Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, cinayetin azmettiricisi olarak yer alan şüphelilerden Tolgahan Demirbaş'ın, Sinan Ateş'in adres, telefon, konum gibi kişisel bilgilerini Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yapan şüpheli Mustafa Ensar Aykal'dan alarak, saldırıyı gerçekleştiren Eray Özyağci'ye verdiği ifade edildi.
İddianamede ayrıca Ateş'i öldürdüğü belirtilen Eray Özyağci'nin, “Toplam 10-11 el ateş ettim. Bu atışlardan 4-5 tanesi kaçarken, hedef gözetmeden yaptığım atışlardır. Onlar bana daha çok ateş etti. Ama vuramadılar. Bence onlar beni öldürmek için ateş etti” sözleriyle kendini savunduğu da görüldü.
145 sayfalık iddianamede tetikçi Eray Özyağci ile onu olay yerine getiren ve kaçıran Vedat Balkaya ile Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hakimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş'e yönelik toplu halde, iştirak halinde "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
SANIKLAR HAKKINDA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
Ayrıca şüphelilerden silahlı eylemi organize ettiği iddia edilen Doğukan Çep ve eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
SİNAN ATEŞ’İN YANINDA OLAN SELMAN BOZKURT: “7-8 EL SİNAN ATEŞ'E, 2-3 EL BANA ATEŞ ETTİ, BENİ DE ÖLDÜREBİLİRDİ”
İddianamede; olayda yaralanan ve olay anında Sinan Ateş’in yanında bulunan Selman Bozkurt’un ifadesi de yer aldı. Bozkurt ifadesinde, “Sinan Ateş benim yaklaşık 2 metre önümde, ben de arkada yürüyorduk. Tam olay yerine geldiğimiz esnada saat 13.30 sıralarında sağda bulunan park halinde aracın önünden bir şahıs Sinan Ateş'in önüne geçerek elinde bulunan siyah renkli tabanca ile art arta ateş etmeye başladı. Sinan Ateş vurularak yere düştü. Ben Sinan'ın yanına gelip müdahale edecekken bana da 2 el ateş etmesiyle ben de yaralanarak hemen kendimi solda bulunan bir aracın arkasına atarak sipere geçtim. Bu esnada bize ateş eden şahıs tekrar ateş ederek yaya vaziyette kaçmaya başladı. Ben de belimde Sinan Ateş'in vermiş olduğu tabanca ile kaçan şahsın arkasından havaya doğru 4-5 el ateş ettim. Bize ateş eden şahıs kısa bir müddet sonra yaya olarak kaçıp gözden kayboldu. Bu şahıs Sinan Ateş'e 7- 8 el ateş ettikten sonra silahın namlusunu bana çevirerek 2-3 el de bana ateş etti. Ben sırtımdan yaralandım. Bu şahıs bana hedef göstererek ateş etmiştir, beni de öldürebilirdi" dedi.
“BİR HAYLAZ ARKADAŞIMIZ VAR UYARACAĞIZ”
Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'a Sinan Ateş’in konumunu göndediği belirtilen eski MİT mensubu Çağlar Zorlu’nun ise hakkında 2015 yılında açılan soruşturma nedeniyle Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne naklen atamasının yapıldığı ortaya çıktı. Zorlu'nun ifadesinde Tolgahan Demirbaş’ın kendisine hitaben “bir haylaz arkadaşımız var, uyaracağız ama bulamıyoruz, adresine ihtiyacımız var” dediği iddiasında bulundu. Olay olduğu gün ise şüphelilerden Aytaç Ataç’ın kendisine, “Sinan Ateş öldürüldü, sana onunla ilgili bir şeyler sorulmuştu ya, onların hepsini sil” dediğini öne sürdü.
Şüphelilerden Vedat Balkaya ise savcılık ifadesinde uyuşturucu kullandığını itiraf etti ve “Doğukan Cep ve Eray Özyağcı’yı cezaevine girmeden yaklaşık 1 yıl kadar önce kız arkadaş ortamından tanıyorum, birlikte uyuşturucu alıp kullanıyorduk, bu şekilde de samimiyetimiz oldu” dedi.
OLAYDAN 3 GÜN ÖNCE DE TETİKÇİ SİNAN ATEŞ’İ BEKLEMİŞ
Balkaya verdiği ifadede cinayetten üç gün öncesine ilişkin şu beyanlarda bulundu:
“Eray kendisinde bir konum olduğunu o konuma gideceğimizi söyledi. Ben bu konumda ne olduğunu sorduğumda ‘husumetli’ olduğu şahsın bu konum civarında ikamet ettiğini söyledi ve o konuma doğru yola çıktık. Konuma yaklaştığımızda Müslüm Kebap isimli lokantanın sokağına girdik, o sokakta bulanan büfenin önünde kendisini indirmemi, ‘sen buralarda dolaş, işim bitince ben seni ararım, beni ana caddeden alırsın’ dedi. Ben de yaklaşık iki saat kadar oralarda dolaştım, bir büfeden abur cubur aldım, onları yedim, iki saatin sonunda Eray beni aradı, ana cadde üzerinde bulunan bir otoparkın hemen yanında cadde üzerinde bekledim, Eray da yanıma geldi, motora bindi, sonra tekrar Aydınlıkevlerdeki eve doğru gittik. Sorduğumda bana hasmı ile karşılaşmadığını, dolayısıyla kafede oturup hasmını beklediğini, gelmeyince de kafeden ayrıldığını söyledi. Ayrıca öğrendiğim kadarıyla hasmım dediği kişi o kafeye takılırmış, o yüzden orada beklemiş.”
Sinan Ateş’in öldürüldüğü güne dair de beyanda bulunan Balkaya, “Yaklaşık 30-40 dakika kadar sonra Eray koşarak bulunduğum yere geldi, motosiklete bindi, acelemizin olduğunu ve hızlıca gitmemiz gerektiğini söyledi ve telefonundan bir konum açtı, konum gördüğüm kadarıyla önüme çıkan ilk sağa dönüp yolun bitiminden tekrar sağa ana artere doğru idi. Ben Eray’ı beklerken herhangi bir silah sesi duymadım, ancak Ankara’ya geldiğim ilk günden itibaren Eray’ın normalinden daha uzun şarjörlü siyah renkli bir tabancasının olduğunu gördüm ve biliyorum” dedi.
SİNAN ATEŞ’İN OFİSİNİN ETRAFINDA GÜNLERCE KEŞİF YAPAN SUAT KURT: "BANA DÖVÜLECEĞİ SÖYLENDİ"
Şüphelilerden Suat Kurt savunmasında Doğukan Cep’ten Ankara’ya gitmesini istediğini ve bunu kabul ederek Sinan Ateş’in ofisinin olduğu yerde günlerce keşif yaptığını ve Cep’e Sinan Ateş’in ofise kaçta girip kaçta çıktığını bildirdiğini anlattı ve şu iddialarda bulundu:
“Ben Eray Özyağcı isimli şahsın kime saldırıda bulunacağını önceden bilmiyordum. Olaydan iki gün önce Doğukan Çep kime yönelik eylem yapılacağını söyleyerek isim verdi. Eray Özyağcı bana şahsın dövüleceğini söyledi. Şahsa ateşli silahla saldırıda bulunacağını bilmiyordum. Kasten adam öldürme suçunu işleme niyet ve kastım olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı anlattığım şekilde kabul ederim.”
DOĞUKAN ÇEP, KEŞİF İDDİASINI KABUL ETMEDİ
Diğer şüpheli Doğukan Çep ise savcılık ifadesinde bir başka dosyadan 35 yıl hapis cezası olduğunu ve bu suçtan dolayı kaçtığını itiraf etti ancak Vedat Balkaya ile uyuşturucu kullandığını reddettiği gibi hiçbir görüşmesinin olmadığını öne sürdü. “Sinan Ateş ve yanında bulunan şahısları tanımam, olayla herhangi bir alakam yoktur, kimseye husumet beslemedim, kimseye de husumetim yoktur. Böyle bir olayın olacağını bilmiyordum” dedi. Çep öte yandan Suat Kurt’un kendisi hakkındaki iddialarını da reddetti ve “Suat Kurt isimli şahsın Ankara’ya gelmesi yönünde herhangi bir telkinim ve ya talebim olmadı, beyan ettiği gibi herhangi bir araba veya ofis tarif etmedim, kendisinden iddia ettiği gibi keşif yapması ve bana bilgi vermesi yönünde bir talebim olmadı, başkasının ismini vermemek için benim ismimi vermiş olabilir, ne yaşadığını bilmiyorum, benim hakkımda neden böyle bir beyanda bulunduğu hususunda bir fikrim yok” iddiasında bulundu.
TOLGAHAN DEMİRBAŞ: "İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ BİR MİLLETVEKİLİNİN (OLCAY KILAVUZ) EVİNDE YAKALANMADIM"
Eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde yakalandığı belirtilen şüpheli Tolgahan Demirbaş da hakkındaki iddiaları reddederek “Ben Milliyetçi Hareket Partisinin üyesi değilim, partide resmi veya özel hiçbir görevim yoktur. Herhangi bir organik, doğrudan veya dolaylı bağım bulunmamaktadır. Bu süre zarfında sosyal medyada ve bazı görsel basında ifade edildiği gibi bir milletvekilinin evinde de yakalanmadım” dedi.
ERAY ÖZYAĞCI: "VEFA GÖSTERDİM, KARŞILIK GÖRMEDİ. BU YÜZDEN ONA HUSUMET BESLEDİM"
Şüphelilerden Eray Özyağcı da savcılıktaki ifadesinde hakkındaki kesinleşmiş cezalar nedeniyle yakalama kararı bulunduğunu ve yaklaşık 3 yıldır firari olduğunu söyleyerek olayla ilgili “Ben sadece Vedat Balkaya’ya kişisel bir husumetim var, bir hesabım var dedim. Suat Kurt’a hiç bahsetmedim” dedi. Özyağcı, Sinan Ateş ile arasındaki husumetin nedeni hakkında ise “Maktul Ülkü Ocakları Başkanı iken ben kendisini arayarak tanıştım. Birkaç defa telefonla görüştüm. 2020 yılıydı. Ben kendisine bir vefa gösterdim. Karşılık görmedi. Bu yüzden ona husumet besledim” beyanında bulundu.
“AMACIM SİNAN ATEŞ'İ BACAKLARINDAN VURMAKTI"
“Amacım Sinan Ateş’i bacaklarından vurmaktı” iddiasını öne süren Özyağcı “İlk önce ben ateş ettim. Sinan ATEŞ tam yere düşmedi sallandı. O sırada yanında esmer olan şahıs silahını çekti. Ona da ateş ettim. O da bana ateş etti. Toplam 10-11 el ateş ettim. Bu atışlardan 4-5 tanesi kaçarken, hedef gözetmeden yaptığım atışlardır. Onlar bana daha çok ateş ettiler. Ama vuramadılar. Bence onlar beni öldürmek için ateş ettiler. Ben maktulün bacaklarına ateş ettim. Amacım onu yaralamaktı. Ancak düşerken ve sendelerken önüme doğru düşünce amacımın dışında mermiler bacaklarının dışındaki bölgelere isabet etti” ifadelerini kullandı.
İDDİANAME'NİN AYRINTILARI ORTAYA ÇIKINCA ÖZGÜR ÖZEL'DEN TEPKİ GECİKMEDİ: "GERÇEĞİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de iddianame ayrıntılarının ortaya çıkmasıyla birlikte bir açıklama yaparak, eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin iddianamenin ‘kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalıştığını’ söyledi.
Sinan Ateş davasında iddianame yazıldı. İddianamede 22 isim yer alırken Sinan Ateş’in neden öldürüldüğü, bilirkişi raporunda yer alan telefon yazışmalarına ilişkin kayıtlara neredeyse hiç değinilmemesi dikkat çekti. Yazılan iddianame ile ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iddianame ile ilgili, “kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalışıyor” değerlendirmesini yaptı. Özel'in X platformundan yaptığı açıklamada sözleri şunlar:
“Sinan Ateş suikastine ilişkin hazırlanan iddianame, oluşturulan sis perdesini aralamak şöyle dursun, kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalışıyor. Sinan Ateş suikasti tam anlamıyla aydınlanana kadar peşini bırakmayacağız.”