"Hukuk Baskı Aracı Olarak Kullanılıyor"

Açıklamada, farklı düşüncelere sahip kişi ve kurumların, terör suçlamalarıyla susturulmaya çalışıldığı ifade edilerek, "Bu yöntemler, baskı ve zor kullanmadan yönetme kabiliyetini yitirmiş despot bir yönetimin çaresizliğinin göstergesidir" denildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“İSTANBUL BAROSU YALNIZ DEĞİLDİR!”

Suriye’de öldürülen iki gazeteci ile ilgili olarak sosyal medya hesabından yapılan açıklama nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu hakkında terör örgütü propagandası yapmak ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlarından soruşturma başlatılması hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğünün açık ihlalidir.

Hukuku baskı ve sindirme aracı olarak kullananlar, farklı düşüncesi ve sözü olan kurumları ve kişileri terör suçlamalarıyla susturmaya, sindirmeye çalışmakta, bu yolda kendilerine her gün yeni bir hedef aramaktadırlar.

Bu yöntemler baskı ve zor kullanmadan yönetme kabiliyetini yitirmiş despot bir yönetimin iktidarını koruma çaresizliğinin göstergesi olarak değerlendirilmelidir.

İstanbul Barosu Avukatlık Kanunu’nun kendisine verdiği sorumluluk ve yetki ile demokratik hakkını kullanarak görevini yapmıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullananlara karşı suç duyuruları ve soruşturmalar yoluyla uygulanan baskıları kabul etmediğimizi bir kez daha yineleyerek söz konusu İstanbul Barosu açıklamasını İzmir Barosu olarak imzalıyoruz.

Eğer uluslararası hukuk ve Avukatlık Kanunu kapsamında görev yapmak suçsa bizi de yargılayın! 

İstanbul Barosunun yanındayız!

Biliyor ve inanıyoruz ki bu karanlık elbet dağılacak, bu ülke çok yakında aydınlığa uyanacaktır.

Izmir Barosu1