Haber: Fatoş Erdoğan
55 baronun çağrısıyla TBB başkanı ile Yönetim Kurulu üyelerinin ve Türkiye'nin her yanından gelen avukatların katılımıyla milletvekili seçilmesine ve mazbatasını almasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden Gezi tutuklusu TİP Milletvekili Av.Can Atalay için AYM önünde basın açıklaması düzenledi.
14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay için Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olduğu 55 Baro, Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde bir araya geldi. Barolar yaptıkları açıklamada, "bugün Anayasa Mahkemesi’nin önünde basın açıklamasında bulunmamızın sebebi; Anayasa Mahkemesinin bu hak ihlallerine dur diyeceğine, meslektaşımız Can Atalay’ın bir an önce çıkacağına dair inancımızdandır. Anayasa Mahkemesi’nden beklentimiz, yerleşik haldeki Anayasa’nın 14’üncü Maddesi içtihadına uygun olarak Av. Ş. Can Atalay başvurusunu ivedilikle görüşmesi ve hak ihlaline bir son vermesidir. Seçilmiş milletvekili olan Av. Ş. Can Atalay’ın hala Silivri cezaevinde tutuklu bulunması hukuken kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği ve Adana Barosu, Bitlis Barosu, Osmaniye Barosu, Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Amasya Barosu, Ankara Barosu, Antalya Barosu, Ardahan Barosu, Artvin Barosu, Aydın Barosu, Balıkesir Barosu, Bartın Barosu, Batman Barosu, Bilecik Barosu, Bingöl Barosu, Bolu Barosu, Burdur Barosu, Bursa Barosu, Çanakkale Barosu, Çankırı Barosu, Diyarbakır Barosu, Düzce Barosu, Edirne Barosu, Eskişehir Barosu, Gaziantep Barosu, Giresun Barosu, Hatay Barosu, Hakkari Barosu, Isparta Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Kars Barosu, Kayseri Barosu, Kırklareli Barosu, Kocaeli Barosu, Kütahya Barosu, Mardin Barosu, Mersin Barosu, Muğla Barosu, Muş Barosu, Nevşehir Barosu, Sakarya Barosu, Samsun Barosu, Siirt Barosu, Sinop Barosu, Şanlıurfa Barosu, Şırnak Barosu, Tekirdağ Barosu, Tunceli Barosu, Trabzon Barosu, Van Barosu, Yalova Barosu, Ordu Barosu, Zonguldak Barosu'ndan oluşan 55 Baronun imzacı olduğu çağrıya TİP Milletvekili seçilmesine ve mazbatasını almasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden Gezi tutuklusu Av. Can Atalay için AYM önünde bir araya geldi. Baroların açıklamasına çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasetçi de destek verdi
55 Baro adına ortak basın metnini Hatay Baro Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın okudu.
Açıklamada, "14 Mayıs 2023'de yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde Hatay Milletvekili seçilen ve halen Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan meslektaşımız Şerafettin Can Atalay, seçim sonuçlarının kesinleşmesine ve yargılama sürecinde avukatları tarafından defalarca başvuru yapılmasına rağmen tahliye edilmemiştir.
Av. Ş. Can Atalay’ın tahliye talebi bugün Anayasa Mahkemesi’nin önündedir.
Av. Ş. Can Atalay, birçok toplumsal davada, Soma Ermenek ve Hendek iş cinayetlerinde yaşamını yitiren maden işçilerinin, Aladağ’da tarikat yurdunda çıkan yangında ölen kız evlatlarımızın, Çorlu’da, yetkililerin ve sorumluların ihmali neticesinde meydana gelen tren kazasında yitirdiğimiz yurttaşlarımızın ailelerinin avukatlığını üstlenmiş, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve sorumluların cezalandırılması için mesleğini onurla ifa etmiş ve edecek olan bir meslektaşımızdır.
Bugün, Av. Ş. Can Atalay’ın tahliyesini talep ederken, hakkında mahkûmiyet kararı verilen yargılama sürecinde yaşanılan hukuksuzlukları da hatırlamamız gerekiyor.
Yapılan ilk yargılamada, meslektaşımızın da aralarında bulunduğu tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmişti. Beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dağıtılıp yeni bir heyet oluşturuldu.
Birden fazla hak ihlali tespit eden ve bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin emsal nitelikteki kararı tanınmadı. > Fatoş Erdoğan: Oluşturulan yeni mahkeme heyeti, FETÖ üyesi iddiasıyla hakkında yakalama kararı bulunan bir savcı tarafından yürütülen soruşturmada toplanan yasa dışı delillere itibar ederek ceza kararlarına hükmetmişti.
Mahkûmiyet kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yerinde bulundu ve dosya halen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde temyiz aşamasındadır.
Meslektaşımız Av. Şerafettin Can Atalay, 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde Hatay Milletvekili olarak seçilmiş ve mazbatasını almıştır. Halen tutuklu bulunan Av. Ş. Can Atalay’ın yasama dokunulmazlığı nedeni ile derhal tahliye edilmesi gerekirken; tahliye talebi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından reddedilmiştir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin ret gerekçesinden Anayasa Mahkemesi kararlarını esas alarak hüküm kurmadığı anlaşılmaktadır. Oysa Anayasa Mahkemesinin birçok kararında vurguladığı gibi, “Anayasa maddelerinin nihai yorum yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir.” Anayasa Mahkemesi de, 2021 yılında (Ömer Faruk Gergerlioğlu [GK], B. No: 2019/10634, 1/7/2021) ve 2022 yılında (Leyla Güven [GK], B. No: 2018/26689, 7/4/2022) verdiği iki farklı kararda “Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar” ibaresinin kapsamına hangi suçların girdiği konusunda belirlilik ve öngörülebilirlik bulunmadığı sonucuna ulaşmış ve bu temelde sürdürülen tutukluluk tedbirlerinin Anayasa’ya aykırı olduğunu tespit etmiştir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM içtihadına aykırı olarak verdiği hak ihlali niteliğindeki Av. Ş. Can Atalay kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne adil yargılanma hakkının, seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile tedbir istemli bireysel başvuruda bulunulması nedeni ile bugün buradayız.
Bugün Anayasa Mahkemesi’nin önünde basın açıklamasında bulunmamızın sebebi; Anayasa Mahkemesinin bu hak ihlallerine dur diyeceğine, meslektaşımız Can Atalay’ın bir an önce çıkacağına dair inancımızdandır.
Seçimler ve siyasi haklar Anayasa’nın 2. maddesinde ifadesini bulan demokratik devletin vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi haklar, seçimlerde oy kullanma, aday olma ve seçilme haklarının yanında siyasi faaliyette bulunma hakkını da kapsar. Anayasa Mahkemesinin 2013 tarihli Mustafa A. Balbay başvurusuna ilişkin kararında da (Başvuru Numarası: 2012/1272) ifade edildiği üzere “Seçilme hakkı sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda seçildikten sonra milletvekili olarak parlamentoda bulunma hakkını da ihtiva etmektedir. Bu da hiç kuşkusuz, kişinin seçildikten sonra milletvekili sıfatıyla temsil yetkisini fiilen kullanabilmesini gerektirir. Bu bağlamda, seçilmiş milletvekilinin yasama faaliyetine katılmasına yönelik müdahale, sadece onun seçilme hakkına değil, aynı zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkına da yönelik bir müdahale teşkil edebilir.”
Anayasa’nın 83. maddesine göre “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” Bu dokunulmazlığın amacı yasama organı üyelerini, görevlerini tam olarak yerine getirmelerini engelleyecek gereksiz suçlamalardan korumaktır. (AYM, E. 1997/73, K. 1997/73, K.T: 30.12.1997)
Her ne kadar, Anayasa’nın 14. maddesinde belirtilen durumlar dokuulmazlık kapsamı dışında tutulmuşsa da Anayasa Mahkemesi’nin Gergerlioğlu, Güven, Berberoğlu kararlarında altı çizildiği üzere ‘Bir milletvekili hakkında seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olsa dahi hakkındaki suç isnadı anayasanın 14. maddesinde durumlar kapsamındadır denilerek yargılamaya devam edilemez, tutuklanamaz. Anayasa'nın 14. maddesindeki durumların kapsamına hangi suçların girip girmediği belirsizdir. Ve bu belirsizlik yargı organları tarafından giderilemez.'
Anayasa Mahkemesi'nin geçmiş tarihli bu kararlarına karşın Atalay'ın tutukluluğunu devam ettiren Yargıtay 3.Ceza Dairesi kararı açık bir Anayasa ihlalidir. > Fatoş Erdoğan: Bir hukuk devletinde yargı makamları dahil olmak üzere herhangi bir kurum veya kişi beğenmediği ya da uygun görmediği bir yasa hükmünü yanlış bulduğunu söyleyebilir fakat hukuk devletinde mahkeme kararlarına uymama söz konusu olamaz.
AİHM içtihatları doğrultusunda meslektaşımızın tahliye edilerek seçmenlerinin iradesine uygun şekilde yasama görevine bir an önce başlaması demokratik hukuk devletinin bir gereğidir. Av. Ş. Can Atalay, seçilmiş milletvekili olarak halen Silivri cezaevinde tutuklu bulunması hukukun açıkça çiğnendiğinin bir kanıtıdır.
Anayasa Mahkemesi’nden beklentimiz, yerleşik haldeki Anayasa’nın 14’üncü Maddesi içtihadına uygun olarak Av. Ş. Can Atalay başvurusunu ivedilikle görüşmesi ve hak ihlaline bir son vermesidir.
Seçilmiş milletvekili olan Av. Ş. Can Atalay’ın hala Silivri cezaevinde tutuklu bulunması hukuken kabul edilemez.
Av. Ş. Can Atalay’ın görevi depremde ağır hasar gören Hatay’ın mücadeleci bir milletvekili olarak Hatay’ın yaralarını sarmak için yasama faaliyeti olup görev yeri de TBMM’dir. Başta Hatay Barosu olmak üzere tüm Barolar ve meslektaşları olarak Av. Ş. Can Atalay’ın görevi başına dönmesi için yorulmaksızın Anayasa Mahkemesi önündeki başvurunun takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuyla saygıyla paylaşırız." ifadeleri kullanıldı.