Aile sağlığı merkezi (ASM) hekimleri, hemşire ve ebelerinin 'Eziyet Yönetmeliği' olarak adlandırdığı, 1 Kasım 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne sağlık çalışanlarının 6 Ocak’ta başlattığı 3'üncü iş bırakma eylemi, 3'üncü gününde de devam etti. İzmir Sağlık Platformu çatısı altında Bayraklı Şehir Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık çalışanları yine Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na seslendiler. "Genel grev, genel direniş" ve "İşçi memur el ele genel greve" sloganları atan sağlıkçılar taleplerinin karşılanmaması durumunda genel greve gidecekleri sinyalini verdiler. Talepleri karşılanana kadar eylemlere devam edeceklerini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Ceyhun Özyurt, şunları söyledi:
Özyurt: “Başarıya ulaşana kadar buna devam edeceğiz”
"Kasım ayından başlayarak bu eziyet yönetmeliğine karşı durmaya çalışıyoruz. 2024’ün son iki ayında başladık Kasım ve Aralık'tan sonra Ocak ayında aynı eylemimize devam ediyoruz. Amacımız haklılığımızı, sorunun sistemde olduğunu göstermek. Sadece hekimler ve diğer sağlık çalışanlarının değil, halkın sorununu göstermek amacındayız. Bu eziyet yönetmeliğinin gündemden çıkmasını istiyoruz. Sayın Bakan görsün bizi, duysun bizi diye çok çabaladık. Ama maalesef ne gördü, ne duydu. Genel grev de dahil her şeyi yapma düşüncesindeyiz. Yeter ki şu eziyet yönetmeliğinden kurtulalım. Böyle bir eylemi başlatmak, sürdürmek, yürütmek kolay sıkıntılı bir süreç. Ama sonuçta başarıya ulaşana kadar buna devam edeceğiz.”
Karababa: “Gördüğümüz şey sürekli sistemin olumsuzluğa gidişiydi”
TTB Merkez Konseyi Üyesi Ali Osman Karababa ise Bakan Memişoğlu’nun göreve geldiğinde verdiği sözleri tutmadığını hatırlatarak, "Sağlık Bakanı bizi duyuyor, görüyor. Ama görmezden geliyor. TTB Merkez Konseyi olarak 14 Mart’a giderken ‘başka bir sağlık sistemi mümkün’ sloganıyla bir çalışma süreci başlattık. Amacımız sağlık çalışanlarının, emekliliğe yansıyan nitelikli ücret alması, sağlık emekçilerimizin emeklilik süreçlerinde kendilerini rahat yaşatacak bir ücrete sahip olmaları ve ne yazık ki emeklilerin, emekli olduğu kurumlar nedeniyle aldıkları ücretler arasında farklılıklar var. Bu farklılıkların giderilmesiyle ilgili çabalarımızı sürdüreceğiz" ifadesini kullandı.
Doğruyol: “Önümüzdeki günlerde hep birlikte yerel greve”
Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, 2002 yılından bu yana sağlık sisteminin sistematik şekilde bozulduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bu hastaneler yapılmadan önce bizim devlet hastanelerimizde, eğitim araştırma hastanelerimizde her türlü iş ve işlem yapılıyor muydu? Yapılıyordu. Neden yaptınız? Sadece birilerine para aktarmak adına yaptınız. Bundan dolayı sağlıkta dönüşüm adı altında gelen sisteminizle birlikte aile hekimlerimiz memur mudur, kamu görevi mi yapıyordur, işletme mi işletiyordur? Bunlar bile ortada yok. Biz hep birlikte olacağız ki hedefe ulaşabileceğiz. Önümüzdeki günlerde hep birlikte genel greve”
“Bunları yaparken sesimizi duyan var mı?”
Sağlık çalışanları adına ortak basın metnini ise SES 1 No’lu Eş Başkanı Hava Akcan, Hekimbirliği İzmir Şube Başkanı Dr. Bahar Sarı Narğis ve Genel Sağlık-iş yönetim kurulu Üyesi Gazi Çeliker okudu. Sağlık çalışanlarının taleplerinin dile getirildiği metinde, "Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi sorunlarla boğuşuyoruz. Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesi ise her seferinde karşımızda duruyor. Sağlık Bakanlığı, toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önemini dikkate almak yerine yeni yönetmeliklerle bizleri yok saymaya, itirazlarımız sindirmeye, iş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor. Bakanlığın bu tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Bunları yaparken sesimizi duyan var mı?" ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir"
"Sağlık Bakanlığına sesleniyoruz. Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüz binlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir. Bunu duymak zorundasınız. Uzun yıllardır çalışma şartlarımızın, bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi, meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Mobbing kabul edilemez. Gerçekçi yasal düzenlemeler çıkarılmalı. Etkili şikayet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek işler hale getirilmelidir. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek, adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sistemini ve halkımızın sağlık hakkını savunuyoruz. Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşam koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağını bilinmesini istiyoruz."