HABER: FATOŞ ERDOĞAN

Avukatlar, 119'ncu Adalet Nöbeti'ni tutuklu meslektaşları ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan için tuttu. 7-11 Kasım tarihlerinde görülecek ÇHD davası karar duruşmasına çağrı yaptılar.

Açıklamaya mesaj gönderen tutuklu avukat Selçuk Kozağaçlı, açıklamasında iki horozun anlatıldığı şiirden alıntılarak yaparak, "birlikte direnme" çağrısı yaptı.

Kozağaçlı'nın mesajı şöyle:

"Sizi, 7-11 Kasım 2022 tarihleri arasında – adı şimdilerde “Marmara” olmuş – Silivri Hapishane Kampüsünün duruşma salonunda gerçekleştirilecek “karar” duruşmasına çağırmak için birbirinden harika iki Horoz şiiri seçtim.  Garip bulmayın. Bu güzel hayvan gecenin gündüze dönüşün tanıdık habercisi ve en ünlü çığırtkanıdır.

İlk şiir, Dominik Cumhuriyeti’nden 1949 doğumlu Rei Berroa’nın Tanyerinin Horozu.

“Onu gelecek fazlasından tutukladılar

Alımlı ibiğinin öfkesi yüzünden

Zırhı nedeniyle kemikten gagasının

Pütürlü ve kaba ayakları yüzünden

Alkışı nedeniyle suskun halkın

Onu şarkısıyla yayıyor diye yakaladılar

gecenin boşluğunun bittiğini

ve ağırbaşlı bir çığlığın ışığının dinç ve canlı görüntüleri sabahın tenine akıttığının

Onu mutluluk fazlasından tutukladılar

İnsanı kendi boyutlarına uzatmaktan

Yeni köprüler geçmekten her adımda

Ve yosun bağlamış yolun üzerinde gitarıyla toz bulutları kaldırdığından (...)”

Buraya almadığım son kıtada, Berroa’ın horozunu biraz hırpalayıp serbest bırakırlar. Belki daha güzel günlerde orayı da okuruz. 

Sabah çok yakın da olsa biz henüz gecenin geç saatlerinde olduğumuzdan ikinci şiir Ebrumuzdan.

“Beni kur zamanı gelince uyanayım

Başını kesiyorlar burada yeşil tüylerini kabarta kabarta çağrı yapan horozun

Oysa dünya dönmektedir sırtını

“Biraz da burayı ısıt” der gibi Ariyen ülkesinden gelen güneşe”

Kozağaçlı'nın mesajı şu ifadelerle sürdü:

"Mahkeme bir karar verecek. Önemli olan onların hükmünden çok sizin bizim hakkımızda ne düşündüğünüz. Bizi tanıyorsanız, yoksulların ve direnenlerin avukatlarıyla dayanışmak için gelin. Yok tanışmıyorsak, avukatlığın, bu güzel mesleğin adaletsizliğe, zorbalığa, komploya teslim olmayacağına tanıklık etmek için gelmeye değer.  Birlikte direnelim ki artık zamanı gelsin ve güneş biraz da bu ülkeyi ısıtsın. Asla yılmayacağız, asla vazgeçmeyeceğiz. Duruşmada görüşmek umuduyla herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Biz kazanacağız!"

"BU İSİMLER BOŞUNA SEÇİLMEDİ"

Basın açıklamasında konuşan avukat Fatma Hoşgör Tekeşin, Adalet Nöbeti'nin her hafta bir hukuksuzluğa dikkat çektiklerini belirtti ve şunları söyledi:

"Bu hukuksuzluklar bize gösterdi ki gerçekler görünmez eller tarafından değiştirilmek isteniyor; Aydın Engin'den FETÖ'cü, Osman Kavala'dan silahlı terör örgütü lideri, Can Atalay'dan vandal, Mücella Yapıcı’dan suçlu, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan'dan örgüt üyesi yaratmaya çalışıyorlar. Bu isimler boşuna seçilmedi, farkındayız. Bu iddialara inandırırlarsa her şeye inandırabilirler bizim üzerimizde bunu test ettiler, bunu kabul etmiyoruz. Bizim gezi anılarımızı silip kendi gezi anılarını yaratmaya çalıştılar biz bunu da kabul etmiyoruz. Biz hafızamıza sahip çıkmak için de Adalet Nöbeti'ne devam ediyoruz."

KORONEL: HUKUK GAREBETİ OLARAK TARİHE GEÇECEK

Basın açıklamasında konuşan önceki dönem Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel, "Ülkemiz hukuk tarihine 'hukuk garebeti' olarak tarihe geçecek ÇHD davası için bugün buradayız. Meslektaşlarımız bu davada beraat ve tahliye edilmişti; 8 saat sonra ne olduysa aynı mahkeme heyeti tarafından tutuklandı. 5 yılı geçkin süredir meslektaşlarımız tutuklu. Bu adaletsizliğe biran önce son verilmeli" dedi. Koranel, konuşmasını 7 Kasım'da başlayacak olan duruşmaya tüm meslektaşlarını davet ederek bitirdi.

Açıklamada söz alan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut ise şöyle konuştu:

"Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik için, azami tutukluluk süresinin çoktan geride bırakıldığı bu yargılamada, meslektaşlarımıza bugün sahte delil üretmekten hüküm giymiş kimisi hapishanede kimisi firari FETÖ polisleri ve savcılarının hazırladığı iddianame ile ceza verilmek isteniyor. Sahte delilleri tartışmak istiyoruz, tartıştırılmıyor. Tanıkları sorgulamak istiyoruz, sorgulattırılmıyor. Raporlara itiraz ediyor, bilimsel açıklamalar istiyoruz. Cevap alamıyoruz. Bu koşullar altında karar verilmek istenen, “ne olursa olsun bu avukatlığı mahkum edin” diyen zihniyete karşı, avukatlığı yani kendimizi savunmak için hepinizi Silivri’ye bekliyoruz."