EMEK DÜNYASI

"Bu sağlık sisteminden ne halk, ne de sağlık emekçileri memnundur!"

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Şükran İçöz; Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun “En büyük amacımız önce hasta memnuniyeti, sonra çalışan memnuniyeti” sözlerini eleştirdi.

Abone Ol

Haber: Sabri Kırdar

Şube binasında konuya dair açıklamalarda bulunan Şükran İçöz; öncelikle yeni Sağlık Bakanımıza şunları hatırlatmak isteriz;

“Sağlık emekçileri hizmeti sunan insanlar olduğu gibi aynı zamanda sağlık hizmeti alanlardır. Yani sağlık emekçileri de halkı oluşturan ve halk gibi kendileri de hastalanabilen bireylerdir. Bu açıklamanızda kullandığınız dil, özel hastane patronu Fahrettin Koca döneminden kalma piyasa dilidir” dedi.

Bu hatırlatmalardan sonra halkımız açısından bir şeyler ifade etmek isteriz diyen Şükran İçöz;

Sanal kuyruklarda muayene olmayı bekleyen, muayene sırası aldığında da 5 dakika ile sınırlı muayene yapılabilen bir sağlık sistemi gerçekliği var. PET taramaları, radyolojik görüntülemeler vb. tetkikler için bir yıla varan randevu süreleri verilmektedir. Çok sayıda kalemde halktan katkı katılım payları ve ilave ücretler alınmaktadır. Her gün yeni bir ilaç SUT kapsamından çıkarılmaktadır. Uzun süre verem, çocuk felci, tetanos ve hepatit B aşılarımız yoktu. Biz rahim ağzı kanserinin önlenmesi için HPV aşısı beklerken, bebeklerimiz verem, çocuk felci, sarılık aşılarını olamadılar. Yaralananlar tetanos aşılarını olamadı. Diyaliz hastalarımız hepatit B aşılarını olamadı. Riskli gruptaki sağlık çalışanları hepatit aşılarını olamadı. Aşıları erteledik…  SAĞLIĞIMIZI KAYBETTİK! Aile hekimliklerine “aşıları idareli kullanın” yazlarının gönderildiği günlerde sağlık sisteminde yaşanan olumsuzluklara dair birkaç örnek verdik.  Tüm bunları göz önüne alarak halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyetine dair bilimsel veriler ile hazırlanmış (TÜİK’in maniple ettiği rakamlarla değil) anketlerdeki memnuniyet oranlarını açıklamanızı da bekleriz” dedi.

“Bizi gerçekten önemsiyorsanız” aşağıdaki sorunlarımızı görün ve çözmek için çaba harcayın diyen Şükran İçöz açıklamasının devamında şunları ifade etti;

Açlık ve yoksulluk sınırı arasında ücret ile büyük kentlerde yüksek kira nedeniyle 3-4 kişinin aynı evde kalmak zorunda olduğu,  çocuğunu kreşe gönderemeyen, iş yerinde dahi nitelikli beslenemeyen, mobbing, liyakatsiz yöneticilerin baskısı, hafta sonu, bayram/seyran demeden uzun çalışma süreleri altında tükenen, depremde, pandemi de yaşamını yitiren sağlık emekçileri gerçeği var.

Sayın Koca döneminde övünülen konular yapılan muayene sayısının fazlalığı ve açılan hastane sayıları olmuştur. Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2022 Haber Bültenine göre kişi başı hekime müracaat sayısı 10,0, kişi başı diş hekimine müracaat sayısı 0,62 ve yatak doluluk oranı 58,1 olarak gerçekleşmiştir. OECD ve AB ülkelerinde hekime müracaat 6 kez civarında iken Koca döneminde Türkiye’de yılda 10 kez olmuştur. 2022 yılında toplam hekime müracaat sayısı 854 milyon 328 bin 324 olarak gerçekleşmiştir.  2022 yılında hekime müracaatın %39,9’u birinci basamak sağlık hizmeti veren kurumlara yapılırken, %60,1’i ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına yapılmıştır.  Üstelik AB ve OECD ülkelerinde yaşlı nüfusun daha fazla olmasına ve hastaneye başvuruya daha fazla ihtiyaç duyulmasına rağmen oranlarımız oldukça yüksektir.  Bizde ki genç nüfusa rağmen ortalamanın çok çok üzerinde hastane başvuru sayısı bizlere Koca döneminde insanların daha fazla hasta ettirildiğinden başka hiçbir bilimsel veri vermemektedir. Kaldı ki yapılan istatistiki öngörülerde 2002 yılına göre ise 2023 yılında hastane sayısında %158 oranında çok yüksek bir artış olacağı tahmin edilmiş ve bu tahminler bazı sapmalarla doğru çıkmıştır. Bu nedenle yeni Sağlık Bakanımızın muayene sayıları ve hastane sayıları ile övünmesini değil, insanların hasta olmasını önleyecek çalışmalar ile övünmesini istiyoruz.

Türkiye’de 2022 yılında 100 bin kişiye düşen ebe ve hemşire sayısı 365, 100 bin kişiye düşen hekim sayısı ise 230 ‘dur. OECD 2023 sağlık indikatörleri incelendiğinde; her 1000 kişi başına düşen hemşire sayısı; OECD ülkeleri ortalaması 2011 yılında 8,2 iken bu sayı 2021 yılında 9.2’ye yükselmiştir.  2021 yılı OECD sağlık istatistiklerinde ülkemizde 1000 kişi başına düşen hemşire sayısı ise 2.4’tür. 2021 yılı OECD sağlık istatistiklerinde ülkemizde 1000 kişi başına düşen hekim sayısı ise 1.95 olup listenin sonunda yer alan Kolombiya’da bu sayı 2.18’dir. Listenin başında yer alan Norveç’de 5.1, listenin sonlarında yer alan Macaristan’da 3.49, Estonya’da ise 3.47’dir.  Bu ortalamalara da aldanmamak lazım.  Türkiye’de bölgelere göre değerlendirme yaptığımızda ise durumun çok daha vahim olduğu bilinmektedir.

Bu kısa bilgiler üzerinden Sayın Bakan’a sormak isteriz  “Tüm bu gerçekliklerle önce bir insan, sonra bir doktor olarak aktif sahada çalışsaydınız memnuniyet puanlamanız ne olurdu?  Biz biliyoruz ki uzun yıllardır sağlık emekçilerinin memnuniyet anket sonuçları kamuoyu ile paylaşılmamakta hatta bu anketler artık yapılmamaktadır. Bilimsel ve tarafsız anketörlerce memnuniyet anketi yaptırmayı düşünüyor muzunuz? Her gün yüreği ağzında sağlık kurumlarına giden, liyakatsiz yöneticilerin baskısından ve iş yükünden tükenen, günden güne yoksullaşan sağlık emekçilerinin memnuniyet oranını biz de merak ediyoruz.

İş kolunda örgütlü bir sendika olarak bizler çok iyi biliyoruz ki sağlık sistemimiz ne halkımızı, ne de hizmet veren emekçilerin yararına olmadığı gibi sağlık sisteminden memnun da değiliz.  O nedenle yeni Sağlık Bakanımızdan çok net bir şekilde gerçekten halkımızı ve hizmet veren emekçileri düşünüyorlarsa sesimize kulak vermelerini bekliyoruz.

İş kolunda ki emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, halkın örgütlü yapılarından olan ve en azından TBMM’de bulunan siyasi partileri de dahil ederek birlikte sağlık sistemini tartışalım. Hep birlikte de yeni sağlık sisteminin inşası için birlikte çalışma yürütelim diye çağrımızı yineliyoruz.