CHP’nin parti üyeleri, il başkanları, milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve eski genel başkanlarının önerileriyle hazırladığı taslak tüzük metninin değerlendirilmesine ve oylanmasına yönelik Tüzük Kurultayı, ATO Congresium’da başladı.

CHP eski Genel Başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen, Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, partinin Merkez Yönetim Kurulu ve Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok sayıda belediye başkanı ve partililer katıldı.

Kurultayın yapıldığı salona, “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı” başlığı altında CHP’nin logosu ve “Türkiye’nin birinci partisi” sloganının yer aldığı afişler asıldı.

Kurultayın yapıldığı alana asılan afişler arasında, partinin yeni seçim sloganı olan, “Her derdin var bir çaresi, Cumhuriyet Halk Partisi” sloganı da yer aldı.

Pankartlarda, “Hayat pahalılığı”, “Gelir adaletsizliği” ve “Gelecek kaygısı” gibi toplumsal sorunlara vurgu yapıldı. ATO’nun farklı katlarına kurulan dijital ekranlara CHP’nin yerel seçim sürecindeki saha çalışmalarından ve son dönemde yaptığı tematik mitinglerden görüntüler yansıtıldı. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde gerçekleşen CHP yayını da katılımcılara izletildi.

GÖKAN ZEYBEK DİVAN KURULU BAŞKANI SEÇİLDİ

CHP'nin 20. Olağanüstü Kurultayı için Divan Başkanlığı'na CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek seçildi.

Zeybek, yaptığı açıklamada, "CHP'yi el birliğiyle iktidara taşıyacağız" ifadelerini kullandı.

ÖZGÜR ÖZEL: KURULTAYLARIMIZ LİDERLERE TALİMAT VERİR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultayın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. 

Özel, açıklamasında, "CHP kurultayları, liderlerden talimat alan kurultaylar değildir. Bizim kurultaylarımız liderlere talimat verir" dedi.

Özel, kadın-erkek eşitliğine vurgu yaparak, "Sayın Erdoğan'ın kabinesi 18 kişiden oluşmaktadır. Her birine karşı görevlendirmesini yaptık. Sayın Erdoğan'ın 18 kişilik kabinesinde sadece 1 kadın bakan vardır, o da aileden sorumludur. CHP bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi yarın kurulacak Türkiye'yi yöneteceği kabinesinde eşit temsile yer verecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.

Filistin davasını her fırsatta savunduğunu belirten Özel, "Filistin'in haklı davasını savunmak, CHP'nin 1970'lerden gelen tutarlı davasını sahiplenmektir" diye konuştu.

YEREL SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ

Yerel seçim süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Özel, şunları kaydetti:

"Önümüzde iki risk vardı. İktidarın CHP'yle tartışma, kavga etme, kutuplaşma siyasetini bir taktik ve strateji olarak sürdüğünü gördük. Bunlara karşı kulak asmadık. Sizinle kavga etmeyeceğiz. Kavga edeceksek emekli için, öğrenci için, esnaf için kavga edeceğiz ama sizin suni gündeminiz peşine takılmayacak, bu seçimin yerel seçim olmaktan çıkarmayacağız dedik ve böyle yaptık.

İkinci tehlike ise eski dostlarımızın benzer yaklaşımları olmuştu. Özellikle Türkiye İttifakı'nın temellerini bombalamaya yönelikti. Bu parti, 2018-2019 ve 2023 seçimlerine ittifakla girdi. Yerel seçimde de ittifaksız olmayacağını söylüyorlardı. İttifakı reddeden bir parti olmadığımız gibi ittifak arayışları için üzerimize düşeni yaptık. Ama sırf ittifak yapmak için olmayacak teklifler yapmadık. Biz ittifakın partilerle değil milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük. Partilerle yapılamayacağını gördük."

"47 yıl sonra partimizi birinci parti yaptık" diyen Özel, şunları söyledi: "Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisidir. Millet 31 Mart'ta Türkiye'de yeni bir siyasi iklim yarattı. Bizlere ağır bir sorumluluk yükledi, ağır bir kredi açtı. Bu kredi, bir yatırım kredisidir. Seçmen, Türkiye'nin geleceğine ve CHP'nin geleceğine yatırım yapmıştır. 412 belediye başkanımızın, başta büyükşehir belediye başkanlarımızın ellerindeki anahtar, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında partimizi iktidar yapacak olan anahtardır."

Özel, şunları kaydetti: "Partiyi 100. yılında, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılındaki ilk seçiminde Türkiye'nin bütün demokratları sahiplenmişken kişisel hırslarından dolayı bu partinin karşısında adaylaşanlar, adaylaştıkları yerde kalsınlar. O dönem o hatalar yapılmayacak, bir daha onlar bu partide görev almayacaklardır."

Özel’in konuşmasının satır başları şöyle;

·       Memleketin dört bir yanında, altı oklu bayrağı göndere çekenlere,

·       81 ilde, 973 ilçede baba ocağının kapısını açık tutanlara, merhaba.

·       14 yıldır yaptığım gibi, 10 aylık Genel Başkanlığımda da gittiğim her ilçede her ilde, olağanüstü bir mani yoksa örgütümüze uğradım.

·       Girdiğim her ilçe ve il başkanlığına ilk onları çağırdım.

·       Baba ocağının kapısını erkenden açıp, çayı demleyenlere,

·       Çorbayı kaynatıp, bacayı tüttürenlere merhaba!

·       Yarım asırdır iktidar yüzü görmeden, menfaati, çıkarı olmadan bu partiyi omzunda taşıyan vefakâr ve cefakâr örgütümüze merhaba!

·       Kendine, partisine, öz gücüne inanan,

·       Kısa zamanda çok çalışıp büyük işler başaran,

·       Kırılmaz denilen %25’lik cam tavanları tuzla buz eden, başkanlarıma, yöneticilerime, delegelerime merhaba!

·       47 yıl aradan sonra, belki de hayatlarında ilk kez, Türkiye’nin birinci partisinin kurultayını izlemek için televizyonu açanlara merhaba!

·       Artık az değiliz, artık daha çoğuz.

·       31 Mart’ta partimize ilk kez oy veren, umudunu bize bağlayan, sayısı 4 milyonu bulan yeni seçmenlerimize merhaba!

·       Rengini ay yıldızlı al bayrağımızdan alan,

·       Siyasi partilerle değil, milletin gönlünde kurulan,

·       Türkiye İttifakı’na inananlara,

KÜRTLERE MESAJ

·       Sosyal demokratlara, milliyetçi demokratlara, muhafazakâr demokratlara ve Kürt demokratlara merhaba!

·       Bugün burada bize başarıyı getiren değişim anlayışını, partimizin yazılı belgelerine yansıtmak, daha demokratik, daha ilerici bir tüzüğü yapmak ve partimizin iktidar programının çalışmalarını başlatmak üzere bir aradayız.

·       İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda siz yol arkadaşlarımla birlikte olmaktan onur duyuyorum.

·       Hepiniz hoş geldiniz!

·       Bundan 1 yıl önceydi.

·       6 siyasi partinin bir arada girdiği seçimlerden ne yazık ki mağlup çıkan bir muhalefet vardı.

·       Toplumda, artık siyasetten uzaklaşmaya varan büyük bir umutsuzluk hâkimdi.

·       Yaşlılar biz Türkiye’de iktidar göremeyecek miyiz diye,

·       Gençler, biz bu ülkede hayal kuramayacak mıyız diye,

·       Artık duygusal bir kopuşa giden bir travma içindeydiler.

·       Hep birlikte ya bir yol açmak ya bir yol bulmak gerekiyordu.

·       Oturduk, konuştuk, tartıştık.

·       Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamayız dedik.

·       Ve büyük bir değişimi gerekli görerek, şunu söyledik:

         DEĞİŞİM SİNYALERİ

·       CHP değişirse Türkiye değişir.

·       Cumhuriyet Halk Partisi kurultayları nedir, ne anlama gelir?

·       Bizim kurultaylarımız, liderlerden talimat alan toplantılar değildir.

·       Bizim kurultaylarımız liderlere görev verir.

·       Değişim Kurultayımızın açılışını 4 Eylül’de Sivas’ta yaptık.

·       Sivas Kongresi, bizim ilk kurultayımızdır.

·       Sivas Kongresi bizlere, mandayı ve himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme ve bağımsızlığı ilan etme görevi vermiştir.

·       1972 kurultayı Bülent Ecevit’i Genel Başkan seçmiş, ona partimizi işçilerle, üretenlerle, ezilenlerle, hak arayanlarla buluşturma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevi vermiştir.

·       Geçen yıl 4-5 Kasım kurultayımız ise bizlere, önce yerel seçimlerde ardından genel seçimlerde birinci olma görevi vermiştir.

·       Kurultayın hemen ardından;

·       Yaş ortalaması 43 olan Parti Meclisimizle çalışmaya başladık.

·       Yaş ortalaması 46 olan bir MYK oluşturduk, tecrübe ile gençliğin enerjisini bir araya getirdik.

·       İki kurulun da yaş ortalaması benden düşüktür.

·       İdari MYK ve Gölge Kabine’den oluşan 24 kişilik bir Merkez Yönetim Kurulu belirledik.

·       Tüm bakanlıklara denk, onları takip edecek, ve politika üretecek, kadın-erkek eşit temsile dayalı bir Gölge Kabine oluşturduk.

·       Bu partiyi kadınların ve gençlerin partisi yapacağız demiştik.

·       Parti yönetiminde ve sonrasında yerel yönetim adaylıklarında kadınların ve gençlerin önünde duran kapının kilidini açtık.

·       Aktif bir dış politika yürüteceğiz dedik.

·       KKTC, Bosna, Romanya ve Fransa’ya ikişer kez olmak üzere, Almanya ve İspanya ile birlikte 10 yurt dışı temasta bulundum.

·       İspanya’daki toplantıda Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı olarak seçildim.

·       Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz ama yurtdışına çıktığımızda Türkiye’nin partisiyiz dedik.

·       FİLİSTİN AÇIKLAMASI

·       Tüm yurt dışı temaslarımda, Türkiye’nin menfaatlerini savundum, Gazze’deki zulmü gündeme getirdim.

·       Sivil toplumla, sendikalarla, meslek örgütleriyle daha çok temas kuran bir CHP olmalı dedik.

·       İşveren temsilcileriyle de işçi sendikalarıyla da daha çok temas ettik.

·       DİSK’in vergide adalet eyleminde bulunduk, 1 Mayıs’ta işçi örgütlerinin yanlarında olduk.

·       Farklı platformlarda bir araya geldik. Onlara güç verdik.

·       Onlar da; Eğitim Mitingi’ne, Emekli Mitingi’ne, Emek Mitingi’ne ve pek çok toplantımıza katılım göstererek, bize güç verdiler.

·       Yerel seçimler yaklaşırken ve araştırmalarda partimizin ivme yakaladığı ortaya çıkmışken,

·       Morallerimizi ve birliğimizi bozmak isteyenler oldu.

·       Sözüm Meclis’ten dışarı.

·       Partimizin yerel seçimlerdeki başarısızlığı üzerinden kendilerine kariyer hesabı yapmaya heves edenler oldu.

·       Karşımızdaki iktidarın gayeleriyle paralel olan bu çabalara, içimizi acıtsa da kulak asmadık.

·       Önümüzde 2 büyük risk vardı.

·       İktidarın, bizimle tartışma, kavga görüntüsü oluşturma, seçmeni kutuplaştırma hevesine, onların gündemine teslim olmayarak, kendi gündemimizi konuşarak fırsat vermedik.

·       Bazen de eski dostlarımızdan benzer yaklaşımlar oldu.

·       Görmedik, duymadık, tek bir cevap verdik:

·       Canınız sağolsun.

·       Bu parti; 2018, 2019, 2023 seçimlerine ittifakla gitti.

·       2024’ün de ittifaksız kazanılamayacağına inanılıyordu.

·       Bize, “oturun anlaşın, ittifaksız kaybedersiniz” deniliyordu.

·       İttifakı reddeden parti olmadık, sırf ittifak yapabilmek için de olmadık tavizler vermedik.

·       Biz ittifakın partilerle değil milletin kendisiyle yapıldığında sonuç getirdiğini cümle aleme kanıtladık.

·       Renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan alan Türkiye İttifakı’nı meydan meydan büyüttük.

·       Yerel seçimlerde adaylarımızı belirlerken 3 şeye inandık:

·       Kadınlara inandık, gençlere inandık, bilime inandık.

·       Önseçim talep eden hiçbir örgütün talebini geri çevirmedik.

·       890 noktada önseçim yapılabilir diye örgütlerimize bildirimde bulunduk. 199 noktada önseçim yaptık.

·       106 mitingde sadece halkın gündemini konuştuk.

·       Emeklileri, emekçileri, çiftçileri, başka ülkelerde hayal kurmaya mecbur bırakılan gençleri anlattık.

·       Tüm bu mücadelenin sonucunda;

·       İttifakla girilen son 3 seçimden daha yüksek bir oya ulaştık.

·       7 bölgede 412 belediye kazandık.

·       Partimizi 47 yıl sonra %38 oyla birinci parti yaptık.

·       Bugün şunu gururla söylüyorum ve her birinizin her yerde tekrarlamasını istiyorum:

·       Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin Birinci Partisi!

·       Millet 31 Martta Türkiye’de yeni bir siyasi iklim yarattı.

·       Ve bizlere ağır bir sorumluluk yükledi, tarihi bir kredi açtı.

·       Şüphesiz bu bir tüketim kredisi değil, yatırım kredisiydi.

·       Biz yerel seçimleri, sokağın sesini duyarak kazandık.

·       Bu nedenle birinci parti olmanın sorumluluğuyla, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir sürece, 1 Nisan’dan itibaren başladık.

·       31 Mart öncesi bize başarı getiren doğrulara sahip çıktık.

·       Çünkü biz artık;

·       Cumhur İttifakı’ndan milyonlarca oy alabilen,

·       İktidarından kaygı duyulmayan,

·       Milletin hakkının yegâne savunucusu, kazanımlarının güvencesi,

·       İktidarın da tek ve en güçlü seçeneğiyiz.

·       Her adımımızı buna göre atmak zorundayız.

·       Siyaset sokağın sesini duyma sanatıdır.

·       1 Nisan’da biz sokağın sesini duyduk.

·       Milletin siyasete bir mesajı vardı.

·       O mesajın en yalın hali şuydu: Birbirinizle kavga etmeyin, toplumu bölmeyin, benim dertlerimi çözmek için çalışın.

·       Biz milletin o mesajını pusulamız saydık.

·       Artık kısır kavgalar, şahsi tartışmalar geride kalmalı dedik.

·       Suni gündemler, milletin sesini bastırmamalı dedik.

·       Siyaset masasında sadece halkın sorunları yer tutmalı dedik.

·       Bu anlayışla; Ramazan Bayramı’nda bütün siyasi liderleri aradım.

·       23 Nisan resmi programlarına katıldım.

·       Anıtkabir’de tokalaştım, resepsiyonda çay içtim.

PARTİLERLE GÖRÜŞME

·       Erdoğan’ı partisinde ziyarete gittim.

·       Daha sonra Erdoğan’ı Genel Merkezimizde ağırladım.

·       Çok sayıda liderle görüşmeler yaptım.

·       Yaptığım her görüşmede kurduğum her temasta sadece halkın sorunlarını beklentilerini gündeme getirdim.

·       Millet son genel seçimde size iktidar görevi verdiyse;

·       O zaman emeklinin derdini çözün,

·       Asgari ücrete ara zammı yapın,

·       Çiftçilerin alın terinin karşılığını verin,

·       Biz bu çözümlere destek olmaya hazırız dedim.

·       Hasta hükümlü paşaları Adli Tıp raporlarına göre tahliye edin,

·       Gezi tutuklularının uğradığı haksızlıkları görün dedim.

·       Emine Şenyaşar’a, Ayşe Ateş’e randevu verin dedim.

·       Vatandaşın hizmet beklediği belediyelerin sorunlarına kadar pek çok konuyu gündeme getirdim.

·       Tüm bu süreçleri şeffaflıkla halkımızla paylaştım.

·       Normalleşme dediğimiz sürece önce yumuşama diyenler oldu.

·       Ancak bir süre sonra onlar da normalleşmeyi kullanmaya başladılar.

·       Halkın bu sürece olan teveccühü tüm araştırmalarda ortaya çıktı.

·       Çünkü normali budur.

·       Bizi o masalara oturtan milletin kendisidir.

·       Millet, “Gidin hakkımı arayın, ben Türkiye’de bir denge kurdum siz de dengeyi kurun, size oy verdim beni pişman etmeyin” demiştir.

·       Siyaset yıllardır normalinden saptığı için milletin sıkıntıları çözümsüz kalmıştır.

·       Biz milletin sorumluluğunu taşıdık, gereğini yaptık.

·       Ancak bu süre içinde iktidar tarafından aynı samimiyeti göremedik.

·       Önce 1 Mayıs’ta Taksim’i kapattılar.

·       AYM kararlarına rağmen Can Atalay’ı içeride tutmaya devam ettiler.

·       Asgari ücrete zam yapmadılar, emekliye hakkını vermediler.

·       Çiftçileri düşük fiyatlara mahkûm bıraktılar.

·       Halkın iradesini yok sayan kayyum politikasını sürdürdüler.

·       Atanmayan öğretmen sorunundan, müfredata kadar, hayvan hakları yasasından, depremzedelerin sıkıntılarına kadar tüm konularda, kendi bildiklerini okumaya, yanlışta ısrar etmeye devam ettiler.

·       Milletin beklentilerini, kendi ittifaklarının çekişmelerine kurban ettiler.

·       “Türkiye’de anormal bir şey yoktur” diyerek, birbirlerini hizaya sokmaya çalıştılar.

·       Bunların kendilerine de Türkiye’ye de hiçbir faydası olmadı.

·       “Normalleşme CHP’ye yarıyor” kaygısına kapıldılar.

·       Şimdi sertleşmek, kavga etmek, eski Türkiye’ye dönmek istiyorlar.

·       Kusura bakmasınlar, eski Türkiye artık geride kalmıştır.

·       Biz ne yaptıklarını görüyoruz ve oyuna gelmeyeceğiz.

·       Biz, cesaret isteyen bu doğru yolda yürümeye devam edeceğiz.

·       Bizi bu süreçte en çok üzen,

·       Toplumun satın aldığı, bize oy vermeye eli gitmeyenlerin önyargılarının yıkıldığı ve Cumhur İttifakı’nı iç çekişmelerle götüren bu süreç üzerinden aldığımız haksız eleştirilerdir.

·       Onlar, kısır kavgaların fayda getireceğine inananlardır, yanlıştır.

·       Onlar, kutuplaşmanın konforuna kapılanlardır, yanlıştır.

·       Onlar, belki bilmeden istemeden iktidara can suyu verecek bir sürece alet olanlardır, yanlıştır.

·       Kavga ve kutuplaşma bu iktidarın son çaresidir.

·       İstemeden bu oyuna alet olanlara bir şey demem, uyarırım.

·       Ama bilerek isteyerek bunu yapmak, partiye kötülük yapmaktır.

·       Yapmamız gereken, toplumla birleşe birleşe iktidara yürümektir.

·       Yolumuz, iktidar yoludur.

·       Müzakere ve mücadele ediyoruz dedik.

·       Bu süreci bir mücadele yoksunluğuna bağlayanlar oldu.

·       Ancak biz yerel seçimlerden sonra, bu ülkede daha önce yapılmayan mitingleri yaptık.

·       İstanbul’da Eğitim Mitingi,

·       Ankara’da Emekli Mitingi,

·       Kocaeli Gebze’de Emek Mitingi,

·       Rize’de çay,

·       Tekirdağ Hayrabolu’da buğday

·       Giresun’da fındık,

·       Gaziantep’te fıstık,

·       Manisa’da çiftçi mitingi yaptık.

·       Sadece iktidarı eleştirmedik, çözümlerimizi tek tek sıraladık.

·       Çünkü iktidara yürüyen parti demek, tüm sorunları doğru tespit eden ve doğru çözümleri üreten partidir.

“İKTİDAR OLACAĞIZ” AÇIKLAMASI

·       Biz iktidarın tek ve en güçlü seçeneğiyiz.

·       İktidara yürüyen parti, eski ezberlerle muhalefet yapamaz.

·       İktidara yürüyen parti demek, bir yandan vatandaşı harekete geçirmek, bir yandan iktidarı müzakereye mecbur etmektir.

·       Yeni bir vizyon önerme, yeni bir gelecek önerme alanıdır.

·       Çünkü milletin rızasını almadan sadece “iktidar başarısız olursa biz iktidar oluruz” diye beklemenin kimseye faydası olmamıştır, olmayacaktır.

·       Biz bunu yaptığımızda kazandık, yine bunu yaparak kazanacağız.

·       Çünkü biz kimsenin yolundan gitmiyor, yolumuzu kendimiz çiziyoruz.

·       Bugün burada, İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayımıza tüzüğümüzü değiştirmek, iktidar programımızın yazımını güçlü bir şekilde başlatmak üzere bir aradayız.

·       10 ay önceki kurultayımızda bir değişim yaşandı ancak o kurultayda da ifade ettiğim gibi, biz değişimi sadece kişilerin değişimine ya da kurulların değişimine indirgemedik, bundan ibaret görmedik.

·       Bu değişimin altının doldurulacağını ısrarla vurguladık.

·       İşte bugün değişimin altını doldurmak üzere bir aradayız.

·       10 ay önce de ifade etmiştim, önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay öncesinde bazı taahhütleri olmuştu.

·       Bu maksatla bir Tüzük Kurultayı planlandığı söyleniyordu.

·       Biz de bu kurultayı yapacağımızın sözünü verdik.

·       Ancak göreve geldikten sonra bahsedilen kurultayın resmi prosedürünün tamamlanmadığını dolayısıyla kasım sonunda kurultayı toplamanın mümkün olmadığını gördük.

·       Biz o gün süreci başlatmış olsaydık kurultayı en erken aralık sonunda toplayabiliyorduk.

·       İl başkanlarımızın kararıyla, yerel seçim çalışmalarının ortasına gelen bu takvimi bizler için çok anlamlı olan 4-9 Eylül’e çektik.

·       Ben tüzük değişikliğine ilişkin bazı önemli gördüğüm başlıkları ve kamuoyunda tartışılan konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.

·       En son söyleyeceğimi en baştan söylemiş olayım.

·       Bütün delegelerimizin bilmesini isterim ki, bu tüzüğün hiçbir maddesi ya da bir bütün olarak tamamı, Genel Başkan açısından güvenoyu ya da güvensizlik oyu değildir.

·       Şu madde geçmezse genel başkan zorlanır diye düşünmeyin.

·       Tüzük değişikliğine ilişkin her bir maddede herkesin özgürce düşünmesini ve hür iradeleriyle karar vermesini istiyoruz.

·       Bu tüzük ne benimdir ne önceki genel başkanımızındır.

·       Bu tüzük, 81 il başkanımızdan 74’ünün bizzat görev aldığı, 7’sinin yakından takip edip ilgili il başkan yardımcılarını görevlendirdiği,

·       Parti Meclisi ve Milletvekili grubundan yol arkadaşlarımızın bulunduğu; Hukuk ve Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gül Çiftçi ile önceki Hukuk ve Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Zeynel Emre’nin birlikte bulunduğu Tüzük Komisyonumuzun ortak çalışmasının ürünüdür.

·       Bu öneriler Sayın Kılıçdaroğlu’nun taahhütlerinin, benim taahhütlerimin ve örgütün taleplerinin bir arada yer aldığı metindir.

·       Çok mutluyuz ki bu metin komisyondan oy birliğine geçmiştir.

·       Bu süreçte partiliymiş gibi görülen ama parti içinde bir gün bile emeği görülmemiş olan, bir gün bile bu parti için alın teri dökmemiş isimlerin sosyal medya üzerinden ürettiği yalanlarla da mücadele ettik.

·       Dönem sınırı bunlardan biriydi.

·       Ön seçime katılanlarla ilgili dönem sınırımız yok, olmayacak.

·       Bu tüzük değişikliği size sunduğumuz gibi geçerse şu an Parlamentoda ikinci dönem ya da daha fazla görev yapmış tüm milletvekillerimize, bir üçüncü dönem hakkı daha vereceğiz.

·       Ancak 2015’te ön seçimden çıkmış ve her zaman ön seçimi savunmuş bir Genel Başkan olarak, uzun dönemdir Parlamentoda bulunan milletvekillerimizin önemli bir bölümünün ön seçimi tercih edeceğine inanıyorum.

·       Arkadaşlarımız Genel Başkanlara dönem sınırından muafiyet konulmasını önerdiler.

·       Güçlü bir Parlamentoyu savunan bir siyasi parti olarak partinin genel başkanının Mecliste yer almasının gerektiğinden hareketle bu iyi niyetli öneriyi yaptılar.

·       Ancak onlara da ifade ettiğim gibi böyle bir istisnaya gerek yok.

·       Çünkü partinin Genel Başkanının kendi memleketinden ya da herhangi bir seçim çevresinde ön seçimden çıkamıyorsa o genel başkanın da partinin de hikâyesi bitmiş demektir.

·       Siyasete girdiğim günden bu yana ön seçimi savunan, 2015 yılında Manisa’da girdiğim ön seçimde aldığım %86 oyla tüm zamanların rekorunu kıran, gördüğü her sandığa giren bir yol arkadaşınızım.

·       Her yol arkadaşıma da ön seçime girmesini tavsiye ederim.

·       Ben de Genel Başkan olarak bundan sonra ön seçimlere gireceğim.

·       Televizyonlarda, sosyal medyada ön seçim savunuculuğunda şampiyonluğu kimseye bırakmayan arkadaşlarımız var.

·       Bu arkadaşların bir kısmı 2018-2023 seçimlerinde parti yöneticisiydi.

·       Bu partinin mevcut tüzüğü diyor ki, “Önseçim ve aday yoklaması öncelikli yöntemlerdir.”

·       Ben bu arkadaşların 2018’de de 2023’te de önseçim talebinde bulunduklarını hatırlamıyorum.

·       Aynı tüzükte yer alan siyasi ittifak ihtiyacı ortaya çıkması durumunda önseçimin uygulanmayacağı bahanesine sığınılarak bu parti Haziran 2015’ten sonra önseçimden mahrum kaldı.

·       Ben bu demokrasi şöleninin geri gelmesini savunuyorum.

·       Hakim denetiminde önseçim veya örgüt denetiminde önseçim konusunda bazı partililerimizin düşünceli olduğunu anlıyorum.

·       Ancak, belli bölgelerde örgüt denetiminde önseçim önermemizin nedeni cinsiyet ve gençlik kotalarının anlamlı biçimde uygulanmasını temin etmek ve o seçim çevrelerindeki hassasiyetleri göz ardı etmemek içindir.

·       Yoksa kuşkusuz belirlenmiş kurallar çerçevesinde örgüt gözetiminde yaptığımız ön seçimin de sonuçlarına tam riayet içerisinde olacağız.

·       Örneğin Balıkesir’de Körfez/Merkez dengesini sağlayabilmek; Hatay’da Ova/Merkez dengesini sağlayabilmek için örgüt denetiminde önseçim ihtiyacı vardır.

·       Cinsiyet kotası ve gençlik kotalarında bazı düzenlemelerimiz olacak.

·       Cinsiyet kotasını kademeli olarak %50’ye çıkaracağız.

·       %20’lik Gençlik Kotasını ise ikiye böleceğiz.

·       %10’unu 18-25 yaş arası üyelerimizin %10’unu ise 25-40 yaş arası üyelerin kullanımına sunacağız.

·       Dijital Demokratik Katılım Portalını, tüzüğümüze ekliyoruz.

·       Üye ve seçmenlerin karar alma mekanizmalarına katkı sunmaları için oluşturulan Dijital Demokratik Katılım Portalı ile anlık ve süreli konularda görüşlerine danışma imkânını sağlıyoruz.

·       Bunu bir ilerisine taşıyarak Seçim Kurulu gözetiminde yapılmayan seçimlerin bu portal üzerinden yapılabilmesini fırsat tanıyacağız.

·       Şundan eminiz ki bugün burada oluşacak tüzüğümüz, daha iyisi yapılana kadar, Türkiye’deki en demokratik tüzük olacak.

·       Yarından itibaren iktidar programına evrilecek olan Parti Programımızın değişim çalışmalarına başlayacağız.

·       Programımızı, toplumun değişen beklentilerine ve dünyada değişen koşullara göre programımızı yenilemek zorundayız.

·       Program çalışmalarımız kapsamında Sosyalist Enternasyonalin ilgili komitesini de Ankara’ya davet ettik.

·       Bu toplantıya Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı ve CHP Genel Başkanı kimliğimle başkanlık edeceğim.

·       Bu Komite’nin hazırlayacağı sonuç bildirgesini, Ankara Bildirgesi olarak Eylül sonunda Birleşmiş Milletlerin Yüksek Düzey toplantıları kapsamında katılacağım Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Divanı toplantısında sunacağım.

·       Çalışma masaları halinde tüm delegelerimizden ve konularında uzman isimlerden, parti programı nasıl olmalı diye dinleyeceğiz.

·       Parti Programımızı şekillendirmek maksadıyla “Demokrasi ve Adalet”, “Sosyal Refah”, “Kapsayıcı Kalkınma” ile “Dış Politika ve Ulusal Güvenlik” konu başlıklarında katkılarınızı alacağımız masaları oluşturduk.

·       Buradan çıkan görüşlerden istifade ederek Program Kurultayımızı da çok gecikmeden hayata geçireceğiz.

·       Ülkemiz ve 86 milyon yurttaşımız, 22 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yarattığı ağır sorunlarla boğuşuyor.

·       Yurttaşımız ağır ekonomik sorunlar nedeniyle kirasını ödeyemiyor, aybaşını getiremiyor.

·       Gitmekte olan bir iktidarın yarattığı tahribat Edirne’de de Hakkari’de de İstanbul’da da Trabzon’da da hissediliyor.

·       İktidar ise emeklinin, üreticinin, esnafın karşısına çıkabilecek cesareti bulamıyor.

·       Ömrünü ülkemize adayan, bu memleket için yıllarca alın teri döken emeklilerimiz, Emekli Yılı ilan edilen 2024 yılında açlığa terk edildi.

·       Bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretken, bugün asgari ücretin çok altında bir emekli maaşıyla yaşamak zorunda kalıyorlar.

·       Bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınabilirken, bugün 12 bin 500 TL’lik maaşla 3 çeyrek altın bile alınamıyor.

·       Emeklilerimizin 5,5 çeyrek altını yok oldu.

·       Emeklilerin sorununu biliyoruz: Var Bir Çaresi

·       Geçen yıl asgari ücrete iki kez zam yapmakla övünen iktidar bu sene asgari ücretlinin ikinci zam talebini duymadı, görmedi.

·       Emekçiyi 17 bin liralık asgari ücrete mahkûm etti.

·       17 bin liralık asgari ücret ilk verildiğinde yani ocak ayında 9 gram altın alabiliyorken, bugün ise 6 gram altın alabiliyor.

·       Asgari ücretlileri duyuyoruz: Var Bir Çaresi.

·       Kurucu Cumhurbaşkanımızın milletin efendisi olarak tarif ettiği üreticiler zor durumda.

·       Geçinemiyoruz diye feryat eden çiftçiler, ayağa kalkmış durumda.

·       Gübrenin çuvalı geçen sene 1600 liraydı, bu sene 3 bin liraya çıktı.

·       İlaç 340 liradan 600 liraya çıktı.

·       Mazot 24 liraydı, 45 lira oldu.

·       İşçi ücretleri iki kat, sulama maliyeti üç kat zamlandı.

·       Ama üretici geçen seneki fiyatlarla bile ürünlerini satamıyor.

·       Ama iktidar çiftçinin yanında yok, biz varız.

·       Rize’de Çay, Hayrabolu’da buğday, Giresun’da fındık, Gaziantep’te fıstık mitingleri yaptık. Bu mitinglerimiz üreticiye cesaret verdi.

·       Balıkesir’de, Burdur’da, Konya’da ve yurdun dört bir yanında çiftçi haklı isyanını dile getiriyor.

·       Çiftçilere söylüyoruz: Var Bir Çaresi

·       Bugün 7 bölgede, 81 ilde yakasının rengi ne olursa olsun, iki yakası bir araya gelemeyenler var.

·       Beyaz yakalılar da mavi yakalılar da gri yakalılar da iki yakasını bir araya getiremiyor.

·       Aldığı maaş ile geçinemiyor, borçlarını ödeyemiyor, evlatlarına iyi bir gelecek hazırlayamıyor, başlarını sokacak bir ev alamıyorlar.

·       Madende de olsa, fabrikada da olsa, plazada da olsa emekçiler tarihin en ağır koşullarında yaşıyorlar.

·       Gelir vergisi dilimleri nedeniyle emekçilerin ocak ayında aldıkları maaşları yıl sonuna kadar eriyor.

·       Ülkemiz tarihinin en korkunç gelir adaletsizliği ile yaşıyor.

·       En zengin %20, bütün paranın, bütün varlıkların %81’ini alıyor ama en yoksul %20, sadece %0,5’ini alıyor.

·       Tüm emekçileri duyuyoruz: Var Bir Çaresi.

·       Kimsenin kalitesinden memnun olmadığı bir eğitim sistemimiz var.

·       Eğitimde fırsat eşitliğinin yok sayıldığı, öğretmenlerin beş ayrı kategoriye ayrıldığı, ücretli öğretmenlerin asgari ücretin altına denk gelecek maaşa mahkum edildiği bir Türkiye yaratıldı.

·       Eğitimin kalitesine güven gitgide azalıyor. Türkiye’de nitelikli eğitim pahalıdır, bu nedenle nitelikli eğitime ulaşmak sınıfsal bir sorun haline gelmiştir.

·       Var Bir Çaresi.

·       Adalet ve Kalkınma Partisi, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti sunamamaktadır.

·       Randevuya erişim kangrene dönüşmüştür.

·       Açılan şehir hastaneleri ticarileşmiş kurumlar haline dönmüştür.

·       Var Bir Çaresi.

·       31 Mart seçimlerinden henüz 5 ay geçmemişken Hakkari Belediyesine kayyum atandı.

·       Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, 31 Mart’ta milletin verdiği mesajı alamadığını ortaya koydu.

·       Milletin verdiği oy ile inatlaşmanın kimseye faydası olmadı.

·       Manisalı seçmenin belediye başkanı seçebildiği, Hakkarili seçmenin belediye başkanı seçemediği bir demokrasi olamaz.

·       Biz bu ülkenin tüm sorunlarını biliyoruz.

·       Biz halkın derdiyle dertleniyoruz.

·       Ve diyoruz ki: Tüm dertlerin var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.

·       Bu yolda, bizim, yol arkadaşlarımızın önünü kesmek isteyenler olacaktır, hepsini tanıyoruz, hepsinin farkındayız.

·       Karşımızda siyaseti yargı eliyle dizayn edebileceğine inanan ve bunu normalleştirmek isteyen bir iktidar var.

·       Biz bu anormal durumun normalleşmesine izin vermeyeceğiz.

·       İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu aramızda.

·       Manasız bir dava yıllardır karara bağlanmıyor, Demokles’in kılıcı gibi hepimizin üzerinde havada tutuluyor.

·       Siyasi yasak tartışması gündemde tutuluyor.

·       Ayrıca önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hakkında siyasi yasak istenen bir dava açılıyor.

·       Buradan kurultayımızdan en net ifadesiyle söylemek isterim ki;

·       Bu davalarla hiçbirimizi yolumuzdan çeviremezsiniz.

·       Biz milletle birlikte yürüyenleriz.

·       Ne biz ne de milletimiz koltukta kalmak için yargı vesayetine umut bağlayanlara asla fırsat vermeyeceğiz.

·       Bu kürsüden yeterince anlaşılmadığını gördüğüm bir konuda, tutumumuzu net olarak tarif etmek isterim.

·       Yerel seçimlerde birinci parti olduktan sonra, erken seçim talep etmemizi isteyenler oldu, saygı duyduk.

·       Ancak biz, milletin 1 Nisan’daki beklentisinin bir erken seçim değil, sıkıntılarının çözülmesi olduğunu görüyorduk.

·       1 Nisan’da erken seçim diye meydana çıkmamız, milletin mesajını almamak olurdu.

·       Biz ana muhalefet partisiyiz, elbette erken seçim isteriz.

·       Ancak yapmamız gereken bunun bir toplumsal talebe dönüşmesini beklemekti.

·       Seçimlerin üzerinden 5 ay geçti.

·       Ama iktidar kendi iç tartışmalarının içine düşerken milletin derdini unuttu, görmezden geldi.

·       Hiçbir soruna çözüm üretmedi.

·       Vatandaş geçinemiyoruz diye feryat ediyor.

·       Biz de dedik ki, milletin sorunlarını çözmezseniz geçim olmaz.

·       Geçim olmazsa eninde sonunda seçim olur!

·       Şimdi halkımız, sorunlarının çözümü için bir iktidar değişimi gerektiğini görmeye, anlamaya ve dile getirmeye başladı.

·       Erken seçimin, bir toplumsal talebe dönüştüğünü görüyoruz.

·       Şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız.

·       Erken seçim olmazsa bu iktidar Mayıs 2028’e kadar görevde.

·       2028’i beklemek 4 yıl bu yönetime mahkûm olmak bir seçenek.

·       Eğer erken seçim olacaksa da Erdoğan’ın yeniden aday olma hakkına kavuşacağı da bir gerçek.

·       Biz erken seçim istiyoruz ve Erdoğan bu koşullarda aday olabiliyor.

·       Şimdi ben Erdoğan’a teklifimi yapıyorum.

·       Eğer aday olmak istiyorsan, aldığın 5 yıllık yetki süresinin ortasına kadar, yani 2026 baharına kadar erken seçime evet diyoruz.

·       Yok hayır diyorsan, ben erken seçimi normal zamanına 3 ay 6 ay kala yaparım ve yeniden aday olurum diyorsan biz orada yokuz.

·       Tutumumuz budur.

·       Siyasette pusulasını millete göre belirleyenler, milletin mesajını doğru okuyanlar kazanmış, bu mesajı almayanlar kaybetmiştir.

·       Partimiz hem sokağın sesini duyarak, hem de birlik ve beraberlik içinde olarak seçimleri kazanmıştır.

·       Ve kazanmaya ancak bu şekilde devam edecektir.

·       Partimizin bundan sondaki vizyonunu şöyle tarif edebilirim.

·       Özgüvenli CHP diyoruz.

·       Siyasetimiz özgüvenli siyasettir.

·       Kurucu felsefeye, kurucu ilkelere bağlı, geçmişinden algı mirasla geleceğe yürüyen, gücünü sadece ve sadece milletten alan, bizatihi milletin partisiyiz.

·       Katılımcı anlayışla kararlar alan, bilime inanan, ilkelerine, örgütüne güvenen bir partiyiz.

·       Kapsayıcı CHP diyoruz.

·       Partimiz, bu ülkedeki tüm toplumsal kesimlerin,

·       Dindarların, sekülerlerin,

·       Baş örtülülerin, başı açıkların,

·       Alevilerin, Sünnilerin

·       Türklerin, Kürtlerin

·       İşçilerin, işverenlerin herkesin güvencesidir.

·       Toplumsal kazanımların tek savunucusudur.

·       Partimiz, siyaseti normalleştiren, herkesi kapsayan ve sadece toplumun sorunlarını çözmeyi amaç edinen Türkiye’nin partisidir.

·       Partimiz, bu ülkenin en güvenli limanıdır.

·       Kalkınmacı-İlerici CHP diyoruz.

·       Partimiz güçlü, zengin ve adil bir Türkiye’yi,

·       Vergi adaletini,

·       Gelir adaletini,

·       Sosyal adaleti ve yargı adaletini savunan partidir.

·       Partimiz bugün Türkiye’nin önüne yeni bir hikâye koymaktadır.

·       Bu ülkenin rotasını 4500 dolar milli gelire sahip Şangay İşbirliği Örgütü’ne çevirmek isteyenlere karşı,

·       Ortalama 45 bin dolar milli gelire sahip Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefini bu milletin önüne koyuyoruz.

·       Biz iktidar olunca yaparız demiyor, bu mücadeleyi aylardır sürdürüyoruz.

·       Öyle ki biz, 32’si Avrupa’da, toplamda 77 siyasi partinin üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal partimizin AB üyeliği mücadelesine tam desteğini açıklamıştır.

·       İktidar olduğumuzda çok kısa sürede bu hedefe ulaşma vizyonunu tüm milletimize sunuyoruz.

·       Ayrıca dış politikada;

·       Balkan coğrafyasıyla ve Türki cumhuriyetlerle en iyi ilişkileri kuran,

·       KKTC ile Azerbaycan ile üstenci, buyurgan bir dille değil dost ve kardeş ülke bağı oluşturan,

·       Diğer yandan da Rusya ve Çin gibi devletlerle diplomatik ilişkilerini geliştiren bir dış politikayı oluşturmayı amaçlıyoruz.

·       Bugün tüzük değişikliklerimizi, tüm Türkiye’ye ve dünyaya örnek olacak bir olgunlukla, bir demokrasi şöleni içinde gerçekleştireceğiz.

·       Tüzük değişikliklerini yapacak, parti programımızı yenileme sürecini de çok güçlü bir şekilde başlatacağız.

·       Partimizde bu değişimi tamamladıktan sonra hep beraber, birlik içinde cesur adımlarla geleceğe yürüyeceğiz.

·       Bugün burada iktidar yürüyüşümüzü başlatıyoruz.

·       Türkiye’nin birinci partisinin rakibi, artık diğer partiler değildir.

·       Diğer partilerin amacı bize ulaşmak bizim hedefimiz ise %38 oyu %50’nin üzerine taşımaktır.

·       İkinci Yüzyılın ilk genel seçimlerine gidiyoruz.

·       Ben bugün karşımda,

·       Yıllardır bu partiyi omuzlarında taşıyan ve şimdi yarım asır sonra iktidara adım adım yaklaşan delegeleri görüyorum.

·       Ben sizlere bakınca, birlik ve beraberliğine uzanan ellere fırsat vermeyen, partimizin pırıl pırıl evlatlarını görüyorum.

·       Umutluyum, çünkü karşımda azimli ve kararlı yol arkadaşlarımı görüyorum.

·       Cesaretliyim, çünkü gücümü sadece sizlerden ve milletten alıyorum.

·       Heyecanlıyım, çünkü 81 ilde bize güvenen, inanan milyonları heyecanını hissediyorum.

·       Davetimiz 86 milyonadır.

·       Cumhuriyet Halk Partisi herkesin evi,

·       Türkiye İttifakı herkesin yuvasıdır.

·       Ülkesini, bayrağını, vatanını seven,

·       Daha zengin, daha özgür, daha adil bir Türkiye hayali kuran herkesi Baba Ocağına davet ediyoruz.

·       Bu davet açık bir davettir.