Haber: Sabri Kırdar
Şükran İçöz “Ülkemizde yaşanan adaletsizliğin boyutları ve çeşitleri o kadar çoğaldı ki artık yaşadığımız yönetememe krizi sonucunda yurttaşlarımız canından oluyor.
Bolu da 36'sı çocuk 78 yurttaşımız ailece tatil yaptıkları otelde yanarak, boğularak, pencerelerden atlayarak yaşamını yitirdi.
Çok üzüldük, ölümlere sebep olanlar yargılansın, yönetemeyenler istifa etsin dedik, ama sadece ölenlere baş sağlığı, yaralılara acil şifa dileyen sözler duyduk. Bir süre sonra unutulacağı düşünülen insan eliyle oluşturulan büyük bir cinayete tanıklık ettik.
78 insanımızın acısını unutturmamak, bu cinayetin faillerini ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesi, kenara çekilmelerini istemek için bu Çarşamba ve her Çarşamba vergide gelir de adalet, baskıcı eziyet yönetmeliğine karşı durmayı birleştirdik, topyekûn adalet demeye başladık” dedi.
Gelirde ve vergide adalet taleplerimizi bir yıl oldu ASM önlerinde hastanelerde Vergi Daireleri önlerinde söylerken buna kayıtsız kalan hükümetin Londra’da küresel sermayenin temsilcilerinden nasıl övgü aldığını basından öğrendik diyen Şükran İçöz açıklamasının devamında şunları belirtti;
Sözcü yazarı Erdal Sağlam’ın yazdıklarına göre: ‘Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da yatırımcılarla çok sayıda toplantı yapıp, fon yöneticileri ve bankacılarla görüşürken toplantılara katılan bir bankacı, düşük yılbaşı zamlarına Cumhurbaşkanını ikna etmesi nedeniyle Şimşek’e güvenin yurt dışında arttığını, kimsenin artık “Bakan görevden alınır mı?” sorusunu yöneltmediğini aktarmış.
Çalışanlardan kesilen yüksek oranda vergilerle, halkın kazancından bağımsız, adaletsiz ve eşit olmayan yüksek dolaylı vergilerle oluşturulan geliri, şirketlere/fonlara dünyanın en yüksek faizini veren, geri kalan gelirle kamuda şatafata harcayan, halkı fakirleştiren hükümete halkın güveni kalmamışken, küresel sermaye temsilcilerine güven vermeyi tercih edenlere söylenecek söz: Yeter artık gidin diyoruz.
Sağlık Bakan Dr. Kemal Memişoğlu basına verdiği demeçte: "Sigara, bağımlılık, kötü beslenme hareketsizlik gibi sağlığımızı engelleyen unsurları dışlamak ve hastalanmadan sağlığımızı korumak için de aile hekimliklerini ön planda tutmaya çalışıyoruz. İzmir'de aile hekimlikleri yapıyoruz. Birçok inşaatımız var. Onlara kurumsal kimlik kazandıracağız.’ derken kendisine soruyoruz:
Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgularken, giderek artan aşı tereddütleri için adım atmazken, Aile Sağlığı Merkezlerini(ASM) fitoterapi merkezlerine dönüştürmeyi nasıl açıklıyorsunuz?
Hatay, Adıyaman ve Maraş’ta deprem sonrasında yıkılan Aile Sağlığı Merkezlerini yeniden yapmazken, ASM sağlık çalışanlarını konteynerde sağlıksız koşullarda hizmet vermeye zorlarken İzmir’de ASM yapıyoruz diyerek sağlık çalışanlarının gördüğü yaşadığı gerçekleri örtmeye çalışmak size inandırıcı geliyor mu?
Deprem sonrası zor koşullarda çalışan ASM sağlık çalışanlarının istifa etmek zorunda kalmasına bile ses çıkarmayan, Eziyet Yönetmeliğini dayatan Sağlık Bakanı istifa etmelidir.
Sağlık bakanlığının, sağlık çalışanlarının görüş ve önerilerini dikkate almadan dayattığı Eziyet Yönetmeliğine göre Hastalık Yönetim Platformu (HYP) denilen, sayısal verilerin toplanması, performans ve iş güvencesi ölçeğine endekslenmesi sağlık sistemini tehdit edecek hale getirdi. Havuç/sopa yöntemiyle dayatılan HYP nin yapay zekâ üzerinden HYP botu oluşturup verilerin toplanması paylaşımları sağlık sisteminde çöküşün bir sembolü haline gelmiştir.
Taleplerimiz açık ve bir kez daha yineliyoruz:
Kamu olanaklarıyla donatılan, depremlerde yıkılmayan herkesin rahat ulaşabildiği ve rahat hizmet alabildiği ASM binaları istiyoruz.
Yeterli insan gücüyle koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen toplumun her kesimine tamamen ücretsiz birinci basamak sağlık hizmeti vermek istiyoruz.
Aşılamanın önündeki engellerden olan aşı tereddütlerine karşı sağlık çalışanının ve toplum sağlığının yanında olacak yasal düzenlemeler, yeterli aşı temin eden Sağlık Bakanlığı istiyoruz.
Sağlık çalışanlarına güvenli, şiddet görmediği çalışma koşulları, güvenceli iş, performans sopası olmadan yüksek vergi kesintilerinin yapılmadığı insanca yaşayabileceği, emekliliğine de yansıyacak ücret istiyoruz.
Bugün 29 Ocak 2025 Çarşamba. 45 haftadır eylemdeyiz. Vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalması ve kesinti oranının en fazla %15 ile sınırlanması ve Aile Hekimliği Eziyet Yönetmeliği iptal edilip ilan ettiğimiz talebimiz karşılanması, başta Bolu da yitirdiğimiz 78 canın ve Çorlu’nun, İliç’in, Soma’nın hesabının verilmesi adaletin sağlanması için her ÇARŞAMBA eylemlerimizi sürdüreceğiz.