Hüda Kaya’nın sekiz aydır tutuklu bulunduğu 2. Kobani Davası’nın ilk duruşması saat: 10.00’da Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye başlandı.
Duruşmaya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, eski HDP milletvekili Kemal Bülbül, HDP Eş Başkanı Cahit Kırkazak, Demokratik İslam Kongresi üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.
Duruşmaya geçilmeden önce bir basın açıklaması yapan Tülay Hatimoğulları, Kobani davasının ilk etabında Demirtaş ve Yüksekdağ’a verilen cezaları hatırlattı.
Kobani Davası’nın bir kumpas davası olduğunu belirten Tülay Hatimoğulları “Ceza alan hiçbir arkadaşımız isnat edilen suçlardan ceza almış değildir. 37 kişinin ölümünden sorumlu tutulmuşlardı. Türk kamuoyu Yasin Börü cinayeti olarak bu davayı biliyordu. Karar aşamasında arkadaşlarımız bu isnat edilen suçlamalardan ceza almadılar” dedi.
"28 ŞUBAT MANTIĞI İLE BİR KEZ DAHA YARGILANIYOR"
Hatimoğulları Hüda Kaya’nın 28 Şubat mantığı ile bir kez daha yargılandığını belirterek, bunu kabul etmediklerini söyledi.
Kobani Davası’nın “Saray’dan yazılan” iddianamelerle yürütüldüğünü ve bir “kumpas” davası olduğunu söyleyen DEM Parti Eş Başkanı, AİHM’in Demirtaş ve arkadaşlarının bırakılması taleplerini yinelediklerini söyledi.
Hüda Kaya, Fatma Kurtulan, Garo Paylan, Pero Dündar ve Serpil Kemalbay hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianame kapsamında eski milletvekillerinin 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 19 bin 680’er yıl hapis cezası isteniyor.
Beş eski milletvekili hakkında hazırlanan iddianame 28 Mayıs 2024 günü Ankara 22 Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianame mahkeme tarafından 5 Haziran 2024 günü kabul edildi. Hüda Kaya, 8 aydır Silivri Cezaevi’nde bulunuyordu.
Yeni hazırlanan bu ek iddianamede ise “halkın sokağa çıkıp terör eylemleri gerçekleştirilmesi yönünde çağrılar yapıldığı” iddiası yer alıyor.
İddianamede, olayların gerçekleştiği tarihte milletvekili olan Kaya, Kemalbay ve Paylan ile 27. dönem milletvekilleri Kurtulan ve Dündar’ın, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı suçlamalardan yargılanan 108 sanıkla 6-8 Ekim olaylarının başlatılması ve gerçekleştirilmesi konusunda fikir ve eylem birliği içerisinde oldukları belirtiliyor.
Bu yüzden de bu kişilerin “HDP Genel Merkezi tarafından açıklandığı şekilde yapılan eylem çağrıları sonucu işlenen suçlardan sorumlu olmaları gerektiği” iddia edildi.