Can Atalay’ın tahliyesini öngören Anayasa Mahkemesi’ni kararını tanımayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın 13 Ekim tarihli olması ve ‘sehven’ yazıldığı iddia edilen kararın 12 gün önceden verilmesi sosyal medyada gündem oldu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’a ilişkin verdiği hak ihlali kararını uygulamayarak, dosyayı üst yazıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. İhlalin Yargıtay kararından kaynaklandığını öne süren mahkeme, bu nedenle Atalay hakkındaki karar vermesi gereken mercinin Yargıtay olduğunu belirtti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, AYM’nin ihlal kararı doğrultusunda infazı durdurması ve tahliye kararı vermesi bekleniyordu. Ancak tahliye kararı vermeyen mahkeme, üst yazıyla dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üst yazısında yalnızca mahkeme başkanı Mesut Özdemir’in imzası bulunurken mahkeme heyetinin imzası yazıda yer almadı. Yargıtay’a gönderilen yazıda ise tarihi bir skandala imza atılarak, 25 Ekim tarihli AYM kararı için 13 Ekim tarihli karar verdiği görüldü.
AYM, Atalay’ın başvurusunu 12 Ekim’de görüşmeyi kararlaştırmış, daha sonra görüşmeyi 25 Ekim’e ertelemişti. AYM, Atalay’ın bireysel başvurusunu 25 Ekim’de görüşerek “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline” karar vermiş, kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Yüksek Mahkeme, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden yeniden yargılama kararı vermesi, Can Atalay’ın infazını durdurmasını, tahliye kararı ve yargılamada durma kararı vermesini istemişti.
25 Ekim’den bu yana yerel mahkemenin Can Atalay kararını uygulaması bekleniyordu. Ancak 5 gün sonra hazırlanan yazıda “Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından dosya, Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderilmiştir” denildi.