Haziran ayında faaliyete geçen Adana Söğütlü’de bulunan 117 dönüm üzerine kurulu Hayvan Bakımevi 116 personeliyle birlikte bünyesinde bulunan 2 bin 500’ü aşkın sokak hayvanına ve gezici araçlarıyla tüm il geneline hizmet veriyor. Türkiye’nin en modern barınağı mottosuyla duyurulan bakımevini gezdim, teçhizat, işleyiş ve personel eksikliği iddialarını Bakımevi Müdürü Ramazan Özdemir’e sordum, yerinde gördüm ve dinledim. İşte yeni bakımevinden ilk izlenimler…

Gazetecilik mesleği, etik değerlerin en üst seviyede tutulmasını gerekli kılan bir meslek. Şayet eğer mesleğinize olan sadakatiniz ve sevginiz tamsa mesleğin gerekli kıldığı etik değerleri de öncelikli gözetmeyi bir sorumluluk biliyorsunuz. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde yaptığım Pozantı Kısırlaştırma Merkezi’nin aciliyetiyle ilgili haberde Türkiye’nin en modern barınağını olarak ifade edilen Adana Büyükşehir Belediyesi Söğütlü Sokak Hayvanları Bakımevine yönelik cihaz, personel ve işleyiş konusunda eksiklikler gibi birtakım iddialar vardı. Bu iddiaları muhataplarına sormak, bakımevini bir de kendim görmek üzere ziyaret ettim. Bakımevi Müdürü Veteriner Hekim Ramazan Özdemir ile görüştüm. Öncelikle şunları söylemeliyim. Türkiye’de barınak meselesi kanayan bir yara ve aslında barınakların içler acısı durumu da sadece bir sonuç. Peki neyin sonucu? Elbette ki ortak evimiz olan bu dünyada birlikte yaşamamızın elzem olduğu dostlarımıza olan yanlış bakışın, zihniyetin sonucu. Aslında bu zihniyete karşı farkındalık arttı bir süredir, hatta yanlış olan bu tutumun değiştirilmesine yönelik birtakım kararlar da alınmaya çalışılıyor. Mesela "Hayvanları Koruma Kanunu"nun isminin "Hayvan Hakları Kanunu" olarak değiştirilmesinin öngörüldüğü yasa çalışması gündemde. İvedi olarak bu yasanın çıkmasını istiyoruz çünkü bu yasanın can alıcı noktası hayvanların, "eşya, mal" değil, "canlı" olarak tanımlanacak olması. Böylece artık hayvanlara karşı işlenen suçların Türk Ceza Yasası'na (TCK) göre cezalandırılmasının yolunun açılacak. Yani olması gereken yine olması gerektiği gibi gerçekleşecek, hak yerini bulacak, hayvanlara karşı işlenen suçlar cezasız kalmayacak. En azından öyle olmasını umuyoruz, keza özeleştiri getirmek gerekirse yasada iyi uygulamada zayıf bir karne var bu konuda.

NELER GÖRDÜM?

Gelelim Adana Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’nin en moderni ifadesiyle duyurduğu Söğütlü’de konumlanan 117 dönümlük Sokak Hayvanları Bakımevi’ne. Öncelikle barınak denmemesi güzel bir karar olmuş, nihayetinde herkesin aklındaki barınak tablosu üç aşağı beş yukarı aynı. Bakımevi ifadesi daha olumlu bir izlenim veriyor ve işleyiş de bunu size hissettiriyor. Henüz pandemi nedeniyle resmi bir açılış yapılmadığından detaylı çekimler yapamasam da tüm bakımevini ameliyathanelerine kadar gezdim, gördüm. Bakımevi Müdürü Ramazan Özdemir’e cihaz, personel yetersizliği ve işleyişte sorunlar olduğuna yönelik iddiaları sordum. Gördüğümü ve dinlediklerimi aktarıyorum: Öncelikle şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki her yer pırıl pırıl, temizlik konusunda oldukça dikkatli bir ekip var. Ameliyathaneler yoğun şekilde işliyor, besleme, rutin kontroller, cihazlar, veteriner hekim kadrosu, fiziki koşullar yerinde. Türkiye koşullarında gezdiğim en umut vadeden bakımevi olmuş diyebilirim. Umut vadeden diyorum çünkü önemli olan bakımevinin şu anki koşullarının sürdürülebilir olması, mevcut ekip bunu başarmış diyebilirim. Diğer yandan evet Adana’nın ilçelerine mevcut araçlar yetişemiyor bu bir sorun ve iyileştirilmeli ama nihayetinde kalıcı çözüm ilçe belediyelerinin de elini taşın altına koymasında yatıyor. Fakat mevcut barınakları gördükten sonra burası gerçekten mutlu etti diyebilirim. Bakımevi Sorumlu Vet. Hek. Serdar bey ve müdür Ramazan beyin bu hususta kurdukları ekiple gerçekten büyük emekler verdikleri aşikar bunu da söylemeden geçemeyeceğim.

BAKIMEVİNDE NE VAR NE YOK?

Şu an burada eksik herhangi bir ekipman veya personel ihtiyacının bulunup bulunmadığını sorduğumda Ramazan Özdemir bu konuda şunları aktarıyor: “Serdar hocam 25 yıllık en eski veteriner hekimimiz. İlk günden beri buradaki şartların çok daha iyi olası için çabalıyoruz kendisiyle. Burada şu an herhangi bir eksiğimiz yok. Misafir dostlarımız soğukta üşümesinler diye ısıtıcılarımız da mevcut burada.  Sokaktaki köpekler sağlıklıyken üşümezler ama hasta olunca biz nasıl üşüyorsak onlar da öyle üşürler. Sağlıklı köpeklerin olduğu yerde ısıtıcı yok. Kediler ev ortamında yaşayan hayvanlar olduğu için onlarda ısıtıcı var. Şu an 150 kadar kedi tedavi altında burada. 200’e yakın da köpek var. Toplamda 2 bine yakın köpek 500 üzerinde kedi var. Şu an az ama bahar döneminde ciddi anlamda artıyor.”

PERSONEL VE ARAÇ YETERLİ Mİ?

“14 veteriner hekim, 10 veteriner sağlık teknikeri yani hemşire, 60 bakıcı, 13 şoför, kayıt elemanımızla birlikte toplamda 116 personel burada hizmet veriyor. Mevcut koşullarda yeterli bir personel kapasitemiz var. 4 aracımız var 2’si toplama yapmak için 2’si de yaralılara müdahale için. Seyhan ve Çukurova’ya 1 araç, Sarıçam ve Yüreğir tarafına bir araç bakıyor. Evet yetmiyor ama şartlar bu. Tüm yerel yönetimlerin sorumluluğu bu aslında ama ilçe belediyeleri bu konuyla ilgilenmediği için biz de tüm aramalara yetişemeyebiliyoruz. Mesela 112’nin sorumlu hekimiyle görüşmüştüm, şikayete yakın hangi hastane varsa oradan ambulans gönderiliyor onlar, aslında sistem bu olmalı ama biz Adana’nın geneline buradan araç gönderiyoruz Akşam belli bir mesafenin üzerine gidemiyoruz. Güney mahallelerde sıkıntı olabiliyor bazen. Münferit örnek bu ama buradan Tufanbeyli 200 km neredeyse 4 saat, oradaki veterinerin müdahale etmesi gerekir basit yaralanmalara. Bazen de gidiyorsunuz bir şikayet olduğunda, şikayetin aslı astarı yok. Gürselpaşa’da yaralı kedi ihbarı geldi. Gidildi ama yaralı kedi değillermiş site sakinleri oradaki kedileri toplatmak istiyormuş o nedenle yapılmış ihbar. 112’de de benzer ihbarlar oluyor. Yalan ihbarlar yüzünden ihtiyacı olan kişilere erişmek zorlaşıyor.”

BAKIM, HİJYEN, FİZİKİ ŞARTLAR YERİNDE Mİ?

“Her hayvanın günlük rutin bakım kartları var arkadaşlarımız gelip kontrollerini yapıp kartlara sağlık durumlarını işliyorlar. Üşümesinler diye etraflarına çevrili brandalar düzenli olarak açılıp temiz hava gelmesi için havalandırılıyor. Evinde köpek besleyen insanlar bile buradaki bu temizliği sağlayamazlar, temizlik konusunda çok titiz davranıyoruz. Adana’nın tüm ilçelerine gidiyoruz ameliyatlarını yapıyoruz ama diyorlar ki “bizim istediğimiz an gelin, 3 veteriner yollayın” böyle bir şey yok. Gidip yerlerini bile biz yapıyoruz ve diyoruz ki hayvanları toplayın biz de ekipleri yollayıp tedavilerini yaptıralım. Onların mamalarını da biz karşılıyoruz. Ama hala tutumları olumsuz oluyor.”

TEDAVİ PROTOKOLÜ NASIL İLERLİYOR?

“Hayvanlar burada 25 gün kadar kalıyor, tedavi oluyorlar. 10 gün kuduz hastalığını takip ediyoruz. Ameliyat varsa sonrasında da bir hafta antibiyotik uyguluyoruz ve tedavi sonrası iyileşme, vücut direncini sağlama süresi derken köpek bize geldikten ortalama 25 gün sonra alındığı yere bırakıyor. Burada hayvanlara bir takip numarası veriyoruz, boyunlarında bir numara oluyor. Tedavi sürecini takip eden kişilere böylelikle güvenle ve şeffaf şekilde bilgi verebiliyoruz.

YASA VAR PEKİ YA UYGULAMA?

Burayı eleştirenlerin amaçları farklıdır, bir dedikleri şey olmamıştır kişisel durumundan dolayı eleştiriyordur. Ama gezdiniz görüyorsunuz burası oldukça iyi durumda. İlçe belediyeleri her şeyi büyükşehir yapsın istiyor. Ama onların da elini taşın altına koyması lazım. 5199 sayılı kanun var sonuçta, yaptırımları da var ama uygulama konusunda sıkıntılar var.”

 SOKAK HAYVANLARINA YÖNELİK SORUNLAR NASIL AŞILIR?

“Sokak hayvanlarına yönelik sorunları aşmanın en önemli koşulu kısırlaştırmadır. Çünkü bir çift köpekten 5 yılda 67 bin, kediden ise 8 yılda 2 milyonun üzerinde yavru oluyor. Mücadele edemezsiniz. Kısırlaştırmak şart. İlçelere de üstelik destek oluyoruz biz ama onların da elini taşın altına koymaları gerekiyor her şeye büyükşehirin yetişmesini bekliyorlar.”

“POZANTI KISIRLAŞTIRMA MERKEZİ 10 YILLIK BİR KONU”

Ramazan Özdemir son olarak, Pozantı Kısırlaştırma Merkezi ile ilgili olarak da bir proje hazırladıklarını fakat kısırlaştırma merkezi için belediyenin yer göstermediğini söyledi. Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay’ın tarafıma resmi yazışmaları gönderdiğini, yer tahsisi için taleplerinin olduğunu ifade edince Özdemir şunları söyleyerek sözlerini tamamladı: “Gösterdikleri yer sit alanı çıktı. Belediye kendi sınırları içindeki sit alanını bilmez mi? Süreci uzatmak için 1500 metrekarelik yer gösterdiler. Bu 10 yıllık bir konu, yapacak olan bu zamana kadar yapardı, o zamandan bu yana yapmıyorlar. Zaten yer tahsisi yapıldığında tüm süreçte yine biz olacağız, ekiplerimizle gidip kısırlaştırma yapacağız yine tamamen ilçe belediyesi yapmış olmayacak zaten.” Okuduğunuz üzere size gördüklerimi ve aldığım bilgileri aynen aktardım. Diliyorum ki burada kurulan sistem sağlıklı şekilde işlemeye devam eder ve gezip gördüğümüz Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm barınaklar aynı hassasiyetle tüm canlara yuva olur, şifa olur.