği sürece yıllardır devam eden benzer yaklaşımlar yine bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde de sahnelenecektir.

Peki bunlar karşısında biz kamu emekçileri ne yapmalıyız? Bu sorunları çözmenin yolu kamu emekçilerinin haklarını savunmaktan çok işveren ve kendi şahsi haklarını önceleyen sendikal anlayışın egemenliğinin son bulması ile mümkün olacaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı tüm kamu emekçilerini gerçek sendikacılık anlayışının temsilcisi KESK çatısı altında birleşmeye çağırıyoruz”

2-72

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

MAAŞLARIMIZ ELİMİZE GEÇMEDEN VERGİ VE ZAMLARA GİTTİ!

SEÇİM VAATLERİ YALAN YOKSULLUK GERÇEK ARTIK GEÇİNEMİYORUZ.

Değeri Basın Emekçileri, Değerli Mücadele Arkadaşlarım;

Siyasal iktidar seçimden önce verdiği sözleri yerine getirmemek için her türlü hileye başvurmakta, seçim vaatlerinin yükünü işçi emekçi yoksul halka yıkmaktadır.

KDV oranlarını yükselterek, MTV yi iki katına çıkararak, tüm harçları %50 artırarak, yurt dışından getirilen telefon harcını %228 artış ile 6,091 TL’den 20 bin TL’ye çıkararak yanlış ekonomi politikalarının faturasını bizlerin yüklenmesi isteniyor. Geçmediğimiz otobanların, gitmediğimiz havalimanlarının parasını ödediğimiz gibi ikinci kez MTV ödememiz, zorunlu tüketim malzemelerinde artan ÖTV ile fakiri daha fakir zengini daha zengin yapan bir vergi düzenlemesini kabul etmemizi istiyorlar.

Başta biz Kamu Emekçileri olmak üzere toplumun dar ve sabit gelirlilerine “milli seferberlik ve dayanışma” başlığı altında söylemler dayatılmış durumda. İşin özü, sofranın kurulmasında ve sofra nimetlerinin paylaşılmasında hiç bir nasibi olmayan biz Kamu Emekçilerinin, emeklilerin ve geniş toplum kesimlerinin “biraz daha fedakarlık” etmesi bekleniyor. Yani tabiri caizse sofranın nimetinden başkaları faydalanmış, boş sofranın toplanılması bizlere havale edilmiştir.

Ancak buradan söylüyoruz, iktidar şatafat sofrasına kimlerle oturdu ve şatafat sofrasının imkanlarından kimleri doyurduysa, birlikte sebep oldukları bu ekonomik krizin faturasını da onlar ödemelidir.

Bir seçim vaadi olarak ortaya konulan ve seçimden sonra manşet manşet ilan edilen ve tarihin en büyük maaş iyileştirmesi olarak kamuoyuna açıklanan ücret artışlarımız daha elimize geçmeden yok oldu.

Büyük bir iyileşme yapılmış gibi ilan edilen en düşük kamu çalışanı maaşının 22.000 TL olduğu ve 8.077-TL Seyyanen Zam aldatmacadan başka bir şey değildir! Bu rakamın Kök maaşa yansıtılmaması, Emekli keseneğinde dikkate alınmaması, Kamu emekçilerinin görev ve unvanları gereğince ödenen tazminat, ikramiye, ödenek gibi diğer tüm ödemlerde dikkate alınmaması, Kamu ve işçi emeklilerine yansıtılmamasına itirazlarımızı alanlarda, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda ve Siyasi partiler aracılığıyla TBMM Genel kurulunda önergeler marifetiyle dile getirdik. Fakat yapılan her türlü itiraz ve taleplere rağmen yasa teklifi Genel Kuruldan geçerek yasalaştı.

En düşük memur maaşının 22 bin TL olacağı bir algı yönetimi olmaktan öteye gitmeyecektir. 22 bin lira siyasetin söylemidir işin matematiği böyle değildir. Maaşlarımıza yansıyan gerçek zam geçtiğimiz altı aylık resmi enflasyon rakamlarının da altında kalan %17,55 lik bir artıştır. Seyyannen verilen rakam ocak ayı maaş artışında dikkate alınmayacak, dolayısı ile sefaletimiz katlanarak artacaktır.

1 milyondan fazla üyesi bulunan Memur Sen siyasilere hayırlı olsun ziyaretleri ile o kadar meşguller ki, bu konuda twit atmaktan öteye gitmemiştir.

Ağustos 2023 ayı içinde 2024-2025 dönemini kapsayacak 7.dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri gerçekleştirilecektir. Kamu emekçileri yandaş sendikalara dersini verip istifa etmediği sürece yıllardır devam eden benzer yaklaşımlar yine bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde de sahnelenecektir.

Peki bunlar karşısında biz kamu emekçileri ne yapmalıyız? Bu sorunları çözmenin yolu kamu emekçilerinin haklarını savunmaktan çok işveren ve kendi şahsi haklarını önceleyen sendikal anlayışın egemenliğinin son bulması ile mümkün olacaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı tüm kamu emekçilerini gerçek sendikacılık anlayışının temsilcisi KESK çatısı altında birleşmeye çağırıyor ve taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz;

Bu ekonomik çöküntünün oluşmasında hiç bir dahili olmayan biz kamu Emekçileri, emeklileri, halk  olarak bu ağır bedeli ödemek istemiyoruz.

Bunun için diyoruz ki;

• Başta Kur Korumalı Mevduat sistemi olmak üzere, Kamu ortaklığında yapılan ve yıllarca devlet bütçesinden ödemesi yapılacak, yol, köprü, hastane vb. adlar altında yapılan döviz garantili ödemeler iptal edilsin. Yıllardır Devlet bütçesinden aldıkları ihalelerle zenginleşen gelir gruplarına servet vergisi getirilsin!

• Ekonomik kriz bahanesiyle artırılan vergi ve harçlar iptal edilsin, hane halkının tüketimi olan mal ve hizmetlerden dolaylı vergiler kaldırılsın!

• Ekonomik kayıplarımıza kalıcı çözüm getirilsin, en düşük memur maaşı yoksulluk sınırında belirlensin ve ekonomik büyümeden refah payı verilsin!

• 3600 ek göstergeden yararlandırılmayan Kamu Emekçilerine 3600 ek gösterge verilsin!

• 8.077 TL seyyanen zam ve diğer ek ödemeler taban aylığına eklensin!

• Sözde sendika yasası iptal edilsin ve grev hakkı içeren ve tarafların eşit temsiliyetini esas alan sendika yasası çıkarılsın!

• Kamuya girişler dahil, kurumların açtığı bütün sınavlarda mülakat uygulamasına son verilsin ve liyakat esas alınsın!

• Saraya, sermayeye, savaş ve güvenlik politikalarına değil emekçilere ek bütçe ve ek zam verilsin!

• Başta büyük şehirler olmak üzere bütün çalışanlara kira ödeneği, servis hizmeti ve ücretsiz öğlen yemeği verilsin!

Biz kez daha altını kalın çizgilerle çiziyoruz; İktidar ve sofra ortakları, yaşanan bu ekonomik krizin bedelini biz Kamu Emekçileri ve toplumun dar gelirli kesimlerine fatura etmekten derhal vazgeçmelidir. Bu yoksullaştırıcı politikalarında ısrarcı olunması durumunda grev hakkımız dahil fiili ve meşru hakkımızı kullanarak direneceğiz.

Yaşasın onurlu mücadelemiz! Yaşasın BES! Yaşasın KESK!