Haber: Sabri Kırdar


Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şube Başkanı Devrim Mol yargı emekçilerinin sorunlarına dikkat çekti. Şube binasında açıklamalarda bulunan Devrim Mol, “Yargı sisteminin bağımsızlığını kaybetmesi, periyodik olarak çıkarılan yargı paketleri dava sayılarındaki artış ve yıllarca süren dava süreçleri yargı emekçilerinin çalışma hayatını kâbusa çevirmiş durumda. Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yanda keyfi olarak açılan soruşturmalar mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçilerinin sürekli olarak açıklanan yargı paketlerinde ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmesine dair hiçbir çalışma bu yargı paketlerinde yer almamıştır” dedi.

Devrim Mol’un açıklamasının tamamı şu şekilde;


BU YARGI YILI AÇILIŞINDA DA BAĞIMSIZ YARGI VE YARGI EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİNİN KARŞILANMASI İÇİN MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK!


Adalet talebinin her türlü talebin önüne geçtiği koşullarda yargının bağımsızlığı ve yargı emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ediyoruz. Yargı yılı açılış etkinliklerini taleplerimize dikkat çekmek için bir zemin olarak kullanmaya çalışıyoruz.

2010 referandumu sonrasında yargı alanında tahakküm kuran cemaat ve sonrasında mevcut iktidarın yargı sistemini iktidarlarını güçlendirmek ve toplumsal muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullandığı bir süreci yaşıyoruz. Mevcut yargı sistemi içerisinde bile benimsemedikleri yargı kararlarını tanımayan siyasi iktidar, anayasal hakların kullanılmasını bile keyfi olarak engellemeye çalışıyor.

Hukuksuz bir şekilde KHK ile ihraç edilen onbinlerce kamu emekçisi,toplu sözleşme masasında çoğunluğunu siyasi iktidarın belirlediği hakem heyetinin kararlarına yargı yolunun kapalı olması, eski iç işleri bakanının kolluk kuvvetlerine hukuk kurallarının dışına çıkarak kollarının bacaklarının kırılması talimatını rahatlıkla vermesi ,mafya liderleri ile siyasi liderlerin birlikte fotoğraf kareleri vermesi,toplumsal muhalefetin en yoğun olarak yaşandığı gezi olaylarında hukuk dışı kararların verilmesi ,anti demokratik ve eşit olmayan bir şekilde gerçekleşen seçimlerde YSK’nın kararlarının hem yanlı olması hem de yargı yolunun kapalı olması Milletvekillerinin, tutuklanması, seçilmiş belediye eş başkanlarının yerine kayyum atanması, kayyum atayamadıkları belediyeleri zapt-ı rapt altına almak için akla hayale gelmeyecek yöntemleri kullanmaktan geri durmayan cumhur ittifakının anayasayı askıya aldığı bir dönemde göstermelik demokrasicilik oynanarak yargı yılı açılışları yapılmaktadır .

Cezasızlık politikaları nedeniyle bir yandan kadın cinayetlerinin 21 yıllık AKP iktidarında her yıl artarak devam etmesi kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönem İstanbul Sözleşmesinden bir imza ile çekilmek, adalet arayışının sosyal medyada örgütlenerek aranması gibi garabetlerin yaşanmasına, diğer yandan yıllardır çocuklarının ve eşinin AKP’li milletvekili ve yakınları tarafından katledilerek öldürülmesine karşı adalet bakanlığı ile görüşme talebinde bulunan Şenyaşar Ailesinin yaşadığı hukuksuzluk ve anayasa mahkemesinin kararına rağmen cumartesi annelerine/insanlarına yapılan antidemokratik uygulamaların olduğu ortamda siyasi iktidar yargı reform adı altında yaptığı düzenlemeler iddiaları ile gündeme getirilen her paketi açıklandığında yargı emekçilerinin ve yargının sorunlarını çözmek bir yana siyasi iktidara bağımlı bir yargı yaratmaktan öteye gidememiştir.

Anayasa gereği bağımsız olması gereken yargının, adli yargı yılı açılışlarını dahi sarayda yaparak adeta kendi varlıklarını inkâr etmektedirler, yargı mensupları bağımsızlıklarının sembolü olan düğmesiz cübbelerinin olmayan düğmelerini ilikleme yarışına girişmektedirler.

Hal böyle iken yurttaşlarımızın hak, hukuk, adalet talebi için adına saray denilen adliyelere başvuruları her geçen gün artarak devam ediyor. Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçleri yurttaşlarımızın bu yargı sisteminden beklentilerini zayıflamaya devam ediyor.


 

ÇARPIK YARGI SİSTEMİNİN BEDELİ YARGI EMEKÇİLERİNE ÖDETİLEMEZ!


 

Yargı sisteminin bağımsızlığını kaybetmesi, periyodik olarak çıkarılan yargı paketleri dava sayılarındaki artış ve yıllarca süren dava süreçleri yargı emekçilerinin çalışma hayatını kâbusa çevirmiş durumda. Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yanda keyfi olarak açılan soruşturmalar mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçilerinin sürekli olarak açıklanan yargı paketlerinde ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmesine dair hiçbir çalışma bu yargı paketlerinde yer almamıştır.

Yargı Emekçileri açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında bir ücret almakta olup 2009 yılından bu yana yargı emekçilerinin ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır.

23 Temmuz 2009 tarihi itibarıyla yasalaşan 6009 sayılı yasa kapsamında yer alan 3717 sayılı yasada yapılan değişiklikler ile Yargı emekçilerinin aleyhine sonuç doğurmuş ve Yargı Emekçilerinin kazanılmış hakkı olan havuz parasının ortadan kaldırılmasına yol açmıştır.

Yargı emekçilerinin bu kâbustan uyanması, sendikamızca yıllardır gündemde tutulan taleplerinin gerçekleşmesinden geçiyor.

Artık Yeter Sorunlarımıza Çözüm İstiyoruz!

  1. Ayrım yapılmaksızın, tüm Yargı Emekçilerine mesai ücreti ödenmeli ve mesai ücretleri günün koşullarına uygun hale getirilmelidir.

  2. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıyla kurum içindeki atamalara devam edilerek bu atamalarda mülakat değil liyakat esas alınmalıdır.

  3. Yargı sınıfı hizmetleri oluşturulmalı, unvan ve kadrolar yeniden tanımlanmalıdır.

  4. Adalet Bakanlığı ve bağlı birimlerinde iş yüküne uygun olarak çalışan sayısı artırılmalıdır!

  5. Yargı Emekçilerinin 2802 sayılı Yasadan çıkartılarak diğer kamu emekçileri gibi 4483 sayılı Memurin Muhakematı Kanununa tabı olması sağlanmalıdır.

  6. Son zamanlarda yapılan Adliye binalarının şehir merkezlerine uzak olması nedeniyle, tüm Yargı Emekçilerine yol ücreti veya servis uygulaması sağlanmalıdır.

  7. Kaldırılan havuz paralarının Yargı Emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak ödenmesine tekrar başlanmalıdır.

  8. Tüm Yargı Emekçilerine ücretsiz, nitelikli 4 çeşit yemek hizmeti verilmelidir.

  9. Tüm Yargı Emekçilerine kira yardımı yapılmalıdır.

  10. Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi ve mobbingin önlenmesi amacıyla bir kurul oluşturulması ve mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılması sağlanmalıdır.

  11. Nitelikli ve ücretsiz kreş açılmalıdır.

  12. Bilgi işlem bürolarında Bakanlık oluru ve görevlendirilen UYAP kullanıcılarının statülerinin bir çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır.

  13. Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde görev yapan personele sendikaya üye olma hakkı güvence altına alınmalıdır.

  14. Adalet Komisyonlarının yapısı değiştirilerek Komisyonun görev alanındaki en fazla üyeye sahip üç sendikadan birer temsilcinin komisyonun asil üyesi olacak şekilde düzenlenme yapılmalıdır.

Büro Emekçileri Sendikası olarak yargı emekçilerinin taleplerinin karşılanması ve bağımsız bir yargı sistemi için mücadele etmeye devam ediyoruz.

Tüm Yargı Emekçilerini bu haklı mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz!