Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde 68 kuşağının unutulmaz gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için basın açıklaması yapıldı.

 Gelibolu Emek ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Yoldaşlarımızın idamlarının üzerinden tam 52 yıl geçti. Onlar, onbinlerin katılacağı etkinliklerle ilk günkü gibi anılıyorlar. Çünkü eşit, özgür bir gelecek ve sınıfsız, sömürüsüz bir dünya özlemi her daim canlı ve güncel. Tezgâhta çalışan işçilerden ders başındaki öğrencilere, tarlasını sulayan köylülerden doktorlara, mimarlardan mühendislere, emeklilerden diplomalı işsizlere kadar milyonlarca yürek, bulundukları her yerde 6 Mayıs’ın anısıyla mücadele kararlılığını tazeleyecek. Denizlerin avukatı Halit Çelenk’i de özlemle ve saygıyla anıyoruz. Denizler, tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye mücadelesinin sembolü oldular. İdama yürürken “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye”, “Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Bağımsızlık Mücadelesi”, “Kahrolsun Emperyalizm” dediler. Onlar bağımsızlık, demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyorlar. Onları idam edenler hatırlanmazken, Denizler yeni doğan yüz binlerce çocuğun isminde, gençliğin gelecek mücadelesinde, işçi sınıfının iş, ekmek, özgürlük mücadelesinde yaşıyorlar, yaşamaya devam edecekler.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları Amerikan 6. Filosuna ve NATO’ya karşı çıkarken, o gün Denizlere saldıranlar, 6. Filonun önünde secdeye duranlar bugün iktidardalar. Bunların sahte antiemperyalist söylemleri, iki emperyalist kamp arasında rüzgârgülü gibi bir o yana bir bu yana dönmekten ibaret! AKP iktidarı, emperyalizm ve NATO ile el ele silahlanma yarışının tam göbeğinde. 22 yıllık iktidarında uyguladığı politikalarla ülkeyi gıda ve tarım ürünlerinde dışa bağımlı hale getirdiler. Ülkeyi yönetenler zaman zaman Amerika’ya efeleniyor görünseler de ABD ve NATO ile iş birliğinden taviz vermiyorlar. “Milli çıkar”, “Türkiye’nin ulusal çıkarları” diye halka sattıkları masalların arkasında uluslararası tekellerin ve işbirlikçi yerli sermayenin çıkarları var. Halk yüksek enflasyon ve zam dalgası karşısında derin yoksullaşma yaşıyor. Ekonomik büyüme sadece zengin sınıflara mahsus. 6 Mayıslar, ülkenin bu bedbaht tablodan kurtulması için mücadele çağrısıdır.

Antiemperyalizm, ırkçıların, milliyetçilerin, şovenistlerin ve dini siyasete alet eden bezirgânların bayrağında yazmaz. Dün Amerika’nın Vietnam’da yaptığı katliamlara sessiz kalanlar ve Kore savaşına ortak olanlar; bugün Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesine, Libya’nın ilhakına, Ukrayna’nın ve Filistin’in işgaline ortak olmaya çalışıyorlar. Afganistan’da NATO kapsamında görev alanlar, işine geldiğinde Taliban’a kırmızı halılar sermekten geri durmuyorlar. Antiemperyalist olmak, emperyalist güçlerin Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ortadoğu’da açtıkları savaş bataklığına karşı çıkmak demektir. Antiemperyalist olmak, başta İncirlik üssü olmak üzere askeri üslerin kapatılması ve ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması demektir. Antiemperyalist olmak, emperyalist savaş örgütü olan NATO’dan Türkiye’nin çıkmasını savunmak demektir. Komşu ülkeler ve halklarla barış ve kardeşlik içinde yaşamaktır. Antiemperyalist olmak, tüm dünyanın gözü önünde Siyonist işgalciler tarafından soykırıma uğratılan mazlum Filistin halkının yanında Denizler gibi dimdik durabilmektir. Antiemperyalist olmak, ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynaklarının emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından talanına karşı çıkmak demektir. Antiemperyalist olmak, ülkemizin suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmak ve savunmak demektir. Kısacası, antiemperyalist olmak, emperyalizme, kapitalizme ve AKP’nin işbirlikçi politikalarına karşı mücadele etmek demektir. Denizlerden aldığımız mücadele mirasının güncel anlamı budur.

Fiili olarak idamlar devam etmese de bugün düşüncelerinden dolayı mücadelelerinden dolayı birçok kişi siyasi tutsak olarak hapisanelerde esir edilmektedir, yine tedbirsizlik, çıkar ve rant ilişkilerinden dolayı sayısız iş cinayetleriyle karşılaşmaktayız. Kadın cinayetleri, tecavüzler, düşüncelerinden, kimliklerinden ve tercihlerinden dolayı işlenen cinayetler, denizleri katleden anlayışın ürünü günümüz idamlarıdır.

Denizler 8 Mart’ta alana çıkan kadınların isyanında, Newroz meydanlarındaki özgürlük haykırışında, 1 Mayıs’ta meydanlara dökülen yüzbinlerin sıkı yumruklarındadır. Denizler grev ve işçi direnişlerinde, köylü mitinglerinde, Gezi’de milyonların yüreğinde, öğrenci eylemlerinde, akademisyenlerin zulme karşı direnişinde ve Van’da siyasi iradenin gaspına karşı sokağa çıkan halkın arasındadır.

 Denizler halktır ve onları kimse halktan koparamaz.

Dünya ve Türkiye pandemi, ekonomik kriz ve emperyalist savaş kıskacına girerken kapitalizm, halklara daha fazla acı reçete, daha fazla kan ve gözyaşını reva görüyor. Emperyalizm tüm gerici değerleri göreve çağırırken, bizler dünyanın işçileri, emekçileri ve ezilen halkları olarak tüm devrimci değerleri yeniden kuşanmak zorundayız. Devrimci tarihimizin kilometre taşlarından olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, bu mücadelede her daim bize güç verecektir. Gün, emperyalizme ve tek adam yönetimine karşı birleşik emek cephesini ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlama günüdür. Gün, restorasyoncu hayallere kapılmadan, halkın gerçek egemenliğine dayanan demokratik bir anayasa ve kurucu bir meclis için devrimci demokratik mücadeleyi yükseltme günüdür. Gün, ekonomik krizi halkın sırtına vurup, halkın ekmeğini her gün küçülten, adalet terazisini tamamen bozan en temel hakları gasp edip kendisi ve çevresi sarayda lüks ve şatafat içinde yaşayanlardan hesap sorma günüdür.

"Gün, ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorununun çözülmesini sağlamak, insanların ana dillerinde kendilerini ifade etmelerini sağlamak ve hiç kimseyi ötekileştirmeden birlikte mücadele cephesini geliştirmek için bir fırsat sunmaktadır."

6 Mayıs katliamını unutmadık, unutmayacağız! Mücadelemiz Gelibolu’dan tüm Türkiye'ye yayılacak bir kurtuluş mücadelesidir. Deniz, Yusuf, Hüseyin: Sürüyor, sürecek mücadelemiz!

Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!

Anma programımızı darağaçlarında faşist namluların ucunda işkencehanelerde hayatını kaybeden tüm devrimcileri saygıyla anarak bitiriyoruz. Katılan tüm emek ve demokrasi teşekkürlerimizi sunuyor, son olarak da sizi ölüme giderken bile devrim inançlarından vazgeçmeyen 3 kahramanın son sözleriyle baş başa bırakıyoruz.

Gelibolu Emek Dayanışma Platformu