Milletin her bir ferdinin huzuru için ön yargısız olarak bir araya gelen liderlerin tabanlarına da bu özveri ve umut duygusunu yayması çok önemli. Bir araya gelme ve konuşma kültürü geliştikçe Ahlatlıbel’de masaya bir tabak daha konulması, hatta bir tabak daha konulması hiç uzak bir ihtimal değil.
Ülkemiz bir süredir toplumsal bir ekonomik buhran yaşıyor. Özellikle 2021 yılının Kasım ayında yükselişe geçen döviz kuru ve alım gücünün hızla azalışı sonrası muhalefetin hamlelerini izlemiştik.
Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası ziyareti ve sonrasında yeniden ivmelenen gündem belirleme gücü muhalefetin diğer paydaşlarını da hareketlendirmişti. Şimdi ise Türkiye ismi eski Amerikan başkanlarından Eisenhower'ın torununun adından gelen ABD başkanlarının tatil, dinlenme ve inziva evi Camp David’e benzer bir ortamda gerçekleşen liderler zirvesini konuşuyor. Ahlatlıbel’in yakın tarihin en önemli siyasi anlaşmalarına, görüşmelerine ev sahipliği yapan Camp David gibi bir misyonu olacak mı hep beraber göreceğiz.
AHLATLIBEL ZİRVESİ VE GELECEK HAMLELER
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine Çankaya Belediyesi’nin Ahlatlıbel Tesisleri içerisinde bulunan ve kendisinin bir süredir özel görüşmelerini de gerçekleştirdiği tek katlı mütevazi yerleşkede altı lider bir araya geldi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı yemek öncesi verdikleri ve basına servis edilen pozlar büyük ses getirirken iktidar kanadından HDP üzerinden yakıştırmalar ve hamleler ise gecikmedi.
İktidar ve ortakları zirveyi itibarsızlaştırmaya çalışırken zirveden semboller üzerinden iletişim yapılabilecek materyaller dışında güçlü bir irade çıktığını söylemek bu aşamada zor. Ancak beş saatten fazla süren zirve sonrası yapılan açıklamada, Türkiye'nin en derin siyasi ve ekonomik krizlerden birini yaşadığına dair bir vurgu yapıldı. Açıklamada "Bu krizin en önemli sebebi kuşkusuz, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz yönetimdir" denilerek mesaj en tepeye verilmiş oldu.
Ahlatlıbel Zirvesindeki görüntüyü beğenmeyen, küçümseyen ve zayıf bulan sadece iktidar kanadı değildi kuşkusuz. Henüz elle tutulur bir çözüm önerisi olmayan çoğu muhalif kimliğini saklamayan sosyal medya ünlüleri iktidar kanadına da büyük malzeme verdi. Türkiye’nin kemikleşmeye başlayan ayrışma ve kutuplaşma ortamı her geçen gün artarken kendi konforlarından herhangi bir taviz vermeyi asla düşünmeyecek kitlelerin bu yorumları kendilerinin özgürlüklerinin teminatı da olan ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ego ve kibirden uzak bu özverisinin değerini düşürmüyor.
Her şeye karşı olmak ve umut dolmak yerine muhtemelen negatiflikleri ve umutsuzlukları ile kendi çevrelerinin tatlı belası olan bu insan tipinden ülkemizin hızla uzaklaşması gerektiği apaçık ortada.
KAÇ GÖRÜŞMEDE SONUCA ULAŞILIR?
Milletin her bir ferdinin huzuru için ön yargısız olarak bir araya gelen liderlerin tabanlarına da bu özveri ve umut duygusunu yayması çok önemli. Bir araya gelme ve konuşma kültürü geliştikçe Ahlatlıbel’de masaya bir tabak daha konulması, hatta bir tabak daha konulması hiç uzak bir ihtimal değil.
Camp David sözleşmesi sürecini tekrar hatırlayalım, 12 gün gece gündüz süren görüşmeler sonucunda ilk kez bir Arap ülkesi İsrail’i meşru olarak tanımış Jimmy Carter’ın ağabeyliğinde Mısır devlet başkanı Enver Sedat ile, İsrail başbakanı Menahem Begin 17 Eylül 1978’de anlaşmayı imzalamıştı. Tarih böyle örneklerle dolu.
Kim bilir belki seçilecek Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı’nın Çankaya Köşkü ile birlikte kullanacağı ofislerinden biri de Ahlatlıbel olur.