Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, hakkında terör örgütü propagandası suçlamasıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı vermiş olmasına rağmen yeniden ceza talebiyle yargılanıyor.

Evrensel'den Nisa Sude Demirel'in haberine göre, Yılmaz 7 sene önce görev yaptığı yerde sosyal medya hesabından Sezgin Tanrıkulu, Fehmi Taş, Roboskî ve Diyarbakır Newroz’undan fotoğraflar paylaştığı gerekçesiyle CİMER’e şikayet edildi. Terör örgütü propagandası yapmak iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Yılmaz’ın dosyasında iki defa savcı değişti. İlk savcı Yılmaz hakkında ceza talep ederken ikinci savcı beraat istedi. Ancak mahkeme Yılmaz’ın 15 ay ceza alması yönünde karar verdi, hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Anayasa Mahkemesi 23 Ağustos’ta bine yakın dosya hakkında hak ihlali kararı verdi, arasında Yılmaz’ın dosyası vardı. Yılmaz’ın dosyası yeniden yargılamanın yürütülmesi için 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Ancak AYM’nin hak ihlali kararına rağmen savcılık ceza istedi, öncesinde dosyada iki örgüt ismi yer alırken bir örgüt daha ekledi. Yılmaz, deprem sonrasında Kızılay’ın çadırları satmasının ardından yapılan eylemden aldığı cezada da hükmün açıklanması geri bırakıldığından bu dosyada ceza alması durumunda hapis yatacak. Savcıların kendi arasındaki çelişkisine, AYM kararının görmezden gelinmesine Yılmaz; “Dosya farklı ülkede, farklı kanunlarla mı görülüyor?” diye tepki gösteriyor.

Yılmaz’ın sosyal medya hesabından 2015’te sokağa çıkma yasakları döneminde Cizre, Sur, Nusaybin gibi yerlerde yaşanan çocuk ve sivil ölümleri, insan hakları ihlalleriyle ilgili çeşitli haber ve yorumları paylaştığını aktaran Yılmaz’ın Avukatı Yıldız İmrek, “Yargılama sonunda savcılık beraat mütalaası verdiği halde, mahkeme tarafından beklenmedik bir şekilde terör propagandası olarak bilinen meşhur TMK 7/2 maddesiyle mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmişti” dedi.

Ardından ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapıldığını anlatan İmrek, AYM’nin pek çok başvuruyu birleştirerek HAGB kararının yeterli bir koruma teşkil etmediğini, bu ceza hükümleri ile başvurucuların ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdiğini ifade etti.

İmrek, 13 Ağır Ceza Mahkemesinin işlemlerinin hukuken hatalı olduğunu şöyle anlattı: “Prosedür olarak AYM ihlal kararıyla birlikte, ihlalin giderilmesi için kararını ilgili mahkemelerine gönderiyor. Mahkemelerin de bu durumlarda dosyayı yeniden ele alarak -mümkünse duruşma açmadan- ivedilikle ihlalin giderilmesiyle ilgili yeniden yargılama yaparak karar vermesi gerekiyor. Duruşma açıldı ve Savcılık da tekrar ceza verilmesini talep etti, gelecek duruşma karar verilecek. Henüz kararın ne olacağı belli değil, halen ihlal kararının gereği gibi beraat kararı verilmesi ihtimali ve imkanı var.”