İMO Adana Şube Yönetimi, Ceyhan depreminin 22. yıl dönümünde Ceyhan Deprem Anıtı önünde anma töreni düzenledi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, Ceyhan depreminin 22. yıl dönümünde Ceyhan’daki Deprem Anıtı önünde hayatını kaybedenlerin anısına ve deprem önlemlerine dikkat çekmek için anma töreni düzenledi. İMO Adana Şube üyelerinin taşıdığı depremin yıkıcı etkilerini yansıtan fotoğraflar eşliğinde düzenlenen törende, katılımcılar anıta karanfil bıraktı ve “Deprem Olurken Nasıl Davranılmalı?” broşürü Ceyhanlılara dağıtıldı.

ALINMAYAN ÖNLEMLERE DİKKAT ÇEKİLDİ

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, törende yaptığı açıklamada her yıl depremin yıl dönümünde yaptıkları anma töreni ile amaçlarının depremlerin, alınmayan önlemler ve denetimsizlik nedeniyle afete dönüşmemesi, insanların beton yığınları altında canlarını kaybetmemesi için deprem önlemlerine dikkat çekmek olduğunu söyledi.

"HALKA DÜŞEN GÖREV KENTİ YÖNETENLERDEN HESAP SORMAK"

Türkiye'nin, depremlerin ve diğer doğa olaylarının ortaya çıkarmış olduğu bedelleri bugüne kadar ağır bir şekilde ödediğini; yeni bedeller ödemeye kimsenin tahammülü kalmadığını söyleyen Aksungur şöyle devam etti: “Depremlerde insanları öldüren, kayıplara yol açan, ülkeye afet yaşatan neden mühendislik hizmeti almamış yapılardır. İstiyoruz ki halkımız depremden sonra değil depremden önce inşaat mühendisleriyle tanışsın, onları dinlesin, yapılacakları da el birliğiyle herkesin üzerine düşen görevler çerçevesinde yapalım. Bu noktada halka düşen görev de deprem bilincine sahip olmak, eksiklikler ve alınmayan önlemler karşısında örgütlü olarak ülkeyi ve kenti yönetenlerden hesap sormaktır."

"İMAR AFFI YENİ ZAFİYETLERE SEBEBİYET VERDİ"

"Ülkemizde 20 milyon mertebesinde olduğu bilinen yapı stokunun büyük çoğunluğu deprem kuşaklarında olup önemli bir kısmı depreme karşı güvenli değildir. Yapılması gereken, bilim, bilgi, deprem yönetmeliği ve mühendislik ilkeleri dikkate alınarak bu yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesidir. Ancak bugüne kadar ülkenin yapılaşma ve imar sisteminde sorunları giderecek, ihtiyaca cevap verecek adımlar atılmamıştır. İnşaat sektörü vahşi piyasa koşullarının eline adeta teslim edilmiştir. Bilimsel olarak yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesi mümkünken ve 1999 yılından beri halktan toplanan deprem vergileriyle sorunlu yapı stokunun iyileştirmesinde kullanılabilecek önemli bir mali kaynak olmasına rağmen, bu kaynak amacı doğrultusunda kullanılmamıştır. Yine seçim öncesi oy ve rant kaygılarıyla çıkarılan imar barışı adı altındaki imar affı ile yeni zafiyetlere sebebiyet verilmiştir."

"GÜVENLİ YAPI, GÜVENLİ YAŞAM ISRARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ"

Ülkenin deprem önlemleri, ekonomik kriz ve işsizliğin yaratmış olduğu sorunlar, pandemi sürecinin yarattığı olumsuzluklar olmak üzere pek çok sorunu bulunurken, iktidarın bu temel sorunlara çözüm yerine meslek odalarını hedefine alarak asıl uğraşının kendine muhalif olan kesimleri işlevsizleştirmek olduğunu kaydeden Aksungur, "Bu davranışıyla siyasi iktidar, meslek odalarına değil, güvenli yapı üretimine, dolayısıyla topluma zarar vermektedir. Biz inşaat mühendisleri, bir yandan meslek odamıza sahip çıkarken, diğer yandan da güvenli yapı, güvenli yaşam ısrarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmaların bir parçası olarak mühendislik eğitiminin, güvenli yapı üretiminin önemli bir parçası olan inşaat mühendisliği mesleğimizi geliştirecek formasyonda olmasını sağlamak amacıyla başlattığımız kampanyayla bölümüne girişte asgari başarı sırasının 50.000 olarak değiştirilmesi ve kontenjanların düşürülmesini talep ediyoruz. Tüm yaptığımız çalışmalar, toplumun ülkenin, yararı içindir. Bu anlayış doğrultusundaki ısrarımız devam edecektir" diye konuştu.

"SORGULAMAMIZ GEREKİYOR"

Hasan Aksungur’un ardından konuşan Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem, “27 Haziran 1998 büyük Ceyhan depreminde kaybettiğimiz tüm yakınlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Deprem çok büyük ve çok tehlikeli bir doğal afet. Ancak depremden korkmak, korkuyla beklemek ne yazık ki bir çözüm değil. Bizler 22 yıl önce çok büyük bir acı yaşayan insanlar olarak afet öncesi sorumluluklarımızın boyutunda neredeyiz? Bunu sorgulamamız gerekiyor" dedi.

"DENETİMLER YETERSİZ"

İmar Kanunu'nun, yerel yönetimlere verdiği plan yapma ve onama konusundaki önemli yetkileri ve yapılan planların denetiminin yeterli olmadığı üzerinde duran Erdem, "Bu denetimin sadece belediyeler üzerinde bırakılması sorunu çözmeye yetmemektedir. Biz buna rağmen Ceyhan Belediyesi olarak yine de elimizden geleni yapıyoruz. En önemlisi Sağlıklı kentleşme için Şehir Planlaması Çalışmaları yapıyoruz. Yapı Denetimi Çalışmalarımız hız kesmeden ve büyük titizlikle devam ediyor. Bizler Ceyhan Belediyesi olarak bu ve benzeri çalışmalarımızın hızını ve verimini artırarak projelerimize devam edeceğiz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.